Bölüm 22:VEDA KONUŞMASI MIYDI BU?

14 1 0
                                    



'' Kardeşim ne demek sizi içeri alamam? Alabilirsin bence, bu hayatta imkansız yoktur. Şimdi çekil önümden.''

Alışkın olduğum üzere evrenin benden hoşlanmadığını biliyordum. Ekosistemde bulunan her canlının benimle ilgili sıkıntıları vardı.

Karşımda durmuş beni içeri almayı reddeden orangutan sıfatlının da öyle. Dürüst olmak gerekirse oldukça yakışıklı ve kaslıydı. Spor salonunun yetkililerinden olması bu durumu açıklıyordu.

Ama beni içeriye almadığı müddetçe benim için orangutandan fazlası olamazdı.

'' Hanımefendi zorluk çıkarıyorsunuz şuan. Zaten hatırladığınız gibi size oldukça fazla tolerans gösterdik. Üyeliğinizde yok, içeriye giremezsiniz.''

Nisanla konuşmam gerekiyordu. Telefonunun kapalı olması da beni buraya kadar getirmişti. Ama içeriye alınmıyordum!

'' Ne yaptım ya ben size! Alt tarafı Nisan'a bakıp çıkacağım. Ne yapacağım dambıllarınızı kıracağım? Koşu bantlarınızı mı bozacağım? Arkadaşa bakacağım diyorum niye anlamıyorsun Herkül kılıklı!''

Çileden çıkarmıştı artık beni, Herkül demeseydim daha iyi olabilirdi belki ama bilinçaltıma karşı koyamamıştım.

'' Nasıl bir şey yapmadın be! Senin yüzünden kaç müşteri kaybetti burası haberin var mı senin? Almıyorum işte ya. Almayacağım seni içeriye.''

Evet, az önce bana hanımefendi diyen Herkül de çileden çıkmıştı. Ben onu korkutamasam da, o kocaman cüssesiyle bağırarak beni fazlasıyla korkutmuştu. Ellerimi teslim oluyormuş gibi havaya kaldırdım.

'' Sakin ol şampiyon. Seninle iyi kötü geçmişimiz var. Sen beni kapının önüne fırlattın, ben seni sinirlendirdim falan. Unutalım şimdi bunları sen en iyisi Nisan'ı buraya çağır.''

Herkül kılıklı bey sanırım daha fazla benimle uğraşmak istemediğinden kabul etti ve Nisan'ı çağırmaya gitti.

Birkaç dakika sonra Nisan gelebildi. '' Adamın dengesini bozmuşsunuz iki dakikada. Ne yaptın cidden?'' dedi Nisan.

'' Bir şey yapmadım ya. İçeri almadı beni Bay Herkül. Ulaşamadım sana, konuşmamamız lazım Nisan böcüğü.''

Yankı beni öylece bırakıp gittikten sonra olduğum yere çöküp beklemiştim on dakika kadar. Ama beynim algılamayı reddediyordu bu durumu. Tek başıma aşamayacağımı fark edince Nisan'ı aramıştım ama kapalıydı telefonu. Bende spor salonuna gelmekte bulmuştum çareyi.

'' Konuşuruz Hayal. Bekle çantamı alayım geleyim.''

***

'' İşte böyle.. Hiçbir şey söylemedi. Yok öyle bir şey demedi. Gitti Nisan, yürüdü gitti. Sen olsan ne düşünürsün?''

Her zaman geldiğimiz kafedeydik. Bir yandan kahve içerken diğer yandan anlatıyordum olanları. Nisan düşündü önce biraz. Sonra ise '' Bilmiyorum Hayal. Abini sen daha iyi tanırsın elbette, sence doğru mu?''

Bende düşündüm biraz.

'' Olmasaydı söylerdi. Hayır derdi, neden sussun ki öyle bir şey yoksa.'' Dedim ve masaya indirdim bakışlarımı.

'' Sanırım sen hayır demesini istiyordun. Değil mi Hayal?'' diyen Nisan'a baktım cümlesini bitirir bitirmez.

'' Düşünsene, Emre ve Yankı aynı kişiyi seviyor. Ya da sevmişti önceden. Bense Emre'ye yakın olmak için taklalar attım. Emre beni eve bıraktı. Onunla Yankı'yı karşı karşıya getirdim. Ama bundan sonra olmaz ki. Eğer doğruysa bu, Emreyle yakın olamam ki.''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 04, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İLK SONBAHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin