My Safe Place - Minsung

9'

Burada Minho'nun 8 yaşına girmesine birkaç ay var

(Hangi ay ben de bilmiyorum çaktırmayın)

Yani 8 yaşındaki birinin aklı nasıl olabilirse öyle okuyun.

Mal mı bu çocuk falan diyen olursa bozuşuruz hee

----

Çok kan kaybetmişti küçük çocuk. Nabzı yavaşladı, bembeyaz kesildi yüzü. Issız, tenha sokakta kimsecikler gelmiyordu yanına. Bilinci yerindeydi ama kendini kaybetmek üzereydi.

Acıdan çattığı kaşları gevşedi, kendini kontrol etmekte zorlanıyordu, karnındaki bıçaklanan yere bastırdığı eli düştü...

Az önce çarptığı iki genç geldi o sırada etrafa bakınarak, birinin sırtında gitar vardı, diğerinde sıfır kollu beyaz bir t-shirt. Evlerine giderken kestirme olduğu için üst sokaktan geçiyorlardı.

Kendilerine çarpan çocuğun acelesi onları endişelendirdiği için peşinden gelmişlerdi.

Kaldırımın dibinde ölü gibi duran çocuğu gördüklerinde donup kaldılar başta. İkisi de buna sessiz kalamazdı, çekip gidemezlerdi.

Öldüğünü düşündüler çocuğun ama yine de bunu kim yaptıysa cezasını çekmeliydi.

Çocuğun yanına vardılar koşarak. Soo gitarı bir yere atıp çocuğu kucağına çekti. Kai önce polisi aradı. Soo hissettiği şeyle gözlerini büyütüp kocasına baktı,

"Nabzı atıyor hala Kai, ambulansı ara hemen." Dedi Soo.

Nabzı çok yavaştı Minho'nun, ama atıyordu sonuçta. Belki yaşardı hem kim bilirdi?

Minho ise ikiliyi duyuyordu ama tepki veremiyordu.

Kai hemen ambulansı aradı, nabzın düşük olduğunu ve acele etmelerini söyledi.

Zaten hastane yakındı oraya ama o sokak ve üstündeki sokak kör nokta gibiydi etrafındaki işlekliğin aksine.

Yanlarında tampon yapacak herhangi bir şey yoktu. Hava sıcak olduğu için üzerlerinde sadece t-shirt vardı.

Minho'yu kucağına çekip üzerindeki t-shirt'i çıkararak bıçaklanan yere olabildiğince tampon yaptı Soo.

Kai ayaktaydı, hem içi gidiyordu, bakamıyordu çocuğa hem de gelen olursa diye etrafı kolaçan ediyordu.

O sırada polisle ambulans arka arkaya geldiler. Hemşireler Minho'yu ambulansa bindirirken Soo'da binmek için ısrar ederek çocukla beraber gitti.

Olay yerine bakan bir ekip varken diğer ekip Kai ile hastaneye gitti.

Hastaneye geldiklerinde direk ameliyata aldılar çocuğu, o ameliyathaneye sürüklenirken polisler çiftin ifadesini almak istediler.

Başlarını sallayıp gördüklerini anlattı ikili kısaca. Polisler çocuk yaşarsa ve uyanırsa tekrar görüşeceklerini söyleyip gittiler.

Kai sırtını duvara vererek yere çöktü ameliyathanenin girişinde, Soo'da yanına geldi.

"Ne olacak şimdi Soo?"

"Bilmiyorum bebeğim. Ama onu bırakamayız, yardım edeceğiz değil mi?"

"Elbette yardım edeceğiz. Hem..."

Derin bir nefes aldı Kai, nedenini bilmiyordu ama onu kendine çok yakın hissetmişti. Eşi ne tepki verir onu da bilmiyordu ama bunu istediğine emindi.

Çocuğun hala yaşadığını öğrendiğinde bir can kurtulacak gibi bir mutluluk değil de sanki kendi canı kurtulacak gibi hissetmişti. Eşinin tepkisinden emin olamayarak devam etti.