Bölüm 3: Nisan'la Bir Gece

83 14 2
                                    

Multimedia Savaş

***  

O akşam depresyona girmiştim. Hafızamı ölümüne zorlamış yine de Emre'yi hatırlayamamıştım. Bu bende yıkım etkisi yaratmıştı. Ertesi sabah ise umursamayacağımı kendi kendime söyleyip öyle girmiştim sınıfa. Arkadaşlarım vardı zaten benim. Ne diye ihtiyaç duyacaktım ki O'na? O kimdi ki arkadaşlığı için çabalayacaktım? Böylelikle günlerimi Yankı'yı sinir etmekle, Nisan'la takılmakla geçirmiştim. Ek olarak ise kendime ihanet edip Emre'yi resmen çileden çıkartmıştım. Bu işi tam bir gurur meselesi haline getirmiştim. Çünkü o günden beri çocuk selamımı bile almıyordu! Hadi ama. Merhabalarıma cevap veriyor olsaydı bende kafayı takmazdım herhalde. Saçmalıyor gibi göründüğümün farkındaydım. Ama karşınızdaki insan sizinle iletişim kurmayı sizi hiç tanımadığı halde reddedince gururunuz inciniyordu haliyle. Neden diye haykırmak gelmişti içimden bir an. Çünkü ben herkesle anlaşabilirdim. İlk kez bu duruma düşmüştüm. Ve ben takıntılı bir insanım. Aynı zamanda da yüzsüz. Pes etmezdim kolay kolay. Haliyle ipin ucunu biraz kaçırdım. Betüş Peri '' Zamaan geriye aksııııın!'' demiş gibi hissetmeye başladım ve bütün bir hafta boyunca yaptığım saçmalıklar tekrar gözümde canlandı... Başlıyoruz:

'' Kahve aldım. İçmek ister misin Emre?'' (Gülümseyen emoji.)

Cevap yok.

'' Çikolata yer misin? Ay bendeki de soru değil mi ya kim çikolata sevmez ki. (Gülümseyen emoji tekrar.)

Cevap yine yok.

'' Teyzemin kızının görümcesi kocasını aldatmış ailecek yastayız. Ne düşünüyorsun bu konuda? '' ( Üzgün emoji.)

Göz devirme.

'' Ben konuşulamayacak kadar çirkin miyim ya?'' ( Üzgün emoji tekrar.)

Sıkıntıyla nefes verme.

'' Beni deli mi edeceksin ya. O gün cevap vermiştin ne güzel. Şimdi ne oldu da konuşmuyorsun!'' ( Sinirli emoji.)

Kafayı sıraya gömme.

'' Keseceğim şimdi şu bileklerimi dikine dikine be! Sen deliysen ben daha deliyim!'' (Sinirli emoji tekrar.)

Teneffüs ziliyle birlikte sınıftan ayrılma.

Tam bir salak olduğumu ispatlamıştım resmen. Sanane! Ama yani cidden sanane be Hayal elin çocuğundan. Sana mı kaldı milletin iletişim problemleri? Ama yok illa karışacağım. Gereksiz olan bu düşüncelerimi bölen ise Yankı oldu. Hafta sonlarını sevmeme nedenimdi Yankı. Bağırmasıyla irkildim.

'' Çık şu tuvaletten beyinsiz! Sabahtan beri bekliyorum kızım çıksana şuradan be!'' Ya tuvalette rahat rahat düşünemedikten sonra niye yaşıyorum ki ben?

'' İki dakikaya çıkıyorum Yankı. Sabret.''

'' On dakika öncede iki dakika demiştin Allah'ın cezası!'' Sinirle çıktım tuvaletten.

'' Ne var ya ne var! İnsan rahat rahat tuvalette düşünemeyecek mi?

'' Kızım senin düşünebilmek için gerekli uzuvun yok. İstersen çatıya çık. Yine olmaz. Zorlama beni çekil şuradan. Sıkıştım hadi.''

Sıkıştım diyor ama maşallah kaç tane cümle kurdu dengesiz. Şapşal suratına iki tane geçirmek istedim ama yemedi. Bende yapışmış olduğum tuvalet kapısından ayrıldım. Yankı tuvaletteyken bu civarlarda olmamak gerekiyordu. Bende salona geçip televizyonu açtım. İzleyecek hiçbir şey yoktu. Annemle babam misafirlikte olmasaydı ne güzel annemi sinirlendirirdim böylelikle zamanım geçerdi. Sıkıntıdan ölebilecek seviyeye ulaşmıştım. Tam o sırada aceleyle montunu giymeye çalışan Yankı'yı fark ettim. Sherlock Holmes bakışlarımdan atıp yanına gittim.

İLK SONBAHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin