Bölüm 2: Murat Bey Hoca

115 20 10
                                    


Multimedia Emre.

Modern hapishaneye yani sınıfa girmeden önce Yankı beni durdurdu. Ellerimle yüzümü kapayıp'' Allah aşkına vurma.'' dedim. Pek imanlı bir şeye benzemiyordu ama şansımı denemekte fayda vardı. Birden kollarını bana doladı Yankı. Hafifçe gülüp saçlarımı karıştırdı. '' Bugün, yarın, yarından sonraki gün, mümkünse hiçbir gün başıma bela olma tamam mı ? Hadi doğru sınıfa.''

Sadece gülümsemekle yetindim. Anlaşamıyorduk evet ama çok fazla değer veriyorduk birbirimize. Canının yanacağını düşünsem canım yanardı. Ama belli etmezdim. Etmezdik. Birbirimizi sevdiğimizi söylemezdik. Ama hissettirirdik. Şuan olduğu gibi. O sınıfına giderken bende derin bir nefes alıp sınıfa girdim. Alışık olmadığım yüzler arasında Nisan'ı aradım. Ama yoktu. Lanet gelesice kesin yine tüttürüyordu. Okulun en üst katı kullanılmıyordu. Çatıya açılan demir merdiveninde bulunduğu sakin sessiz bir yerdi. Kimse uğramazdı buraya. Ben ve Nisan dışında. Kameraların göremediği kör noktadaydı o demir merdiven. Nisan sigarasını burada içerdi. Ben içmiyordum sigara. Denemişliğim vardı ama ana korkusu başa belaydı. Zaten pasif içicilikte dünya markasıydım. Çantamı rastgele boş bir sıraya koyup en üst kata çıktım. Tahminim doğruydu. Nisan tam bir bad girl edasıyla cuara içiyordu. Hemen yanına koştum. '' Ben geldim kötü kadın. '' deyip üstüne atladım kardeşim gibi sevdiğim kızın. Ani sarılışım yüzünden sendelese de kendini hemen toparlayıp  kafama bir tane patlattı .Yılışıklığımı kulllandım ve hiçbir şey olmamış gibi devam ettim.Biraz sohbet ettikten sonra sınıfa döndük. Arkadaşlığımızın temel yapı unsuru olan dedikodunun dibine vurduktan sonra Nisan bana anlamlandıramadığım bir şekilde bakmaya başladı. Bir an bana yürüyor sandım ama uzun sürmedi. '' Var mı?''dedi. 

 Böyle sınıfın ortasında sorması pek mantıklı gelmese de umursamayıp çantamın fermuarını açtım. Pedi aldım ve Nisan'a uzattım. Ay aval aval bakıyor bir de suratıma. '' Ya kızım ibne ibne bakıp var mı dedin ya al işte. Var.''

'' Hangi günahın bedelisin be Hayal sok şunu aldığın yere! Biri görecek rezil olacağız. '' İstemiyorsa istemesin. Çantama tekrar koydum pedi. Nisan sıkıldığını belli edercesine ofladı. '' Yaz şeysin var mı?'' dedi yüzünü buruşturarak. Belli ki o kelimeyi kullanmak istemiyordu. O'nu kırmak istemezdim. Ama istiyordum. – Kötü kadın gülüşü efekti--

Derin bir nefes alıp baygın bakışlarımla Nisan'a baktım. Aşk hayatım Yankı'nın beyni gibiydi. Yani yoktu. 'Olmaz mı. Peşimde kaç tane çocuk koştu anlatamam. Hatta biri ayaklarıma kapandı kurbanın olayım beni bırakıp da gitme diye.'' Hayır sevgilim olsa alnıma yazacağım yalnız değilim diye sanki bilmiyordu beni. '' İyi aferin.Yiyosa olsun zaten,sikerler adamı. '' dedi. Aslında vardı eli yüzü düzgün bir sürü çocuk. Bende yüzüne bakılamayacak bir kız değilim. Sorun şu ki; seven değil, veren. Hayatın bu acı sillesini yemiş, birkaç ufak yaz aşkı girişimimi peynir kokulu kız bozmuş, bende pıtı pıtı evime dönmüştüm.

Sınıftan içeriye giren yüze özlemle baktım. Ah o delici bakışlar.. O yandan sırıtış... O sarı evet evet sarı dişler... Boy, pos, endam.. MURAT HOCA. Okula gelir gelmez benden nefret eden adamın dersine girecek olmam hayatın bana '' Boy abdesti al be kafir.'' deme şekliydi. Murat bey sınıfa şöyle bir bakarken beni fark etti. Ben sırıtırken O'nun gülen yüzü düştü. Heyt be Muradım. Hiç değişmemiş. Oturun diye mırıldandı. Yoklamayı aldıktan sonra yine ve yine gözlerini benimkilerle buluşturdu. Gözlerini benden alamayan tek erkekti.

'' Hayal yeni olanlar seni tanımıyorlar. Kendini tanıtır mısın?'' Yüzümü daha ne kadar buruşturabilirdim acaba.

'' Hocam bende onları tanımıyorum. Onlar kendilerini tanıtsa olmuyor mu? '' Zeka farklı şeydi. Beyin, kullanan için çok güzel bir uzuvdu. Murat Hoca'nın sinirlendiğini hissedebiliyordum. Ama banane yahu? Gayette haklıydım.

İLK SONBAHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin