Bölüm 8

58 45 3
                                    

-Yazarın Ağzından-

*Eylül 10 yaşındayken*

Eylül yavaş adımlarla babasının yanına,salona gidiyordu. Babasına matematik dersinden elli yedi aldığını söyleyecekti. Kalbi güm güm atıyordu ve ayakları geriye gitmek istiyordu.  Ama eğer notu hakkında yalan söylerse babasının daha çok kızacağını,onu eşek sudan gelene kadar döveceğini biliyordu. "Baba?" dedi korkakça. Dudakları titiriyordu.

"Ne var be! Yine ne var!" diye bağırdı babası her zamanki sert sesi ile.

"Baba sana söylemek istediğim bir şey var."

"Çabuk söyle sonra siktir git!"

"B-b-ba ben matematikden-"

"Sen matematikden?"

"Elli yedi aldı-" Eylül daha cümlesini  tamamlamamışken  babasının çirkin ve  iri elini yanağında hissetti. Başı babasının attığı tokat ile yana doğru savruldu. Elini  yanağına götürdü.

Babası pantolonundaki kemeri çıkardı ve "Sen o kadar özel ders verdir bu orospu gitsin matematikden elli yedi alsın." dedi. O an dövüleceğini anladı.

Tam odasına kaçacakken Eylül'ü kolundan  tuttu ve koltuğa fırlattı.

O gece ardı kesilmeyen tokatlar,ardı kesilmeyen kemer darbeleri yedi.  Babası yorulunca onu dövmeyi bırakıp odasına gitti. Eylül ayağını hissetmiyordu neredeyse.

^⁠_^

Hababam sınıfının jenerik müziğine benzer teneffüs zili çalınca bütün öğrenciler ayaklandı.

"Eylül sen kal!" dedi kıvırcık saçlı, kahverengi gözlü ve dudağı dolgulu Şevval öğretmen.

Öğretmen herkesin sınıftan çıkmasını bekledi. Sonra Eylül'ü yanına çağırdı. O gün Eylül saçını ikiye ayırıp örgü yapmıştı. Şevval öğretmen bir örgüyü eliyle kavrayıp sıkıca çekti.

"Ben sana ne demiştim? Derste arkadaşınla konuşma demedim mi?" dedi ve Eylül'e sertçe bir tokat attı. .

"Hocam ama ben konuşmuyordum ki o konuşuyordu!"

"Yalan söyleme!" dedi ve Eylül'e daha da sert bir tokat attı. Eylül'ün yanağı kızarmıştı.

OPİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin