Gözlerime inanamıyorum. Sadece öylece yüzüne bakıyorum babamın. Yüz hatlarını en ince ayrıntısına kadar inceliyorum. Gözleri tam gözlerimin içine bakıyo. Kalbime gelen mutlulukla karışık bir acı vardı. Bu anı hiç bi şeyin bozmasını istemedim.
- Baba. fısıltıyla söylemiştim. Ağlamaklı olan gözlerle bakıyodu bana.
- Burdayım küçüğüm. Yanındayım. Bi yandan ağlıyor bi yandanda gülüyodum. Saçma sapan duygular işte.
- Söylemiştim. Herkese söyledim. Sen ölmedin. Bunu biliyodum.
- Hayır küçüğüm. Ben öldüm.
- Ne saçmalıyosun sen? Ölmedin işte burdasın. Benim yanımdasın.
- Ben her zaman senin yanındaydım küçüğüm. Bana ihtiyacın olduğu her saat her dakika her saniye ben senin yanındaydım. Ve şu anda yanındayım. Çünkü bana ihtiyacın var.
- Sana her zaman ihtiyacım vardı benim baba. Sen olmadan hayatımda bi şeyler hep eksik. Sen olmadan herkes beni kolayla üzebiliyo. Ve sen olmadan hayatımda hiç bir şey yolunda gitmiyo.
- Bak küçüğüm ben sana ne dedim ben olduğum sürece kimse sana zarar veremez. Ama artık ben yokum. Kendine gel. Artık ben yokum. Şu hayatını düzene sok artık. Çünkü ilerde bu düzene çok ihtiyacın olcak. Artık hayatını bana tutunarak geçiremezsin. Lütfen.
Yavaş yavaş benden uzaklaşmaya başladı bende. Hayır hayır bu sefer gitmesine izin veremem.
- Baba nereye?
- Artık bana ihtiyacın yok küçüğüm.
- Benim sana her zaman ihtiyacım ve her zamanda olcak. Gitmene izin veremem bidaha beni bırakıp gitmene izin veremem. Hem Furkan da seni çok özledi biliyorum. Onuda görmelisin. Hem biliyo musun Furkan Amerika da okuyo. Hep hayaliydi biliyosun. Seni görünce çok sevinecektir. 1 aya burda olur. Gitme.
- Gitmeliyim. Artık ben yokum buna alışmalısın. Sende Furkan da annende buna alışmalısınız. Ben hayatımın beni yönetmesine izin verdim ama siz hayatın yönetmesine izin vermeyin. Ve sizi kimsenin üzmesine izin vermeyin. Sizi çok seviyorum.
- Baba gitme.
Cevap vermedi. Sadece o masum gülümsemesiyle bana son kez gülümsedi. Ve arkasına dönüp yürümeye başladı.
- Baba gitme! bağırdım ama arkasına bile bakmadı. Ve gözden kayboldu.
- Babaaaa! Çığlıklarım ormanın sessizliğini bozmuştu. Ağlamaktan başka bi şey yapamıyodum. Sadece ağlıyodum. Çığlık atıyodum. Bu babamı ikinci kez kaybedişimdi. Bağırışlarımın yerini sadece kalbimdeki acı aldı. Saçlarım yüzümü kapatmış bi vaziyette yere oturmuştum. Ellerimi hafif yaş olan toprağa koydum. Nefes almaya çalıştım. Ama her nefes alışımda kalbime bi şey batıyodu sanki.
- Baba. kendi kendime fısıldadım. Babam gitti. Bana bi kez bile sarılmadan. Küçüğüm diyip kollarının arasına alıp sarılmadan. Yanağımdan öpmeden. Ben ona doyamadan. Sadece gitti! Tekrar ağlamaya başladım. bu böyle olmamalı beni bir kez daha böyle bırakamaz. Bu haksızlık. Ben deli gibi ağlarken hiçte yabancı gelmeyen bi koku doldu burnuma. Yüzüme düşen saçlarımı çekti yüzümden. Bu yüz tanıdıktı. Baran. Elleri kaba olsada dokunuşu zarifti.
- Sen iyi misin? o da benim gibi fısıltıyla konuşuyodu. Başımı iki yana salladım. Yalan söylemek istemiyodum. Gerçektende iyi değildim.
- Bana neler olduğunu anlatmak ister misin? Seni dinlerim. İnan bana iyi bir dinleyicimdir.
Baran'a güvenmelimiyim bilmiyorum ama içime gelen o duyguyla. Baran'a her şeyi anlatmaya başladım. Babamı , yanıma geldiğini , bana ne sözlediğini , benim neler hissettiğimi... her şeyi.
YOU ARE READING
Problemli
Novela JuvenilHazal'ın hayatı gayet normaldi. Babası ölene kadar... Babası öldükten sonra onu ele geçiren hastalık kendisine ve çevresine zarar verir. Güvendiği erkek arkadaşının aslında güvenmemesi gerektiğini öğrenince ondan ayrılır. Yaşadığı tüm bu hüzünlü v...