9-Ağıt

1.9K 62 5
                                    

8

Umutmu? Hani şu hayal kurmamamızı sağlayıpta bizi mal durumuna düşüren duygumu? Hayır kullanmıyorum.

 

Ashraf A.

Azat anlamayarak Ashrafa baktı. 'Derken?' AShraf bu konuyu düşünmemek için kendine söz verdi. Artık olayları akışına bırakıcaktı yoksa kafayı sıyırıcaktı! 'Boşver! Annem bir süreliğine dedmlere gitti ok kadar! konuyu kapatalım!' 'Peki ' Azat konuyu kapatmıştı ama halen tepkiyi anlam verememişti.

Ashraf beyaz gelinliği üzerine geçirirken üflemeleri devam ediyordu. Saçlarını yapan kadında işini bitirip gitmişti. Hazırdı işte. Fkat ruhu. İşte o hazır değildi. İdam saati yaklaşan bir mahkumdan farksızdı şu anda. Davulun sesini duymasıyla tam kapıdan çıkıcaktıki Azat geldi. Ashraf hafifçe geri çekildi ve ne oldu dercesine baktı. Azat elindeki duvağı kızın başına örttü. Onun üsünede kırmızı duvağı. 'Bunlar geleneklerde var olan şeyler' 'Beyazı anladımda kırmızı ne?' Azat hafifçe ensesini kaşıdı ve sıkıntıyla konuştu. 'Normalde bunu annem kapatıcaktı ama malum kendisi ..' Allah rahmet eğlesin' Ashrafın bu sözleri ile Azat bakışlarını genç meleğe çevirdi. 'Sen nası-' 'Rıfat baba söyledi.' Azat kafasını sallarken Ashrafın babasına baba dediğinin sevincini yaşıyordu. 'İşte bu kırmızı duvak nasıl desem ııı yani şeyyy işte bakireliğini simgeliyor' Ashraf tepkisini saniyesinde ortaya koydu. 'Çüş! Çıkar şunu ya! Bune böyle! Başlarım adwetine çıkar lan şunu!'Azat Ashrafı engelledi. 'D-dur bak halen çekiyo ya bıraksana! Bakire değilmisin kızım sen! Derdin ne!' Ashraf Azatın ayağına topğuklularını geçirdi. 'MAl öküz hayvan! Şerefsiz soyu bozuk piç! Siktir git! Sorduğu soruya bak! Ben senin kız kardeşine benzemem!' Ashraf kafasındaki iki duvağıda umursamadan Azatı arkasında bırakıp odadan hışımla çıktı. Kimse onun namusuna laf edemezdi! Azat derin nefesler alarak sakinleşmeye ve ayağının acısını unutmaya çalıştı. Birazdan aşağıya inicek ve meleğinin onun olmasını sağlicaktı! Herşey iyi gidiyordu!

Azat Duvağın kenarını hafifçe kaldırarak Ashrafın yüzünü sadece kendisinin görebileceği şekilde araladı. 'Pşşt! Kızgınmısın hala? Bak yanlış anladın ben sinirlenince aniden şey oldum hani şey' 'Boşve Azat boşver! Birazdan Berkler gelince sıçıcaklar azına zaten' Azat sinirle kızın gözlerine baktı. 'Onlar kim?!' Konağın tüm misafirlerin gelmesiyle kapalı olan kapısı sırt üstü açıldı ve tam 2 el ateş sesi duyuldu. Ardından içeriye sarı saçlı ve masmavı gözleri olan 4 erkekler girdi. Hepsi birbirinden gösterişli ve yakışıklıydı. Fakat tam ortalarıda bir tane 40 larında kadın var idi. Azat ve adamları bellerindeki silahlara sarıldığı an Ashraf kafasındaki duvağı açıp hızla en öndeki 20 li yaşlardaki gencin boynuna atladı. Genç adam onu belinden kavrarken etrafında döndürdü. Ashraf ufak bir kahkha attı. Azat ise sinirle seğiren gözünü yok sayarak Ashrafı adamın kollarından çekip aldı. Adam kollarının boşluğa düşmesi ile Azata bağırdı. 'Sen ne yaptığını zannediyorsun! ' 'Asıl sen! Sen ne yaptığını zannediyorsun! Benim konağımda benim düğünümde ateş açmak nedir! Haddini bil!' Genç Azatın üstüne doğru bir adım atığı anda Azatta aynı şekilde karşılık verdi. O sırada Ashraf araya girdi. 'Ya bi durun! Azat bu anne tarafından kuzenlerim. Bu Berk-Arksındaki sırıtanı gösterip- bu piç gibi sırıtan Koray - onun yanındaki silahını inceleyeni gösterdi- Bu silah manyağı Bulut -onun çaprazındaki kızlara sırıtarak bakanı gösterdi- Bu pezevenk gibi kızları kesende Selim. Ve onun yanındakide... Siktir Sakla benii!' Azat şaşkıncana arkasına saklanan Ashrafa baktı. Ve daha sonrada onun korkuyla baktığı noktaya. Sarı saçları beline kadar uzanan masmavi gözlere sahip 40 larında bir kadın vardı. Kadın bir adım öne çıktığında Azat kadının suratını tam olarak gördü. Ashrafa çok benzeyen bir kadındı. Duruşu yürüyüşü ve bakışları. Siması bile aynıydı. Aralarındaki fark sadece saç ve göz renkleriydi. 'Ashraf Anoushivan! Sadece 2 günlüğüne (?!) sadece 2 günlüğüne gidiyorum ve sen evleniyorsun! Uraz kız kaçırıyor! Ha birde konağa dansöz sokuluyor! Söyle bakalım her biri için kaç kurşun istiyorsun!' Azat sinirle kadına döndü. 'Haddinizi bilin hanımef-' Sözünü kadının gürleyişi kesti. 'Asıl sen haddini bil! Karşında Almira Anoushivan var!' Azat yerinde çakılı kalrken Berk sırıtarak konuştu. 'Ahanda inme indi kroya!' Korayda kardeşine arka çıktı. 'Mal oğlum bunlar. Tipe bak allah aşkına! Aha la adamın rengi attı. Anasını ya şu tipe bak olum Pusat daha yakışıklıydı ya '

Gitmeme İzin Ver (Kaderle Kumar Serisi 1. Kitap )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin