Multimedia Hayal.
'' Hayal kalk artık saat 8 buçuk oldu. Hadi artık servis gelicek az sonra. Hayal uyansana kızım. Ay rahatlığa bak. Ben gidicem sanki okula.'' Annemin bağırışlarını gayet net duyuyordum.Ama algılama kısmında problemlerim vardı. Dün gece 4'te yatmıştım. Ve gözlerimi açmayı şuan için planlamıyordum. Ama bir saniye.. 8 buçuk mu dedi o? '' Ne? NE! Ne demek 8 buçuk. ''Ay servis gelicek ben nasıl yetişicem anne niye kaldırmıyorsun beni ya inanmıyorum sana.'' Yatağımdan debelenmek suretiyle fırlayıp üzerimi giyindim. Mutfağa gidip sıcak çayı fondiplemeye kalkınca haliyle dilim yandı. Ve olduğum yere zıplamaya başladım. O an gözüm tam karşımdaki duvar saatine takıldı.
06:30.
Tamam kabul ediyordum sabahları kalkmak büyük bir problemdi benim için. Uyanamıyordum ama bu vicdansızlıktan başka bir şey değildi. Adi bir plandı. Hayinlikti. Evlat düşmanlığıydı resmen. '' Niye ya niye..'' diye söylenip kendimi salondaki koltuğa bıraktım. Sadece iki buçuk saat uyuyabilmiştim. Ve bugün senenin ilk okul günüydü benim ve abim olacak o mendebur için. Teyzemlerin Antalya'daki evlerindeydik tatil boyunca. Ve okulunda bir haftasını böylece tarihin tozlu sayfalarına gömmüştük. Hunharca dans edebilirdim bunun için. Ama buna ne enerjim vardı ne de uygun bir ortam. Uyumaya devam etsem asla uyanacağımı düşünmüyordum. Bende televizyonu açıp çizgi film izlemeye başladım.
***
'' Hayal, gereksiz gerizekalı uyansana. Hadi kalk bak gidiyorum ben. Hadisene kızım!'' Evet öküz sıfatından başka hiçbir şeyin onu yansıttığını düşünmediğim abime merhaba deyin. Kendisi abim olduğunu bir türlü kabullenememişti. Düşmanı olarak görüyordu resmen beni. Yoksa sabah sabah beni döverek uyandırmasının başka bir açıklaması olamazdı. Sinirle koltuktan doğrulup çemkirmeye başladım. '' Baksana bi bana. Bak böyle. Neyim ben? İnsan. Siz bir insan evladını niye bir günde iki kez bağırarak uyandırıyorsunuz? Derdiniz ne ya sizin? '' Yankı Üstün tabiri caizse bana mal mal baktı. Ki bu bakışı şu ana özel değil, her ana özeldi. Hep böyle bakardı dengesiz. Derin bir nefes alıp arkasını döndü. Ve yürümeye başladı. '' Hayal hadi üzelim gel gidelim şu okula sinir etme beni. '' Yok. Olmuyordu. Ciddiye almaya çalışıyordum ama hayır. Yapamıyordum. Hadi ama bu 7 yaşındayken uçucam diyip pencereden atlayıp kolunu bacağını kırmıştı. Hala aklımda uçamadım diye ağlayışları. Şimdi gelmiş artistlikler yapıyor. Çantamı alıp peşinden yürümeye başladım. Lise sona gidiyordu Yankı. Bir yaş büyüktü benden. O'na işim düşmedikçe abi demezdim. Kardeşim diye demiyorum yakışıklıydı şimdi. Hakkını yemiyim. Hatta batkımda şuan bir daha baya baya yakışıklıymış ha. Serviste hemen yanına oturdum ve yüzünü kendime çevirmeye çalıştım. '' Hişşt Yankı baksana bi. '' İlk başta beni umursamadı. Aynı şeyi dört kez söyleyince bıkkın ifadesiyle bana döndü. '' Ne var ne istiyorsun?'' dedi. '' Yankı çok tatlısın be.'' deyiverdim. İçimden gelerek ve gayette ciddi söylediğimden olsa gerek on saniye kadar ifadesizce suratıma baktı ve sonrasında kahkaha atmaya başladı manyak. İbne olarak nitelendirdiğim bir şekilde sırıttı ve '' Hayal bitanem iyi misin? Ben senin abinim bana yürüyemezsin.'' dedi. Bak hala gülüyor gerizekalı. '' Ya saçmalama iki dakika. Nisan' a ayarlıyım mı seni he? Söyle hadi, evet de hemen yapıyım.'' Gözlerimi kırpıştırıp kaşlarımı aşağı yukarı oynatıp '' seni seni sen bana bırak '' bakışımdan attım. Ben olumlu bir yanıt bekliyordum tabi ki. Ama kafamda hissettiğim acı pek olumlu gelmemişti. '' Ya ne vuruyorsun kafama be! Manyak mısın? Ben senin geleceğin için çabalıyorum burada!! '' Al işte. Şiddet uyguluyordu dengesiz. '' Kızım defol git yanımdan. Başka yere mi oturuyorsun yoksa servisten inip yürüyor musun beni ilgilendirmez. Elimde kalacaksın yoksa!'' Gelişmiş bir Hayal Üstün günde 45241354 kez Yankı Üstün'ü sinir ederdi. Ve yine 45241354 kez Yankı Üstün'den dayak yerdi. Ritüelimizi bozmadım ve Yankı'yı egosuyla baş başa bırakmak için ayağa kalktım. '' Canım senden korktuğumu düşünme. Baktım kucağına sığamıyor o ego. Ben kalktım sen onu buraya oturtursun. Hadi kaçtım ben'' dedim. Yankı kafasını öndeki koltuğa vurdu. Ben ise hemen kendimi boş bi yere attım. Ve okul olarak isimlendirilmiş cehennemin ön gösterimine ulaşmayı bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK SONBAHAR
Teen FictionTüm hakları babaannemin paçalı donlarının arasında saklıdır. '' Senden önce yaşamıyordum ben. Bunun sende farkındasın. Sen benim son baharımsın. İlk kez yanında sonbaharı yaşadığımsın. '' Aşık mıydım ki bu çocuğa. Yok be. Aşk olsaydı duramazdım...