Sıçrayarak uyandığımda ilk hissettiğim boynumun ağrısı oldu. Yaklaşık iki saat uyuyabilmiştim ve göz kapaklarımı açık tutmak için mandal aramak için balkona gitmek şuan ki tek çözüm yoluydu.
Yankı'ya baktığımda fosur fosur uyuduğunu gördüm. Bu iyiliğimin karşılığını alacağımı, üzülmemem gerektiğini kendime hatırlattım ve odama doğru yöneldim.
Yankı'yı uyandırmayacaktım. Eğer dediği gibi birkaç gündür uyuyamıyorsa zaten ne kadar çabalasam da uyanmazdı. Devamsızlığı oldukça fazlaydı. Ama mükemmel kız kardeşi onun için hiçbir masraftan kaçınmayıp müdür yardımcısından izin alacaktı.
Bu kadar iyi bir kardeşe sahip olduğu için şükür etmeliydi. Aslında devamsızlıktan kalıpta benimle aynı sınıfta olmasını istemediğimden bunu yapacaktım. Bir tek dileğim var mezun ol yeter diye şarkı mırıldanarak formamı giydim.
Boy aynamın karşısına geçip güzelliğime bakayım derken saçlarımı gördüm. Bu kadar karışmış olmayı nasıl başardılar bilmiyordum ama bu tipimi birinin görmesi demek, kornealarında zarara yol açmam demekti.
Bu yüzden on beş dakikamı saçımı taramakla geçirdim. Pek güzel bir sonuç elde edemediğimden normalde asla yapmadığım bir şeyi yapmak zorunda kaldım.
Saçlarımı topladım. Yatarken topuz yaptığım oluyordu ama okula hep açık saçla gidiyordum.
Yapacak bir şey yok, bir de bu halini göster onlara diyip son kez kendime baktım ve mutfağa gittim.
'' Sevgili aile büyüklerim, Yankı isimli oğlunuz uzun zamandır uyku problemleri yaşadığından zar zor uyudu ve hiçbir kuvvet onu uyandıramaz. Bu yüzden bugün kahvaltıyı üçümüz yapacağız.''
Kahvaltıda tek konuşmam bu olmuştu. Sadece insanüstü bir güçle kahvaltı yapıyordum. Doyduğumu hissedince annemle babamı öpüp koşarak evden çıktım.
Saçlarıma ilk yorumu ise servis şoförü abi yaptı. İsmini hep unutuyordum. Sorarsam ayıp olur diye sormuyordum da.
'' Saçaklı sen saçlarını toplar mıydın? Keşke hep toplasaymışsın. Her gün kuş yuvası saçlarını görüp durmazdık en azından.''
Bugün hiç duygusal bir havada olmadığımdan bende onun göbeğiyle dalgamı geçtim ve okula ulaşmayı bekledim.
***
'' Tarz değişikliğini neye borçluyuz?''
Nisan bebeğimle öğretmen masasına yaslanmış konuşuyorduk. Dersimiz bedendi, ama havalar soğuduğundan içerdeydik. Öğretmen ise voleybol takımını çalıştırdığından derse gelmemişti.
'' Hiç şekil almadı böceğim ya, bende bağladım. Dün ne yaptın?''
Nisan bir yandan benimle konuşuyor bir yandan da sabahtan beri bana değişik bakışlar atan kızlara bakıyordu.
'' Hiç, evdeydim. Bize geldiğinde sormadım, gittin mi doğum gününe?''
Yine bilmediğim olaylar dönüyordu.
'' Whatsapp'tan mesaj atmışlardı ya , bir öğretmene doğum günü partisi düzenlemişler. Görmedin mi?''
Hiç farkında değildim. Ya bana atmamışlardı mesaj, ya da görmemiştim. Nisan'a gittin mi diye sormam kadar saçma bir şey olmayacağından sormadım. Elbette gitmemişti. Benim Arda'yla buluştuğum günmüş parti.
Umursamayıp sıramıza gidelim diyecekken sabahtan beri bana tuhaf bakan kızlar yanımıza geldi.
'' Hayırlı olsun Hayal, sevgili yapmışsın.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK SONBAHAR
Teen FictionTüm hakları babaannemin paçalı donlarının arasında saklıdır. '' Senden önce yaşamıyordum ben. Bunun sende farkındasın. Sen benim son baharımsın. İlk kez yanında sonbaharı yaşadığımsın. '' Aşık mıydım ki bu çocuğa. Yok be. Aşk olsaydı duramazdım...