Bölüm 9

53 44 3
                                    

"Eylül bugün çıkışta bir yere gideceğim gelir misin? Annen ve benim eski arkadaşlarımın evine yemeğe gideceğiz. Birde seninle yaşıt oğlu da olacakmış." 

Babamla uğraşmak istemediğim için kabul ettim. Hem annem ben küçükken öldüğü için onun hakkında pek bir şey bilmiyordum,babam da bana daha önce hiç bir şey söylememişti. O yüzden annemin hayatı hakkında bir kaç şey bilmekte pek bir sakınca yoktu.

"Tamam saat yediye çeyrek kala,benim evimde ol." deyip telefonu yüzüme kapattı. Yüzüme kapanan telefonlara alışmıştım,o yüzden bu durumu pek takmadım.

"Kiminle konuştun?"

"Babamla."

"Herhalde birbirinizle ile anlaşıyorsunuz."

"Aynen çok iyi anlaşıyoruz." diye mırıldandım. Çok güzel yapan söylüyordum.

Ben babamla hiç ama hiç bir zaman yakın olmamıştık,yani annemin ölümünden sonra. Babam annemi toprağın altına koyduğumuzdan bu yana davranışları yüz seksen derece değişti. Anlayışlı, yumuşak ve naif bir babadan sert,çocuklarını döven,diken gibi bir adam olmuştu. Annemin ölümü onu duygusal bir boşluğa sürüklemişti.

Keşke sadece babam değişseydi. Bütün ailemiz değişti. Önceden "örnek aile" diye parmakla gösterilirken şimdi elalem arkamızdan konuşuyordu. Anlaşılacağı üzere ailecek birbirimizden koptuk.

"Yarın maç var,bizim eve gelsenize birlikte izleriz."

"Galatasaray- Beşiktaş maçını mı diyorsun?"

"Evet,başka hangi maç olacak?" Eğlenceli olabilirdi. Hem ben Galatasaraylıydım Büşra ise Beşiktaşlıydı ve biz onunla maç izlerken çok eğleniyorduk.

"Eh tamam geliriz." Büşra'ya sormaya
gerek duymadım. Çünkü Bora'nın dediğini ona iletir iletmez kabul edeceğini biliyordum.

"E hangi takımı tutuyorsun?"

"Galatasaray'ı tutuyorum." Bora dalga geçer gibi güldü. Bora'nın bu davranışına uyuz olmuştum. Kimse tuttuğum takıma laf edemezdi,ettirmezdim.

"Pardon da neye gülüyorsun?"

"O kadar kötü bir takımı tutuyorsun ki!"

"Sen hangi takımı tutuyorsun peki? Böyle dalga geçiyorsun da!"

"Beşiktaş tabii ki!" dedi ve eliyle kartal işareti yaptı.

"Ben Beşiktaş'a laf ettim mi?" Yüzüm sinirden kıpkırmızı olmuştu. Her an Bora'nın üstüne saldırabilirdim. O kimdi de benim tuttuğum takıma laf ediyordu? Boş boğaz!

"İstesen de edemezsin. Çünkü laf edilebilecek bir tarafı yok!"

"Dedi sadece on altı şampiyonluğu bulunan takımı tutan Bora Aksoy." Bora dudağını büzdü ve "En azından ziraat kupası bizde." dedi. O an aklıma bir fikir geldi.

"İddiaya girelim mi? Eğer Galatasaray kazanırsa benim istediğim bir şeyi yapacaksın,eğer Beşiktaş kazanırsa ki böyle bir şey asla olmayacak ben senin istediğin bir şeyi yapacağım."

"Olur girelim neyine?"

"Eğer Galatasaray kazanırsa İskoçya eteği giyeceksin!" O an aklımda İskoçya eteği giymiş bir Bora belirdi. Düşüncesi bile komikti. Hafifçe sırıttım.

"Eh tamam. O zaman sen de benimle akşam yemeğine çıkacaksın!"

"Şaka yapıyorsun herhalde! Yani kırk yıldır evli bir çift gibi yemek mi yiyeceğiz?"

"Evet!" Sinirle ofladım.

"Ne oldu hanımefendi siz bana etek giydirmek isterken iyiydi!" Ben yapardım ama o yapamazdı. Göz devirdim. 

OPİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin