52. Perde 'Uyumasak mı?'

248 18 0
                                    

11 Haziran 2022 - İntihar girişiminden 47 gün sonra

Ufuk: Geleceğini tahmin etmiştim.
Candan: Naber.
Ufuk: Harika senden naber?
Candan: Bende iyiyim. 

Durağa yürümeye başladıklarında...

Ufuk: Annenlere ne dedin?
Candan: İşe gideceğimi söyledim. Senle beraber olalı çok yalancı oldum. 
Ufuk: Benden önce çok masumdun ya. Hatta hiç yalan söylemiyordun.
Candan: En azından bu kadar söylemiyordum. 
Ufuk: Beni ailene yalan söyleyecek kadar seviyorsun yani.
Candan: Belki.

Otobüse bindiklerinde...
Candan: Nasıl geçti günün?
Ufuk: Her zamanki gibi. Ya seninki nasıl geçti? Kazandın mı?
Candan: Tabi ki kazanamadım. Şans mı var bende sanki. 
Ufuk: Doğru başına ben gelmişim ne kadar şanssızsın ortada.
Candan: Aynen öyle. 1.80 esmer sakallı bir sevgilimiz yok ki anasını satayım.
Ufuk: Hop hop ne oluyor sana?
Candan: Şaka yapıyorum be. Ama sakallı olsan fena olmazdı. 
Ufuk: Beni seven böyle sevsin canım.
Candan: Tamam seviyorum ama sakallı olsan daha çok severdim.
Ufuk: Bende seni sakallı seviyorum hiç kesme. 
Candan: Sakallarım yok benim bir kere.
Ufuk: Yani şuralarda var gibi.
Candan: Bokunu çıkaracan illa.
Ufuk: (Candan'ın koluna girerek güldü) Ya Allah aşkına neyin kavgasını yapıyorsun? Tamam mı biz birbirimizi böyle seviyoruz uzatmaya gerek yok. 
Candan: Tamam tamam (diyerek Ufuk'un koluna daha bir sokuldu ve başını onun omzuna koydu)

Otobüsten indikten sonra markete uğradılar.
Eve geldiklerinde ellerinde poşetler...

Candan: Bu kadar şey almak zorunda mıydık?
Ufuk: Ben sana ver hepsini bana dedim. Mızmızlanacaksan taşımasaydın. 
Candan: Tabi canım herkülsün ya. Hadi yerleştir. Ben salona geçiyorum.
Ufuk: Yahu ben yerleştirme işinden nefret ederim. Sen yerleştir bari. 

Candan: Ben misafirim. (Salonda ayaklarını uzatmışken mutfağa doğru bağırdı.)
Ufuk: (Kendi kendine yerleştirirken söylenir) Tabi canım ben yerleştireyim. İki poşet taşı hemen yoruldum de...
Candan: Ya ne söyleniyorsun sen orada. 
Ufuk: Hani diyorum yerleştirseydin sen. 
Candan: Senin evin tabi sen yerleştireceksin. Ben bana gel yerleştir diyor muyum?
Ufuk: Yerleştiririz. Hatta evine bir ömür poşetleri taşırım. 
Candan: Eeee ne yapalım şimdi?
Ufuk: Uyumasak mı? Sabaha kadar film izleriz. Ya da ne bileyim balkonda oturur yıldızları sayarız. Bilmiyorum işte ya da sen uyu ben seni izliyim. 
Candan: Ufuk sakin olur musun lütfen? Tamam ben film seçeyim. 
Ufuk: Tamam sen film seç o zaman. 

Candan filmlere bakarken Ufuk mısır patlağı yapıyordu Candan mutfağa geri döndüğünde. 
Candan: O bakıyorum da hamaratlığın tutmuş. Ama keşke bir sorsaydın yer misin diye. Benim canım çekmiyor valla. 
Ufuk: Hayda. İyi o zaman ben döküyorum bunu. 
Candan: Sana asıl hayda ne dökmesi. Tamam ver ben yerim.  (deyip elinden kabı aldı ve salona geçti) Bunu seçtim ama sana uyar mı? İzlemiş miydin?
Ufuk: Bir daha izlerim. Sana sarılıp izlemenin tadı başka. (deyip Candan'ın yanına oturdu elini onun omzuna atıp mısır patlağından aldı)
Candan: Hop hop ne yapıyorsun sen? 
Ufuk: Ben yaptım farkındaysan istediğim gibi yerim.
Candan: Çöpe atıyordun bir kere ben kurtardım o zaman benim hakkım. 
Ufuk: İyi be tamam kendin ye. (kolunu çekti. Sonra Candan Ufuk'un kolunu alıp omuzuna attı)
Candan: Kız gibi trip atma demedim mi ben sana. Al ye senden sakınacak değilim.
Ufuk: Yok iştahım kaçtı.
Candan: Öpersem yerine gelir mi peki?
Ufuk: Gelir belki.
Candan: (Ufuk'un yanağından öptü) Geldi mi iştahınız beyefendi. 
Ufuk: Geldi sayılır. Bir de şuradan öpsen (diyerek dudağını işaret ettiğinde)
Candan: Şansını zorlama istersen. 
Ufuk: Tamam tamam izlemene bak hadi. 

Candan filmi izlerken sürekli izlediği yerlere yorumlar yapıp durdu. Ufuk ise onun anlatışına sadece gülüyordu. O kadar çok hoşuna gidiyordu ki Candan'la didişmek. Onun sesindeki vurgular, el hareketleri, mimikleri Ufuk için hepsi inanılmaz şeylerdi. Bir insana her bakışınızda aşık olabilir misiniz? Ufuk oluyordu. Candan'ın bir gülüşü, bir kelimesi, hiç farkına varmadan hep köprücük kemiğine elini atışı Ufuk'un farkındaydı Candan'ın her hareketi. Candan'ı izleyip beynine her sahneyi kaydetmesi normal miydi? Ufuk anormal miydi desek daha doğrudur belki.

Film bittiğinde...
Ufuk: Eee daha saat 12 bir film daha açalım mı?
Candan: Biraz ara verelim açarız. Otur otur yapıştık koltuğa.
Ufuk: (Gülerek) Şehirli olduğun her yerden belli. Ona öyle denmez canım. Otur otur götün düzleşti denir. 
Candan: Sen köyde mi büyüdün? 
Ufuk: Hayır ama köyü severim yine de. Zaten şehirdeki yapmacık kibarlık pek sarmıyor beni. Hem köyümde de bir süre kaldım. Ya sen?
Candan: Yok ben kalmadım. Beni pek sarmıyor. İşte her yaz İzmir'e giderim o da köy sayılmaz. 
Ufuk: Aaaa terbiyesize bak köyünü sevmiyor. Tam bir vatan haini.
Candan: Of ne alakası var cahil insana dayanamıyorum sadece. Şimdi ben böyleyim akrabalar bile laf yapıyor. Dünya beni böyle kabullenemedi canım.
Ufuk: Ben kabullendim ama. 
Candan: (Ufuk'un karşısına sehpaya oturdu) Ufuk şu an beni yatağa atmak yok mu aklında yani. 
Ufuk: Aslında aklımda bir şeyler var ama gelir misin ki benle. 
Candan: (Çantasından çakıyı çıkardı) Gelirim tabi. 
Ufuk: Tamam gel. (diyerek ayağa kalkıp Candan'ın elinden tuttu)
Candan: Öldürürsem kusura bakma.
Ufuk: Tamam sen gel hele.

Odaya girdiklerinde Ufuk bazanın altını açtı...
Ufuk: Bak bunlar benim oyuncaklarım. (diyerek poşeti odanın ortasına boşalttı. Eline iki asker alarak) Küçükken bunları böyle kavga ettirirdim. Koltuğa dizerdim hepsini. 
Candan: Benimde bebeklerim vardı hepsi çöp oldu. Sen iyi başarmışsın saklamayı. 
Ufuk: Tabi canım her şeyi saklarım ben. Mesela şunlarda var 1 dk (diyerek oyun kartları ve tasoları çıkardı)
Candan: Sana inanamıyorum bunların hepsi senin mi?
Ufuk: Evet. İstersen oynayalım. 
Candan: Zamanında çok arıyordum bunlardan. Hatta var bende de biraz kaybolmamışsa tabi. 
Ufuk: Ne oynardık zamanında be. Kavga bile ederdim bunlar için. Oynamayı biliyor musun? (Candan'ın eline bir kartı verdi) Ben ön yüzü gözükecek diyorum. 
Candan: (Çarpıştırdıklarında) Hile yaptın ama sen elini büktün saymam. 
Ufuk: O hileyle zamanında benden çok oyun aldılar canım. Hem böyle olmaz. Sendekileri bul kapışalım. Seni bir yeneyim. 
Candan: Bebek gibisin
Ufuk: Bebekleri sevmiyor musun?
Candan: Koca bebekleri sevmiyorum. Daha çok ben ele avuca gelenleri seviyorum.
Ufuk: Yapalım istersen ele avuca gelecek bir şey.
Candan: Yok ben uzaktan seviyorum. Benim olursa sevmeme ihtimalim çok yüksek.
Ufuk: (Baza'nın altından yeşil bir çocuk gömleği çıkardı) Bak bunu oğluma saklıyorum.
Candan: Kaç senelik bu böyle.
Ufuk: 5 yaşımdan kalma. Doya doya giyemedim böyle yeni kaldı işte. Ama eskiden bunu giyerdim bir de siyah güneş gözlüğüm vardı onu takardım. Silahlarımızda vardı olmayan canlılarla kapışırdık. Biraz matrixe özenmiştim galiba zamanında.
Candan: Benim çocukluğumdan bir şey kalmadı. Benim çocukluktan kalma her şeyimi fakirlere vermişler. Şimdi ki aklım olsa hepsini saklardım.
Ufuk: Öyle yüzünü buruşturma. Benim de fazla bir şeyim yok ki bir kaç şey işte. Mesela şu boks eldivenlerini 7. sınıfta almıştım bak hâlâ duruyor. 
Candan: Ben küçükken her istediğim alınmıyordu.
Ufuk: Benimki de alınmıyordu ki ben bayramlarda gelen paraları, aşlıklarımı biriktirip aldım hep. Sen artık ne yaptıysan.
Candan: Bizim elimizden alıyorlardı canım. Oyuncağımı da kıyafetimi de kendim aldım diyebiliriz. 
Ufuk: Bizim de elimizden alırlardı ama kıyafet için değil geleceğimiz için. Bizden aldıklarını biriktirdiler. 
Candan: Ailen iyi bir aile yani öyle mi?
Ufuk: Seninkinden iyi en azından. Yalan mı annem melek gibi değil mi?
Candan: Öyle de benim annem de melek yani tanısan sende seversin. 
Ufuk: Tabi iyi insandır bir şey dediğim yok. 
Candan: Ben acıktım Ufuk. 
Ufuk: Mutfak orada. 
Candan: Yemek söylesek gelirler mi ki?
Ufuk: İnternetten ver siparişi gelsin. 
Candan: Ne yiyeceksin?
Ufuk: Lahmacun söyle 6 tane işte yiyelim baş başa.
Candan: Peki.

Ufuk dağıttıklarını toplarken Candan yardım etti. Siparişleri geldiklerinde...
Ufuk: Balkona geçelim mi? (diyerek Candan'ı balkona sürükledi)
Candan: Çok romantik. Yıldızlar sen ve lahmacun, mumlarımız eksik bir de.
Ufuk: 1 dk (deyip içeri gitti ve geri döndüğünde elinde çay tabağı ile beyaz mumlardan vardı. Masanın kenarına mumları yaktı ve koydu) Al sana romantizm
Candan: Yok ben almıyım canım. İştahımı kaçırmak zorunda mısın Ufuk sen?
Ufuk: (Gülerek) Tamam bir daha söz romantizm yapmam sana.

Candan: Lütfen yapma.
Ufuk: (Müzik açtı) Evet biraz daha romantizm. 

Candan: Ben bu şarkıyı seviyorum diye hep bu şarkı çalacak değil Ufuk.

Ufuk: Çalsın ne olacak. 
Candan: Hayatını bana göre yaşamanı istemiyorum.
Ufuk: Benim hayatım zaten sensin.
Candan: Bu saatlerde normalde bira içiyor olurdum. Ve şimdi senle burada böyle komik geliyor bana. 
Ufuk: Şikayetin mi var?

Candan: Aslında yok. Garipsediğim şey de bu zaten. Sanki yıllardır varmışsın gibi yanımda. 

Ufuk: Vardım zaten. Ne zamandır sevgilisiniz derlerse 40 yıldır de. Ne zaman sevgili olduğumuzu bilmiyorum çünkü.
Candan: Sevgili mi? Ne sevgilisi acaba? Ben hem sevgililik teklifi almadım.
Ufuk: Candan niye buradasın?
Candan: İstersen gideyim?
Ufuk: Hayır neden buradasın? Benim sana bir şey yapmayacağımdan nasıl emin olabiliyorsun?
Candan: Eminim ki buradayım demek ki Ufuk.
Ufuk: Yani ne biliyim belki seni uyutacağım tecavüz edeceğim nasıl bana güveniyorsun anlamıyorum.
Candan: Öyle bir insan değilsin çünkü. Beni kazanmak için çabalıyorsun sürekli gerekli olmasa da çabalıyorsun. Mektuplar yazıyorsun şiirler falan. Bunları yazan bir adamdan nasıl korkmamı beklersin ki. Ya sen bana nasıl güveniyorsun?
Ufuk: Güvendiğimi kim söyledi ki? (Gülümseyerek) Beni 17 yerimden de bıçaklayabilirsin.
Candan: Dalga geçme. Mesela buradan atlamayacağım ne malum. İntihara meyilli bir sevgiliyi gerçekten istiyor musun?
Ufuk: Beni bırakamazsın ki. O yüzden biliyorum bir daha intihar yok.
Candan: O kadar normal karşılıyorsun ki her şeyi beni sevip sevmediğini gerçekten anlayamıyorum.
Ufuk: Üstüne gelsem ne olacak? O zaman kaçıp gideceksin.
Candan: Orası da doğru. 
Ufuk: Ben her şeyi hallediyorum. Bir karışma lütfen.
Candan: Peki.

Yemekler bitince Candan ortalığı topladı. Ufuk'ta odasındaki televizyondan film ayarladı. Bazanın tam karşısındaydı televizyon. Candan odaya girince Ufuk'un göğsüne başını koydu. 
Candan: Uyuya kalabilirim söyliyim dürtme sakın.
Ufuk: Tamam dürtmem sen uyumana bak. 

Film biraz ilerledikten sonra Candan uykuya teslim oldu. Ufuk ise Candan'ın kokusunu içine çekerek uyuya kaldı. Candan kadar onun içinde huzurlu bir uykuydu bu. 





AŞK BÖYLE OLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin