İlk hikayem . Bu hikayede yazdığınız yorumlarla kendimi geliştirip sizlere layık bir yazar olucağımı umut ediyorum. Lütfen vote ve yorumlarınızı esirgemeyin.
Gülerken ağlamayı, nefes alırken ölmeyi öğrettin bana...
Ashraf Anoushiravan
-------------------------------------------------------------
Yakıcı güneş ışıkları daha kapalı olan göz kapaklarına bir mızrak gibi saplanırken genç kız homurdandı. Kendini yatakta çevirirken içinden geçirdi. Yİne ölmedim. Oysa ne çok istedim . Ayaklarını yataktan sarkıttı ve soğuk zemine ayaklarının değmesine izin verdi. Ayağına değen soğuk irkilmesine sebep olurken gülümsedi. Soğu severdi. Eskiden sıcağı severdi ama o gittiğinden beri sadece soğuk sever olmuştu. İşte sıkıcı yalan gülümsemelerle dolu bir gün daha başlıyordu .
Bir iki adımda devasa aynanın karşısına geçip aksine baktı . Yuvarlak suratını dahada iri gösteren koca kahverengi gözlerini uzun siyah kiprikleri çevrelemis öte yandan siyah dalgalı saçları omuzlarından dökülüyordu . Gece boyu kabusları benliğini kemiren birisi olarak o kadarda berbat gözükmüyordu. Kalbinde hissetiği tanıdık acı ile suratı buruştu. O tam iki yıl önce yaşamayı tozlu raflara kaldırmıştı . Kötü gözükmesi normalde umrunda olmazdı lakin o normal degildi . O koskoca İranin en büyük ailesinin velihattı. O yükler altında ezilen ve her zerresiyle acı çeken bir genç kızdı .
Onun bir gününü yüz bin zarara yazmışlardı. Bahtını ervah-ı ezelde kedere bulamışlardı. Kah acı kusarken kah kahkahalıyla boğulup can verirken her nefesinde, gökler onu keyifle izliyordu.
Eli usulca aynaya gitti. Bu ayna misali iki parçaydı içinde kadın. Yansıması vardı kendi içinde. İki ayrı kişilik, iki ayrı keder, iki ayrı benlik.. Lakin ikisi de darbelerle dolu dengesizdi. Bölünen kişiliği sadece ruhuna kazınan acılardan değil, onun gencecik yaşında ki millatlık acılarından dolayıydı. Kadın artık kim olduğunu bilemiyordu...
Aniden odasının kapısı büyük bir gürültü ile açılınca hırsla bağırdı.
'Bu ne cüret?!'
Ani bu çıkışı içeriye giren kişiyi görünce son buldu. İçeriye giren kişi amca oğlu olan abisiydi. 'Hemen celallenme, benim. Sadece diğerleriyle birlikte silah talimine gidicektik sende gelmek istermisin diye sorucaktım.'
' kapıyı çalabilme nezaketinde bulunabilrdin Uraz abi! Ama bir on dakika bekleyin bende gelicem.'
Uraz küçük kuzeninin bu haline güldü . Sürekli olarak değişen ruh hali dedelerine benziyordu. Anladığı kadarıyla minik kuzeni için hayli kabuslu bir gece daha geçmişti . O her ne kadar iyiyim dese de Uraz biliyordu asla iyi olmadığını lakin oynunuda bozmuyordu. O her yalancı bir gülüş gönderdiğinde diğerlerinin aksine inanmasada rol yapıyordu. Şimdide rol yapma zamanıydı .
'Tipin uyku uyumamış fok balıklarına benziyor'
Sen nerden biliyorsun fokun uyumamış halini diye sormak istedi ama gereksiz polemiğe girmek istemediği aşikardı Ashraf için.
' Sen çıkda hazırlanırım ben!'
Uraz yavaşça kapıdan çıkarken Ashraf çoktan siyah bir darpaca ve siyah likralı üçgen yaka bir tişört kombine etmişti bile. Aksesuar ekstradan takmadı bile. Zaten kulağından hiç çıkarmadığı siyah küpeler kulağındaydı, yüzüklerden biri boynunda kolye görevi görürken diğeri sol elinin yüzük parmağında parlıyordu öte yandan birbiriyle aynı iki siyah bileklikte iki kolundaydı . Bunlar aksesuar değildi Ashraf için bunlar ondan geriye kalan eşyalardan sadece bir kaçıydı. Onun varlığını arıyordu eşyalarda. Ancak acısı böyle çekiliyordu . Çünkü Ashraf her nefeste ölüyordu ve onun varlığını hissederek ölmek yegane arzusuydu. Bileğindeki bilekligi okşarken fısıldadı. Lakin bu fısıldama sadece zihninde yankılandı. Zira kadın susarak özlüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitmeme İzin Ver (Kaderle Kumar Serisi 1. Kitap )
RomanceBir kadın, kaşları Zülfikar, cemali ay... Bir adam ruhu cehennem kalbi kanrevan... Oldukça sıradan bir şekilde yaşamına devam eden iş adamı Azat Demirbüken'in yaşamı, İran'a olan iş seyhati ile baştan sona değişmekle kalmayacaktı. Atış talim sahası...