Şimdi bana öyle bi’ şeyler
Söyle ki durup dururken
Tam hayattan vazgeçerken
Beni aşka inandır
Kulağımda asılı olan kulaklığımın içinde bu sesler yankılanıyorken içim bir buruktu. Bu burukluğun sebebini bilmiyordum. İçim Bora’nın söylediği şeyler yüzünden mi buruktu? Yoksa her gün aldığım, beni taciz eden mesajlar yüzünden miydi bu burukluğun sebebi?Kesinlikle bu sorunun cevabı birinci seçenekti.
Ama ben bir erkeğin söylediği çoğu şeyi umursamazken neden Bora’nın dediklerini kafama takmıştım?
Bu cevapsız sorularla uğraşırken Kor Mahallesinde yürümeye devam ediyordum. Kor Mahallesi, bu saatlerde pek kalabalık olmuyordu. Arka cebimdeki telefonuma uzandım ve hemen Büşra’ya konum attım. Her an bana bir şey olabilirdi. Özellikle peşimde bana her gün rahatsız edici mesajlar atan bir sapık varken işimi sağlama almalıydım.
Siz: *Konum*
Büşra’m: Eylül orada ne işin var? Özellikle bu saatte?
Siz: Beni merak etme. Zaten yarım saate eve dönerim.
Mesajı gönderdikten sonra üst tarafta bir bildirim gözüktü.
Yürüyen Ego: Özür dilerim.
Siz: Keşke en baştan özür dilemen gereken bir davranışta bulunmasaydın.
Yürüyen Ego: Bak biliyorum seni kırdım fakat bunu düzeltebilirim.
Siz: Bora bir vazo düşün. Bu vazo ufak bir kaza yüzünden kırıldı. Onu yapıştırırsan geri düzelir mi? Eskisi gibi olur mu?
Yürüyen Ego: İyi de sen vazo değilsin ki?
Allah’ım sen bana sabır ver! Ne yaptım ben? Mekke’ye giden otobüsümü taşladım?
Siz: Bora senin odunluğunla uğraşamam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OPİA
Teen Fiction6 yaşındayken annesini kaybeden Eylül Ulusoy,özel sebeplerden dolayı yaşadığı şehir İzmir'den anılarını bırakıp ailesiyle birlikte taşınırlar. Yıllar sonra İzmir'e üniversite okumak için geri döner ve üniversitesinin ilk gününden okulun popüler çoc...