24.02.2024
"Geliyorum anneanne!" diye seslenirken yatağımdan hızlıca kalktım. Yalın ayak, pijamalarımla merdivenleri inerken koşarcasınaydım.
"Sena, dur kızım düşeceksin!" Anneannemin telaşlı, yüksek sesi beni daha da hızlandırmıştı ki, kapıya varmam çok uzun sürmemişti.
Elim kapının koluna sarılırken ter içerisindeydi. Dış kapının hemen yanına asmakta direttiğim saat 09:19'u gösteriyordu. Bir dakika. Kapının ucunda soluklandım, ne garip elim kapının kolundan ayrılmadı, boşta olan ise sol göğsümün üstüne hafifçe yaslandı. Otuz sekiz saniye.
"Yine ne yapıyorsun kapıda?!"
Göğsüm çok hızlı yükseliyordu, kalp krizi geçirmek üzereymişim gibi titreyen dizlerim her an benden ümidi kesecek ve yerlere atacakmış gibiydi. On yedi saniye. Hayat, bir oyundu ve ben artık bu oyunu nasıl oynamam gerektiğini çok iyi biliyordum. On bir saniye. Hayat bir oyundu ve ben bu oyunun en genç, en tecrübeli oyuncusuydum. On saniye. Hayat, bendim, bizdik, ikimizdik.
"Beni duymuyor musun acaba? Sena, ne dikildin kapıya kızcağızım? Birini mi bekliyorsun?"
Ağlamayı özledim anneanne, yüzümü göğsüne gömüp hıçkıra hıçkıra ağlamayı özledim.
Üç saniye.
Ölmek istememeyi öğrendim.
İki saniye.
Yaşamayı öğrendim.
Bir saniye.
Özlemek ne demek, öğrendim.
09:20
Kapının kolunu indirdiğimde bakışlarım gökte değil, yerdeydi. "Anneanne," derken titreyen sesim, bana ağlamanın vaktinin geldiğini fısıldıyordu. Dizlerimin üstüne çöktüm, ellerim yerdeki papatya demetine uzandığında incitmekten korka korka, alamadığım kokusundan sarhoş ola ola kucakladım. "Solmadılar." Kirpiklerimi örttüm, papatyaları yüzüme kaldırıp kokladığımda, artık ezberlediğim kokularını alamadığımda "Anneanne," dedim, kalbim göğsümden taşıyordu. "Papatyalar... tazeler."
"Delirdin en sonunda!"
Hafif hafif gülümsedim, mecnunun oldum en sonunda.
Papatyaları göğsüme bastıra bastıra kalktığımda yerden, bir daha yere çökmeyecek gibi hissettim.
"Kimden bu çiçekler?" diye sordu anneannem. "Not falan yok mu üstünde?"
"Nota ne hacet?" diye mırıldandığımda
"O hâlde kimden geldiğini biliyorsun?" dedi.
"Papatyalar..." 49 papatya. "beni çağırıyor anneanne..." 4 yıl 1 ay 9 gün.
"Kim?"
"KatilimAdam."
🏚
09.11.2020
Aynanın karşısındaki akise çok uzun süre bakamamıştım. İyileşmek üzere hastaneye yatırılan, durumu her gün daha da kötüye giden, sonuna her saniye bir adım daha yaklaşan, ölüme aşina bir hastadan farkım kalmamıştı.
Çantamı omuzuma asmış, okuma kitabımı elime alırken odamdan çıkmış, merdivenleri sakin adımlarla inmiştim.
"Günaydın güzelliğim," diyerek şakağıma dudaklarını bastıran Ayaz'a hafif bir tebessüm gönderirken kahvaltı masasına oturmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARABE
Ficção Adolescente*Hayat bir cehennemdi ve biz o cehennemde birbirimizi bulmuştuk. Şimdi, o cehennemi cennete çevirme sırasıydı.* "Bir öpüşle bağışlanmak istiyorum," dedi. Kalbimdeki kelebekler kendini astı. "Bir bakışla firar etmek bu zindandan, bir sözle ulaşmak sa...