32-Kızıl Semalar

398 12 4
                                    

1 hafta sonra

Kadının solgun yüzü babasını bir celladı bekleyişi gibi beklediğini simgeliyordu. Üçgen yaka giydiği siyah tişört ayaklarında bulunan es renkte olan babetleriyle yeni doğum yapmış bir kadından çok tipik bir öğrenciye benziyordu. Camdan duvardan dışarıya bakan kadın vahanın güzelliğine baktı. Etrafında ki irili ufaklı binalardan süzülen ışıklar ve her bir ışıkta ayrı bir hikaye... Bunu düşünmeden edemiyordu kadın. Her ışık bir acı bir hikaye bir kaderi temsil ediyordu. Ve şimdi aşagıdaki ağaçtan dökülen her bir yaprak bir yaşamı temsil ediyordu.

Ne derdi küçükken? İranın toprağı vefalıdır, aldığı kadar verir. Ama olurda sadece alırsa bu topraklar senden de vermezse ne adım at bu toprağa ne de gözyaşı ile sula. Evin başka bir sıla olsun başka limanlar olsun toprağın. Sen veya ben... Biz olmaz isek, bu toprağı seven sayan olmaz ise bu toprak kendi cefası içinde ölür gider.

Şimdi abisini  almıştı bu topraklar... Ve karşılığında annesinin gerçek yüzünü armağan etmişti. Dedesi haklıydı. Vefalı topraklardı bu topraklar...

Masaya oturan babası ile bakışlarını çeviren kadın adamın gözlerine bakamadı. Utanıyordu kendinden. Annesinden ve damarlarından akan onun kanından utanıyordu...

İlk söze giren babası olmuştu.

'Abini öldürdün.'

Kızın bakışları hızla kalkarken abi derken kuzen olarak abi demek istediğini algıladığı babasına baktı burukça. Bir insanın tek günahı sevmek olur muydu? Olurdu..

Kız usulca başını salladı ve babasının eline uzandı. Yıpranmış hafif kırışık eller kadının küçük genç avuçlarına sığmıyordu bile.

'Annem...' Ashraf başını iki yana salladı. Hayır anne diyemezdi ona. Olanlardan sonra asla.

'Almira. O geçmişte bur günah işlemiş baba.'

Babasının elleri soğuk bir hal alırken boğazına yapışmış olan gömleğin düğmesini açtı zar zor.

'N-ne?'

Ashraf ellerini dizlerine sabitledi ve bakışlarını olduğu gibi babasına dikti. Bir şansı vardı o an. Bir daha babasına bu kadar büyük bir darbeyi indirmek için kendinde cesaret bulması imkansızdı.

Sesini gırtlağına hapseden kadın ciğerlerine yakıcı havayı davet etti. Güçlü olup babasını bu seraptan uyandırması gerekiyordu.

'Baba Almira  seni henüz siz evlenmeden önce aldatmış. Ve ölen... Benim öz abim.-'

Sözü babasının yumruğunu masaya vurması ile kesilmişti.

'Sus!'

Adamın tek eli gırtlağını ovalarken diğer eli masada yumruk olmuştu. Gözleriyle kızına tehtidler savuran yaşlı adam öfkeden sinire dönen yüzüyle masada yükseliyordu. Bu sırada etrafta onlara dönen bakışlar merakla doluyordu.

Ashrafın gözleri büyürken sinirle ayağa fırladı.

'Bana bağırmak yerine karına sahip çıksaydın! Aldatmış seni hemde kendi öz kardeşinin kocası ile! Kardeşi onun yüzünden intahar etmiş!'

Babasının gür sesi bütün bakışları üstlerine çekerken herkes bu olayı izliyordu artık. Adam duyduğu şeylere inanmaz iken gerçeklerden kaçıyordu sadece. Yaşlı kalbiyle sevdiği yıllardır karısı olan kadının ihanetini sindirmek istemiyor zehir misali dışarı tükürmek istiyordu.

'Senin ne farkın var ondan! Sen de kardeşini öldürdün!'

'Bu kadar mı çabuk kabullendin kârını başkasından peydah ettiğı çocuğu! Bu mu bir Anoushivanın onuru!'

Gitmeme İzin Ver (Kaderle Kumar Serisi 1. Kitap )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin