Uzun uğraşlar sonucunda, sonunda bayılarak uyuyabilmiştim. Ve tahmin ettiğim gibi de öğle saatinde gözlerimi açabilmiştim. Fakat bu benim açımdan bir sorun teşkil etmemişti çünkü zaten okul yoktu. Tüm günü evde geçirmeyi planlıyordum.
Ama daha ilk dakikadan yataktan kalkmak için herhangi bir hamle yapmamıştım. Başım ağrıyordu. Üstelik dizlerimin bağı çözülmüş gibiydi. Hasta olduğumu zannetmiyordum. Öyleyse neden burnum akıyordu? Boğazım da biraz ağrıyordu sanırım. İçimden, umarım hasta olmamışımdır diye geçirsem de içten içe hasta olduğumu düşünüyordum.
Tekrar uykuya daldığım saatlerin birinde geriden gelen bir ses duymaya başladım. Uğultu gibiydi. Ne olduğunu çıkaramıyordum. Ancak bir dakika sonrasında gözlerim hafif aralandı; telefonum çalıyordu.
Bu sese katlanamayan yanım arayan kişinin kim olduğuna bile bakmadan aramayı açarken gözlerim yeniden kapanmıştı. "Ne var Berke?" O, Berke değil salak!
"Hilal?"
Alper?
"Hassiktir." Kendi kendime mırıldanırken sessiz olduğumu düşünüyordum oysaki ama güldüğünü işittiğimde bok yoluna gittiğimi anlamıştım. Hayır ama ya.
Gözlerim hızlıca açılırken yatakta doğrulmaya çalıştım. Bu çok zor geliyordu çünkü boynum tutulmuştu, üstelik boğazımdaki ağrı bir-iki saatte daha da artmıştı.
Kısacası evet, hastaydım.
"İyi misin?" diye sorduğunu işittiğim an sessizce yutkunarak dudaklarımı araladım. "İyiyim," dedim kuru bir sesle. "Berke aradı sandım da bir an, kusura bakma."
"Sorun değil," dedi yavaşça. Onun sesi de uykulu geliyordu. Saat kaçtı? "Senin sesin bir tuhaf geliyor Hilal. Gerçekten iyi olduğuna emin misin?"
"Evet," dedim kısaca ama bariz yalan söylüyordum. Hastalıktan geberiyordum. "Bir şey mi oldu? Neden aramıştın?"
Hattın diğer ucunda kaşlarının çatıldığını hissettim. Kendi içinde bu tuhaf tavırlarıma anlam veremiyordu sanırım. "Aslında... Yani bir nedeni yoktu. Öyle arayayım diye..." diye gevelemeye başladığında kaşlarım daha fazla çatıldı. Yeni uyandığı için mi algıları böyleydi?
"Bir şey olmadığına emin misin?" diye irdeledim yeniden. Çünkü bir şey olmadan beni aramış olması tuhaf geliyordu. Neden? Hattın diğer ucunda boğazını temizlediğini işittiğimde sesimin hasta çıktığını bariz anlamış olmalıydı. Yalan söyleme konusunda kötüydüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HALEL | YARI TEXTING
Teen Fiction"Aramıza o kadar büyük bir boşluk girdi ki, hiç bile saysam bunu, bu kalbin yeniden atması imkansız."