Ediz mutfaktan çıkarken sabahtan beri ortalıkta olmayışının sebebini belli etmişti. Mutfakta oturup yemek yemişti. Zira Azatın geldiğini görünce olayı sallamıştı. Ki eğer sallamasa idi olay büyürdü. Çünkü biliyordu ki Azat ile olan kavgası bitmez aksine dahada büyürdü. Zaten bir iki yumruk sonrası ortalık sakinleştirmek için ortaya çıkacaktı ama olaylar baya değişik ilerlemiş Ashraf doğum yapmıştı. Bütün doğum boyu mutfak kapısından dehşet içinde olup bitenleri izlemiş kuzenine bir şey olacak korkusu ile oda dokuz doğurur olmuştu. Lakin Buğranın varlığı bütün sakin olma planlarını yok etmişti.
Ediz mutfaktan aldığı bıçakla sinir dolu aurası önden ona eşlik eder biçimde ilerledi. Kışı çağıran fırtına dolu bakışları ile Buğraya baktı. Bu adamdı ki kendine top sürmeyi, kızlarla diyaloğu, raconu öğretmişti! Şimdi onun canını almak zorunda olmak biraz kalbini sızlatsa da kuzeninin öcünü almak için her şeyi yapmaya hazırdı adam.
Poyraz ve Azat Edizin varlığını yeni fark etmenin affalamasını kısa sürede atmıştı. Azat oğlunu korurcasına kucağına alıp karısına verdi.Bir evladı ancak annesi korurdu bütün kötülüklerden.
Ashraf ve bebeğin gözleri bir araya gelirken bebek meme telaşı ile annesine saldırıyor dişi olmayan damağı ile annesini gidikliyordu.
Ashraf bebeği göğsüne tutarak sanki kirilacak bir obje misali hafif hareketlerle onu yönlendirdi. Bebek emzirmesini tv de görmüştü herhalde fazla zor olamazdı. Bebek annesinin göğsünü kaptığı gibi ağzına götürdü sanki bebeği bekleyen göğsü kutsal süt ile dolarken bebeğin ağzı şıpırdamaya başlamıştı. Kısa sürede uykuya dalan bebek annesinin kokusunu ilk defa barutlar içerisinde almıştı.
Ediz, Ali ve Rüzgar Ashrafı beklerken Buğra gayet sakin bir vaziyette olanları kestirmeye çalışıyordu. İranın kızını bekleyen üç adam silhlarını doğrlutmuş ve bıçaklarını adama saplamaya hazır duruyorlardı. İranın kızının olduğu yerde son sözü o söylerdi, alınacak canı o alırdı. Bu yüzdendi bu bekleyis.
Buğra yakınında duran Edize bakarak dalga geçercesine güldü. Ediz için bu son nokta olmuştu. Kendi canından kanından olan toprağın altında böceklere yem iken bu onursuz herifin böyle gülmesi adam için son nokta olmuştu.
'Yemin olsun ki kalbin kadeh kanın şarap olacak Kartal!'
Ashraf beline doladığı ceketi bir etek gibi kullanıp adamlara yaklaştı. Adımları paytak olduğu kadar ona acı da veriyordu. Yeni doğum yapmış kadının canı çok ağrıyordu. Lakin eğerki yemin tamamlanır ise İranın kızı olan kendisi bile dururumazdı artık bu infazı.
Her neslin bir hakkı vardır ki bu yemini Anoushivan ailesi olarak kullansın. Bu yemin ki bir defaya masus edildiği vakit ailenin başının söz hakkını o anlık elinden alır. Gelenek adı altında olan bu yemin onlarca yıldır bozulmamıştı. Nesiller boyu aktarılmı şimdi günümüze gelmişti.
Buğra derin nefesler alıyor son kez bakıyordu sevdiklerine ama dokunamadıklarına. Dokunmasına müsaade etmeyen yüreği duracaktı ve Pusatın kanından parçalar taşıyan kızıllık etrafa ilistirilmiş dağınık mürekkep misali bir imza olacaktı. Bu onun hayata son imzası olacaktı.
İçinde bir sıkıntı vardı koca adamın. Ölüm kapıda olduğundan değildi.
Ashrafa son bir kez sarılmak istiyordu adam. Son bir kez o küçük kızın saçlarını okşamayı, belkide o deniz gibi kokan lakin aynı zamanda gizemli kokuyu da hissetmek istiyordu. Gözlerinde ki masum ışıkları görmek istiyordu. Ellerinde ki kan için döktüğü yaşlar olmak istiyordu... Ama bunu yapmamak sıkıntı veriyordu son anında dahi adama.Öte yandan vicdanını rahat ettirmişti de. Azat denen adama güvenmiyordu. Ve geçen gün yaptığı şey sayesinde onun gerçek yüzünü Ashraf görebilecekti. Eğer ki göremez ise tanrı kutsal gecede bin kandil yandığında o ateşlerle cehheneme taşısındı Azatı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitmeme İzin Ver (Kaderle Kumar Serisi 1. Kitap )
RomanceBir kadın, kaşları Zülfikar, cemali ay... Bir adam ruhu cehennem kalbi kanrevan... Oldukça sıradan bir şekilde yaşamına devam eden iş adamı Azat Demirbüken'in yaşamı, İran'a olan iş seyhati ile baştan sona değişmekle kalmayacaktı. Atış talim sahası...