Chapter 16.

56 5 0
                                        


Yanımda hissettiğim hareketlilikle gözlerim açıldığında havanın yavaş yavaş aydınlandığını fark edebiliyordum. Ama sadece bunu fark edebilmiştim çünkü bulunduğum konum kendi odamdaki yatağım değildi.

Hiç değildi.

Gece buraya nasıl geldiğimi ise hatırlamıyordum.

Koltukta yan dönmüş, bacaklarımı kendime çekmiş bir şekilde kaskatı kesilmişken arkamda uyuyan Rumeli'nin bedeninden yayılan sıcaklık bana geçiyordu. Üstelik aldığı ve verdiği nefesleri saç diplerimde hissediyordum.

Bu normal miydi?

Gözlerimi biraz daha aralayarak uykumun açılmasını bekledim. Aslında kalbimin ritmi yine hızlanmıştı ama yok saymaya çalışıyordum. Sadece çalışıyordum, yapmak mümkün değildi.

Uyuduğunu düşünerek yataktan kalkmak için bir hamle yaptığımda aynı saniyede boğuk sesi kulaklarıma dolmuştu. "Nereye gidiyorsun?"

Cehennemin dibine. En azından şimdilik.

"Odama," dedim birkaç saniye düşündükten sonra. Bu birkaç saniye biraz uzun sürmüş olmalı ki kaşları çatık bana bakıyordu ve yatakta sırtüstü dönmüştü. Gözleri kısık bakıyordu yeni uyandığından dolayı, sesi de gıdıklayacak derecede boğuk geliyordu. Aslında bu açıdan dehşet iyi görünüyordu ama haberinin olduğunu sanmıyordum bundan.

Derin bir nefes aldığımda o da aynı anda esnemişti. Anladığını belirtir bir şekilde başını salladığında dudaklarımı birbirinden ayırdım. "Bu arada," diye mırıldandım yavaşça. "Ben gece buraya nasıl geldiğimi bilmiyorum. Eğer bir şey dediysem—"

"Bir şey demedin Hilal," dedi kuşkulu gözleri yüzümde gezinirken. "Ama kâbus gördüğünü anladım. Yalnız kalmaktan korktuğunu da... Bunun için teşekkür falan edeyim deme," dediğinde dudaklarımı birbirine bastırıp başımı salladım sessizce. Öyle oluyor muydu ya?

"Ha bu arada," diye devam ettiğinde çoktan yataktan kalkıp ayağa dikilmiştim ama gözlerim yatakta, doğrulmuş bedenindeydi. "Bugün okulu ekeceğiz." Munzur gülümsemesiyle kaşlarım havalanırken hiçbir şey anlamıyordum.

"Sen mi?" diye sordum alayla. "Okulu ekeceksin."

Alaylı sesimle gözlerini devirirken nefesini vermişti. "Her gün Galata'ya gitmiyoruz maalesef."

HALEL | YARI TEXTINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin