Saat dört buçuktu, okula gitmeme üç saat olmasına rağmen hala yatağımda dönüp duruyordum. Ben ki uyuma eylemine derin bir saygı ve sevgi besleyen, uyuyamadığında pamuk şekeri elinden alınan çocuklara dönen, ben ki yaz tatillerinde herkes uyumayın tatilden gidiyor derken kış uykusuna yatan ayılar misali fosur fosur uyuyan..
Resmen uyuyamıyordum. Koyunları saymıştım. Hatta birkaçını zihnimde şiş kebap bile yapmıştım! Hal böyle olunca acıktığımı düşünüp soluğu mutfakta aldım. Ekmek arası bol çikolata yiyip odama geri döndüm. Ama yine uyuyamıyordum. Korkmuyordum ama yinede Yankı'nın yanına bile gittim.
Tabi beni odasından yaka paça dışarı atıp uyumaya devam etti.
Uykumu getirir diye ninni bile dinlemiştim! O derece uykum vardı, ama uykuya bir türlü dalamıyordum. Kafamı yastığımın altına sokup kendimi boğma girişiminde bulunurken bu pozisyonun uyku için ideal olduğuna kanaat getirip gözlerimi kapadım.
***
'' Bırakın beni ya vicdansızlar. Beşte uykuya daldım diyorum beş! Bildiğimiz beş. Ay açamıyorum gözümü durun bir saniye.''
Kahvaltı masasına resmen zorla oturtulmuştum. Gözlerim ise benden bağımsız kapanıyordu. İki dakikada bir ellerimle göz kapaklarımı kaldırıyordum. Bu durum canımı sıkmaya başlayınca kafamı masaya gömdüm. Bana huzurlu birkaç dakikayı çok gören ailem ise uyumamı engelledi. Annem elime bir parça ekmeği tıkıştırdı yemem için. Gece neredeyse yarım ekmeği gömdüğümü bilmiyordu. Dolayısıyla tok olduğumu da.
Babamın delici bakışlarını üzerimde hissedince birazda olsa bir şeyler yedim.
Yankı'yı ise komple görmezden geldim. Ona baya tripliydim. Evdeyken resmen yalvarıyordum adama gel beraber içelim diye dayak manyağı yapıyordu beni, okulda ise içki getiriyor beyefendi.
Bilmiyor olabilir içki olduğunu ama yinede getiren oydu. Gerisi beni bağlamıyordu. Tüm sınıfa rezil olmuştum!
Tüm bunlar yetmezmiş gibi uyuyamamıştım. Dünden beri başımın ağrısı geçsin diye ağrı kesicileri birer ikişer götürüyordum. Bugün ölmezsem daha da ölmem diyerek servisin yolunu tuttum.
Servisin şoförü olan abi ise tek bir cümleyle yıkmıştı beni.
'' Hayal bu ne tip? Zombilere dönmüşsün. Zaten çirkindin iyice çirkin olmuşsun.''
Şaka yaptığının farkındaydım. Bana hep böyle takılırdı. Bende onun göbeğiyle dalga geçerdim. Ama bugün işler öyle gitmemişti. Kırılmıştım. Alt dudağımı sarkıtmaya başlamıştım bile. Olası bir ağlama krizi yakındı. Bunu fark eden Yankı sakın diyerek beni yanına çekti.
Her ne kadar kızsa ve kalkmamı söylese de başımı çoktan omzuna yaslamıştım. Açık tutamadığım gözlerim ise uzun zamandır abi omzunun verdiği güveni tatmıyor olacak ki tüm gece direnmesine rağmen hemen uykuya daldı.
Uykuya dalmadan önceki tüm olumlu hislerim buhar olup uçmuştu. Abi omuzuymuş da verdiği güvenmiş!
Adam servis durunca öyle bir kalktı ki dengemi sağlayamayıp kalktığı servis koltuğuna kafa attım.
Başımı ovuşturarak ve söylenerek peşinden gittim. Sınıfımın önünde aniden durunca bende durdum. Onun sınıfı bir üst kattaydı.
'' Bundan sonra kimsenin getirdiği şeyleri içmeyeceksin. Benim bile. Kardeşim falan demem bacaklarını kırarım senin.''
Alayla suratına baktım. Bundan önce kardeşi olduğum gerçeğini göz ardı ederek birçok kez bacaklarımı kırmaya kalkmıştı. Lanet olsun ki eli harbiden çok ağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK SONBAHAR
Teen FictionTüm hakları babaannemin paçalı donlarının arasında saklıdır. '' Senden önce yaşamıyordum ben. Bunun sende farkındasın. Sen benim son baharımsın. İlk kez yanında sonbaharı yaşadığımsın. '' Aşık mıydım ki bu çocuğa. Yok be. Aşk olsaydı duramazdım...