23'

41 5 46
                                    

Jisung ve Seungmin'in mezuniyetinin üzerinden neredeyse 2 ay geçmişti .
Sınava çalışmamız gerekiyordu ama üçümüzde bir türlü yapamıyorduk.

Bugün de Jisung 'sözde' babasıyla görüşecekti. Yalnız gitmek istedi ama tanımadığım, ne yapacağı belli olmayan birinin yanına sevgilimi tek gönderir miydim ben? Cevap dünden belli.

Buluşacağımız yere gittiğimizde Jisung en azından dışarıda beklememi söyledi, tamam diyip yan masalarına oturup bir gazete açtım filmlerdeki gibi.

Jisung tek başına telefonuyla uğraşırken bir adam geldi masasına oturdu. Sesleri net duyuluyordu en azından.

"Nasılsın oğlum?" Dedi o adam.

Ya sen kimsin üstünde hakkın olmayan birine oğlum diyorsun ya?

Ben kendi kendime laf yaparken Jisung ve 'sözde' babası konuşmaya devam ediyorlardı.

"Çok iyiydim ama şu an bir şey diyemeyeceğim."

"Beni gördüğüne mutlu olmadın mı?"

"Ben seni beklemeyi bırakalı yıllar oldu, sildim ben seni. Ne mutlu olması?"

"Oğlum deme öyle lütfen. Bak geri geldim. Tekrardan-"

Ayağa kalktı Jisung.

"Ne tekrarından bahsediyorsun sen ya? Yıllarca neler yaşadığımdan haberin var mı? Hangi anımda yanımdaydın? Söylesene tanrı aşkına! Neden bıraktın söyle!"

"Oğlum sakin ol, otur nolur sakince konuşalım."

"Geri oturdu Jisung.

"Neden bıraktın beni?"

"İmkanım yoktu, sana bakacak gücüm yoktu. Onlar sana benden iyi bakarlar diye bıraktım."

"Yıllarca senin gelip beni almanı bekledim. Hiç mi imkanın olmadı alacak?"

Arkası dönük olduğu için göremiyordum ama sesi çatlıyordu konuşurken. Ağlıyordu biricik sevgilim.

"Yapamadım." Başını öne eğdi. Üzgün gibiydi. Sana acırsam Minho değilim.

"Neden yapamadın?"

"Yapamadım işte Jisung, gelemedim, yüzüne bakamazdım."

"Şimdi nasıl bakabiliyorsun öyleyse?"

"Seni çok özledim oğlum, gelmediğim için pişmanım ama artık seninle olmak istiyorum. Çok geç değil telafi edebiliriz, lütfen bir şans ver bana."

"Ben sana defalarca kez şans verdim ama sen hiçbirinde gelmedin. Şimdi benden sayısını bilmediğiminci şansı vermemi mi istiyorsun?"

"18 yaşındasın Han Jisung, eminim ki kimliğinde baba adı olarak ben varım. Ben senin hala babanım. En fazla ne değişebilir hayatında?"

"Birincisi Han Jisung değil Lee Jisung, ikincisi resmiyette bile babam değilsin artık. Sen gittiğinden beri hayatımda çok şey değişti emin ol. Mutlu olmamı istiyorsan lütfen git."

"Bana baba bile diyemiyorsun oğlum."

"Sen benim babam değilsin, babalarım var ama sen yoksun. Şimdi nereye istiyorsan oraya git çünkü ben ait olduğum yerdeyim."

Diyerek ayağa kalkıp yanıma geldi Jisung, gazeteden başımı kaldırıp baktım.

"Hadi gidelim Minho."

Şaşkınlıkla karışık "Gidelim sevgilim." Dedim ve çıktık. Orada olduğumu nereden anladı ki?

Arabaya gidene kadar hiçbir şey konuşmadık. Arabanın önüne gelince tam kapıyı açacakken arkasını dönüp boynuma sarılarak öptü beni.

My Safe Place - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin