AŞK BÖYLE OLMAZ

45. Perde 'Sinema'

25 Mayıs 2022 - İntihar girişiminden 30 gün sonra 

Ufuk: Burada ne işin var Candan?
Candan: Hep sen mi geleceksin bu defa da ben geldim.
Ufuk: Yoo şaşırdım sadece. 
Candan: Seni şaşırtabildiysem ne mutlu bana. 
Ufuk: Candan beni korkutuyorsun. (Şaşkın bir gülüş vardı suratında) Ne bu tatlı kız rolleri? Bir şey mi yapacaksın bana?
Candan: Sen zaten demedin mi? Güzel değilsin tatlısın diye.
Ufuk: O zaman yanlış demişim sen hem güzelsin hem tatlısın. Yani dünyanın en çirkin kızı olma ihtimalinde yüksek ama benim gördüğüm en güzel kız sensin. 
Candan: Baktım da sinema var yakında. Hem oturur bir şeyler de içeriz. Sana uyar mı?
Ufuk: Aslında bize gidip film izlesek olmaz mı?
Candan: Olmaz canım. Sinemaya gidiyor muyuz gitmiyor muyuz?
Ufuk: Tamam gidelim. (Ufuk şaşkındı) Candan kafana dur bakayım bir. 
Candan: Ne yapıyorsun be?
Ufuk: Saksı düşmüş mü diye baktım. Yoo yarılmamış da. İlginç sana ne olduysa? Beni öldürüp cesedimi ormana gömmeyeceksin değil mi?
Candan: Tabi ki de böyle bir şey yapmayı düşünmediğimi söyleyemem. Ama zamanı değil işte. 1000 yıl dolsun sonrasına bakarız.
Ufuk: Yemin ediyorum mutluluktan öleceğim şimdi.
Candan: Eskisi gibi olabilirim o zaman.
Ufuk: Yok yok olma tamam ben mutluluktan ölmeye razıyım. 
Candan: Aynı filme bilet aldım. 
Ufuk: Nasıl aldın?
Candan: İnternetten akıllı çocuk.
Ufuk: Tabi benden daha iyi biliyorsun bu işleri. Ben cahilim kusura bakma yani. 
Candan: Ben sana öğretirim. Sende bana bilmediklerimi öğretirsin. 
Ufuk: Anlaştık. (Ufuk elini uzattığında tokalaştılar sonra yüzlerinde gerçekten de mutluluktan bir gülümseme vardı)

Sinema salonuna geldiklerinde patlamış mısırları alıp sinema salonuna girdiler. Bir sessizlik dönüyordu orta da ama  ikisi de bu sessizliği bozmak için aynan da atak yaptılar.
Candan: Sen..
Ufuk: Günün..
Candan: Sen söyle ilk.
Ufuk: Günün nasıl geçti diyecektim. 
Candan: İyi geçti işte iş güç anlarsın ya bende sen sinemayı neden sevmiyorsun diyecektim.
Ufuk: Yani izlerken arkadan sesler geliyor. Patlamış mısırları yerken çıkardıkları ses. Bazı filmlerde sesi kısmak istiyorum mesela çok fazla bağırdığı oluyor. Bir de oturup 2 saat bakamıyorum filme. Ben film izlerken bile evde arada odadan çıkarım. 
Candan: Belki bir dahakine sizde izleriz. 
Ufuk: Candan yapacaklarını taksit taksit yapsan diyorum hani. Mutluluktan gerçekten gideceğim şimdi. Kalbim zor dayanıyor. Sen söylemeden ben söyleyeyim. Şikayetim yok. O yüzden kesinlikle ...
Candan: (Ufuk'un ağzını eliyle kapatıp) Susar mısın? Film başlıyor insanları rahatsız etme lütfen. Mısır patlağını da yavaş ye insanlar rahatsız olmasın tamam mı? (Sonra Ufuk'un koluna girip onun omzuna başını koydu ekrana bakarak gülümsedi)

Ufuk ne kadar şaşkın bir haldeydi bilinmez Candan'ın başından öptü. Cennette miydi? "Kitabın sonu mutlu yazılıyor galiba" derken içinden anın tadını çıkarıyordu. Film boyunca Candan'ı hissetmesi ona o kadar çok mutluluk vermişti ki...

Bu hissetmek bedenle alakalı değildi. Kalbinin yanında onun kalbini, ruhunun yanında onun ruhunu ve en çokta onun sevgisini hissediyordu. Hiç hissetmediği kadar sevildiğini hissettiği bir an yaşıyordu.
Film bittiğinde kol kola yürüyüp durağa gittiklerinde Ufuk cebinden bir mektup çıkardı. 

Candan: Yine mi?
Ufuk: Hadi ama çaktırmasan da sevdiğini biliyorum. 
Candan: Hiç kimse senin kadar bana yazmadı sende bunu biliyor musun?
Ufuk: Biliyorum tabi ki de senin gibi çirkine kim yazar ki bu kadar.
Candan: Çirkinsem sen niye yazıyorsun?
Ufuk: Ben yazmıyorum ki sen yazdıyorsun. Kalbin güzel çünkü.
Candan: Seninde öyle (dedikten sonra Ufuk'un koluna girdi)

İkisi de eve gittiklerinde hiç olmayan bir şey vardı bu sefer kendilerinde. Galiba buna huzur deniliyordu; Sıcak bir günde esen o hafif rüzgar gibi bir şeydi.

Ufuk, Candan'ı pazar günü film izlemek için kendisine çağırdı. Candan'da kabul etti.  O güne kadar da sadece telefonda konuştular ve mesajlaştılar. Her gün buluşmak istemedi Ufuk. Çünkü hâlâ korkusu vardı. Candan'ı sıkarsa gider diye korkuyordu. Bir gitmeye daha dayanamazdı yüreği...