23-Yardım Meleği

961 27 12
                                    

Aşk neydi? Hiç sönmeyen bir ateş belkide hiç tükenmeyen bir su. Ya da sonsuz bir gökkuşağı? Neydi bu duyguyu böyle şairlerin kalemine konu eden. Neydi şarkıların notalarına binlerce anlam yükleyen.

   Nasıl başarıyordu bunu aşk? Nasıl bu kadar riyakar bir duygu aynı zamanda bu kadar masumdu? Bu duygu şüphesizdirki Tanrının Adem oğulu ve  Havva kızları için yarattığı bir bilinmezlik çukuruydu. Tanrı bu duyguyu yaratırken insanlara bırakmıştı herşeyi. Kişiden işiye göre değişirdi aşk. Kimine göre acı , kimne göre heycan, kimine göre iki günlük kimine göre bir ömürlüktü. Ama hepsinn sonu aynıydı. Aşk verdiği mutluluğu almasını bilen bir suyguydu. YArattığı tüm kelebekleri öldüren ruhu sonsuz mateme sokan bir duyguydu anı zamanda. Herşey insanların elindeydi o yüzden. İSterlerse o mutluluğa sahip çıkarlardı yada anlık bir günahkar nefese kurban verirlerdi bu duyguyu. Aşk böyleki garip böyleki güzel , böyleki acı verici bir bilinmezlikti işte.

Ama bu bilinmezliğin tanımı Ashraf için Azattı şüphesizdirki. Onun her bir bakışı her bir nefesinde kadın tekrar doğduğunu hissediyordu. Bazen tökezlesede hatalar yapsada adamn o koşulsuz sevgisi kalkmasına yardımcı oluyordu. Adamın o kudretli sevgisi kadının her bir hücresine işlemişti.

Bir piyanistin tuşlarda gezinen parmakları nasıl ki her dokunuşta yep yeni bir melodi oluşturuyorsa onun dokunuşlarıda Ashrafın kalbinde bitmez tükenmez bir aşk oluşturuyordu.

Azat içine Ashraf kelimelere dökemediği sözcükleri , notalara dökemediği şarkıları , satırlara sığdıramadığı şiiriydi. Öyleki sonsuz bir aşktı kalbinde beslediği duygu. Kokusunda hayat bulduğu bu minik kadının her bir saçının telinde kayboluyordu. Heleki gözlerine baktığında hemen onu anlaması yokmuydu! İşte en çok bunu seviyordu Azat. Kadın ondan asla şiirler beklememişti çünkü görüyordu her bir harfteki aşkın esiz şiirlerini ve melodilerini.

Bir çocuğun ilk resmi gibiydi onun için Ashraf. Nasıl ki bir çocuk ilk resminde bütün renkleri bulursa Azatta bütün duyguları bulmuştu Ashrafta. İlk resmi gibi unutulmaz , sonsuza dek kendine özel kendisine sakladığı bir aşktı Ashraf.

Azat kadının saçlarını okşarken yatakta oturur pozüsyondalardı. Ashraf Azatın omzuna yaslamıştı bşını öylece izliyorlardı karıki duvarı. Diniliyorlardı nefeslerini. Bu sessizliği bir bıak darbesi gibi bölen şey Azatın sesi oldu. 

  'Ashraf.' Ashraf efendim dercesine bir iki ses çıkardı. 'Hııı? ' 'Diyorum ki sıra sende. ' Ashrafın kaşları çatıldı. Ne sırası diye geçirdi içinden. Neyin sırası? Oyun mu vardı ortada? 'Neyin sırası?' Azat derin bir nefes aldı. 'Bak Ashraf benim geçmişimde bundan başka bir şey yok. Ha dersenki eski çapkınlıklarını konuşalım defterim kalabalık ama kayda değer boş bir kap gibi. O yüzden sıra sende artık anlat herşeyi. Geçmişi geçmişte bırakmadıkça şimdimizi mafediyor.'

 Ashraf bir iki saniye duraksadı. Azat kıza baktı aklında bir şeyleri tartıyor gibiydi. Sonunda konuştu kız. Sesi hafif naif ve soğuk çıkmıştı. 'Pandora kutusunu bilirmisin. ' Azat başını salladı. 'Elbeteki bilirim' Ashraf burukça gülümsedi. Kırık cam parçaları gibiydi suratındaki gülümseme.

  'İşte geçmiş öyle.  Kitli kaldıkları hersey yolunda. Eğer kilidi açarsak iyi olanlarda çıkar ama kötüler onu yutar. Bunu kaldıramazsın. ' Azat hiddetle kıza döndü. Kendinin güçlükle itam edilmesi her erkek gibi onunda sinirini bozmuştu.  'Sen nasıl kaldırıyorsun küçük? Çok mu güçlüsün?  ' Ashraf yatağın başlığına dayandı ayaklarına baktı ardından adamın siyah gözlerine. Ciğerlerine derinlemesine bir nefes çekeip cümleleri özenle seçmeye çalıştı.

Azat yutkundu bir an. Gözeri o kadar derin bakmıştıki sanki binlerce mezar vardı o gözlerde, binlerce ağıt, binlerce günah...

Kız konuştuğunda bakışlarına ayna tuttu adeta. Sesi soğuk akıcı konuşması ve kusursuz diksiyonu ile içindekileri akıttı.

Gitmeme İzin Ver (Kaderle Kumar Serisi 1. Kitap )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin