Bölüm 1

90 55 43
                                    

Alarmın tiz sesi kulaklarımı doldurdu. Gözlerimi zorlukla araladım ve yatağımdan doğrulup üstümdeki yorganı,üstümden attım.

Bugün üniversitesinin ilk günüydü fakat benim içim heyecanla ya da herhangi bir duyguyla kaplı değildi.

Okul hayatım boyunca öğretmenler tarafından zorbalanmışken nasıl heyecanlı olabilirdim? Değil mi?

Yanımdaki yatakta uyuyan ev arkadaşım Büşra hala uyanmamıştı.  Ah,şimdi onu uyandırmakla uğraşacaktım!

Yatağımdan kalktım ve Büşra'nın yatağının başına dikildim. Büşra'yı ilk başta dürterek ve bağırarak uyandırmaya karar verdim. Tınlamadı bile! Birkaç kez daha bu yöntemi denedim fakat yine tınlamadı. Günah benden gitmişti. Büşra'nın komidinin üzerindeki içi su dolu bardağı aldım ve Büşra'nın üstüne döktüm,kulak çınlatıcı türden bir çığlık atarak uyandı.

"Ya Eylül kızım manyak mısın? Uyuyan insan böyle mi uyandırılır. Zaten dün gece hiç uyuyamadım."

"Ne yapayım bir türlü uyanmadın? Bende üstüne su döktüm."

"İnsan biraz nazik olur. Hem biz neden erkenden kalktık?" Hayır. Bunu unutmuş olamazdı. Bugün üniversitesinin ilk günüydü. Ve benim tanıdığım Büşra asla bugünün değerini unutmazdı.

"Üniversitenin ilk günü ya bugün şaşkın!" Gözleri mutlulukla parladı. "Doğru ya. Bugün ilk gün. Hemen hazırlanmam gerek." dedi yatağından kalkarak.

"Aydınlandın sonunda!"

***

"Hadi Eylül! Beş saattir  kapının önünde seni beklemekten ağaç oldum. "

"Geliyorum beş dakikaya!"

"Bu cümleyi altmış beşinci diyişin ve altmış beş kez de gelmedim."

Büşra'nın laflarını umursamadan rujumu sürmeye devam ettim. Dudaklarım pembeye boyanmıştı. Son olarak allığımı tazeledim ve çantamı alıp çıktım.

Büşra'nın yanına geldiğimde gözlerini devirerek "Sonunda!" dedi ve kapını kolunu sertçe eliyle kavradı. Trip atıyordu hanımefendi! Onu yanağından öptüm ve "Benim canım kankim!" dedim sarılarak.

"Ay tamam. Hadi çıkalım."

"Sakin ol be kızım. Okul kaçmıyor ya. Daha kırk beş dakikamız var. Altımızda arabada var. Relax!"

Ayakkabılarımızı giyer giymez kendimizi dışarıya attık. Evin önüne park ettiğim arabama doğru yürümeye başladık.

Büşra arabaya biner binmez aynayı açtı ve rujunu tazeledi. Büşra'ya göz devirip arabayı çalıştırdım.

Büşra "Baş gaza aşkım!'' diye bağırdı.

***

"Geldik!" Arabayı tam okulun önünde durdurdum. Büşra heyecanlı bir sesle "Ay bu okul mükemmel!"

"Hadi inelim." Dediğimle birlikte hareketlendik ve arabadan indik. Omzundan düşmek üzere olan çantamı düzelttim ve saçımı savurarak yürümeye başladım. Büşra da aynı benim gibi yürüyordu.

Okulun ihtişamlı kapısından geçtik. Straplez crobumum hafif aşağı kaydı, hemen kimse görmeden düzelttim. Her an crobum bana ihanet edebilirmiş gibi geliyordu.

"Aydınlık Gelecek ismi çok güzel değil mi Eylül?" Üniversitenin ismini kast ediyordu.

"Evet. Orjinal ve hoş bir isim bence."

"Hadi hemen içeri girelim!" Büşra beni kolumdan sürükleyerek okulun içine doğru sürüklemeye başladı. Okulun içide tıpkı dışı gibi bakımlıydı.

"Eylül,bu okulda bir dizi çekilmedi mi?"

"Çekildi. İsmi Ateş Böceği'ydi. Klişe bir diziydi."

"Konusu neydi?" Yemin ederim ki bu kız genç yaşta alzheimer olmuştu! 

"Kız üniversiteside nefret ettiği çocuğa aşı-" Lafım  aniden sarsılmamla kesilmişti. Ya ben birine çarpmıştım,ya biri bana çarpmıştı.

Başımı yukarı kaldırıp kiminle çarpıştığıma baktım. Yırtıcı kahverengi gözler bana sinirle bakıyordu. Gözlerimi onunkilerden alamıyordum. Adeta büyülenmiştim. Kendimi hemen topladım.

"Önüne baksana kör müsün?" dedi kahverengi gözlerin sahibi. Aslında özür dileyip olayın içinden sıyırılabilirdim fakat konuşma tarzı hiç hoşuma gitmemişti.

"Biraz fazla abartmıyor musun? Hem aklına kenara kaymak fikri gelmiyor mu?"

"Gelmiyor Bayan Kör."

"Bayan kör mü? Bunu bana diyen Bay Abartan." Bulabildiğim tek şey buydu.

Dudağın kenarı tek yöne doğru kıvrıldı ve "Güzel lakap." dedi.

"Teşekkür ederim ama önümden çekilirseniz çok sevineceğim,yetişmem gereken bir ders varda." Omuz atarak yanından geçip gittim.

Çocuğun yanından uzaklaştığımız an Büşra"Ay düşmandam aşka'ya bayılırım. Harika."dedi. Ardından bana döndü ve konuşmasına devam etti. "Az önce resmen çocukla kitaplardaki gibi bir an yaşadınız."

"Büşra ilk dersine girmek istiyorsan kendini sessiz moduna geçir."

"İddialı!" Sonunda sınıfa girebilmiştik. Sınıfa girer girmez yüzüm asıldı. Bay Abartan ön sırada oturuyordu. Beni fark ettiği an yüzüne alaycı bir tavır kondurdu.

"Seninki de burada!" Elimi Büşra'nın koluna götürdüm ve sertçe çimdikledim.

"Benimki değil o."

"Acıdı!" dedi kolunu ovarak. O sırada önümüzü iki kız kesti. Kızlardan biri sarışın,mavi gözlü ve hafif yanık bir tene sahipti. Diğeri ise kahverengi saçlı,dolgun dudaklıydı. İkiside birer mankene benziyordu.

Kahverengi saçlı kız konuşmaya başladı. "Selam,ben Yağmur!" Yanındaki kızı göstererek "Bu da arkadaşım Nazlı!" dedi. Nazlı elini bana doğru uzattı. Uzattığı elini sıktım ve "Eylül." dedim. Ardından elini Büşra'ya uzattı.

"Tanıştığımıza memnun oldum." dedi Büşra.

***









OPİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin