Her tatlı anımı mahvetmeye programlanmış olan Yankı hödüğünü görmezden gelmeyi o kadar isterdim ki. Ama gelin görün ki olmuyordu işte. Yaydığı sinirden nasibimi almadan edemiyordum.
Öylece yanımda dikilmiş, Emre'ye bakıyordu.
'' Yankı niye dikiliyoruz böyle? Geçsek ya içeri.''
O kadar sakin bir tavırla bana döndü ki.
'' Ah tabi Hayal'cim. Geçelim içeri canım kardeşim.'' Dediğinde bir an inandım ya. Kısa bir anda olsa inandım ama çok uzun sürmedi bu inancım. Yankı sağ olsun uzaydan duyulabilecek oranda yükseltti sesini.
'' Önce açıklasana sen bana gecenin bir körü ne yaptığını şuan, böyle, burada?!''
Sanırım Yankı'yı yok sayma anım bu andı. Emre'ye çevirdim bakışlarımı. Elleri ceplerinde, öylece bize bakıyordu.
'' İyi geceler.'' Diyip uzaklaştı birden ben daha cevap dahi verememişken.
Ben doğal olarak Emre'nin ardından bakakalmışken yine Yankı'nın sesi ulaştı kulaklarıma.
'' Açıklama?''
Oflayıp apartmana girdim. Merdivenleri koşar adım çıkarken Yankı'da tabi ki peşimdeydi. Kapıyı açıp içeri girerken de öyle. Hatta mutfağa gidip su içerken de. Ve hatta odama girerken de peşimdeydi.
En sonunda bende zıvanadan çıktım ve apartman sakinlerini yerinden hoplatacak ses düzeyine ulaştım.
'' Ne Yankı, ne var? Peşimdesin onca zamandır. Bir huzur ver!'' derken ben, beni zerre umursamadı ve yine aynı surat ifadesiyle, yine aynı kelimeyi kullandı.
'' Açıklama?''
Kafamı yastığıma gömüp birkaç dakika bağırdım. Böylelikle kapımıza insanlar dayanmadan bağırıp akabinde sakinleşmiş oluyordum.
Kafamı yastıktan çeker çekmez '' Nisan buradaydı, onu yolladım. Yolda Emre'yle karşılaştık, eve bıraktı. Oldu mu?'' dedim.
'' Olmadı Hayal.'' dedi kendisini tekli kitap okuma koltuğuma bırakırken.
'' Kızım ben sana demedim mi uzak duracaksın diye. Niye dinlemiyorsun sen sözümü?''
Ben zaten on yedi yıldır mütemadiyen Yankı'nın sözünü dinlemiyordum. Ama onun bundan haberi var mıydı emin değildim.
'' Farkındaysan bana bir neden vermedin Yankı. Üstelik abartma ya, alt tarafı gecenin bir körü yalnız yürümeyeyim diye geldi. Neresi özel bunun?''
O kadar haklı konuşmuştum ki, kesin Yankı artık odamdan defolacaktı.
'' Yok birde özel şeyler yaşasaydınız! Hayal defol git şuradan sinirim tepemde yolarım o saçlarını!''
Annem gibi bağırıyordu aynı. Ona çekmişti herhalde. Arkasından kap çıkarıp dolma doldurmaya başlasa şaşırmazdım. O derece annemvariydi tavırları.
'' Benim odamdan beni kovuyorsun şuan?''
Bir parça bozulmuştu tabi gerçeği dile getirdiğimde.
'' Kızım seni komple dünyadan kovarım deli etme beni! Uzak dur diyorsam uzak dur ne diye abini sorguluyorsun sen!''
Sonrası ise bana dejavu hissi yaşatan anlarla dolu dakikalardı. Ben sinirimi kontrol edemeyip her zamanki deli cesaretimle Yankı'ya doğru uçmuştum, ve o her zamanki gibi saçlarıma asılmıştı. Ve beni pencereden atma girişiminde bulunmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK SONBAHAR
Teen FictionTüm hakları babaannemin paçalı donlarının arasında saklıdır. '' Senden önce yaşamıyordum ben. Bunun sende farkındasın. Sen benim son baharımsın. İlk kez yanında sonbaharı yaşadığımsın. '' Aşık mıydım ki bu çocuğa. Yok be. Aşk olsaydı duramazdım...