Bölüm 15

44 35 20
                                    


-BORA-

Kafeteryada oturmuş kahvemi yudumluyordum. O sırada yanıma Aren geldi. Göz devirdim. “Ne işin var burada?” Bu çocuğa tahammül bile edemiyordum. Eylül’e bildiğin asılıyordu! Gerçi ben Eylül’ü neden Aren’den kıskanıyordum? Sonuçta onu sevmiyordum! Değil mi?


“Eylül’den uzak dur demek için geldim.”
“Boşuna gelmişsin çünkü ; sen dediğin için ondan asla uzak durmam.”

“Bana bak Bora Eylül benim! Onunla aramda özel bir şey var. Bizim aramızda bir kimya var.”

“Bana bak Aren siktirme o kimyayı!” dedim ve burnumdan soluyarak bahçeye çıktım. O sırada Eylül’ü gördüm. Gözleri birini arar gibi etrafta geziniyordu ve her zaman ki gibi çok güzeldi. Çilleri ona ayrı bir hava katıyordu.

“Ne oldu Hırçın kimi bekliyorsun?” dediğimle birlikte irkildi. Pat diye arkasından habersiz gelmem onu korkutmuştu.

“Hiç kimseyi…” dedi geçiştirir gibi ardından “Benim sana söylemem gereken çok önemli bir şey var.”

“Eğer çok yakışıklı olduğumu söyleyeceksen ben bunu zaten biliyorum”

“Bora ben seninle akşam yemeğine çıkamayacağım.” Ne demekti bu şimdi?

Dudaklarımın arasından şaşkınlıkla “Ne?” sesi yükseldi.

“Özel bir durum var da.”

“Ne oldu Aren ile mi gezeceksin?” imalı bir şekilde söylemiştim.


“Ne Aren’i?”

“Malum sana çok aşıkmış!”

“Bora sen neyi ima etmeye çalışıyorsun?”


“Herhalde bu aşk karşılıksız değil. Ama merak etme aranızdan çekilirim.”

“Olmayan  bir aradan nasıl çekileceksin?” Dediğiyle birlikte imalı bir şekilde güldüm. “Tamam. Ben seni bu paranoayaklıklarınla birlikte başbaşa bırakayım?” Arkasını döndü ve sinirle gitti.


BEN AZ ÖNCE EYLÜL’Ü MÜ KISKANMIŞTIM? BEN. AZ. ÖNCE. EYLÜL’Ü. KISKANMIŞTIM. Bildiğin kıskanmıştım. Ve bu aptalca hareketim yüzünden Eylül’ü kırmıştım.


Önemli olan; Eylül’ü neden kıskandığımdı. Ondan hoşlanıyor muydum? Beni ona doğru çeken görünmez bir mıknatıs vardı sanki. Ve bu mıknatıs bizi birleştirene kadar durmayacak gibiydi.

Evet, sanırım ondan deli gibi hoşlanıyordum.

OPİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin