Kafamı toplamaya çalışıyorum şu an. Arkamdan gelen ses korkutucu derecede tanıdık ama kim olduğunu bulamıyorum. Sanırım kafam gerçekten dağılmış olmalı. Başımdaki hafif ağrıya aldırmadan yavaşça arkamı döndüm. Karanlıkta yüzünü seçemediğim , sesi acayip tanıdık gelen kişi bize doğru yaklaşmaya başladı. Şu an bir yanımda korku diğer yanımda da korkuyu bastıran cesaret var. Ne olur ne olmaz diye , içtiğim içkinin şişesini elime aldım.
- Kimsin ? sesimdeki o soğukluğu ve ifadesizliği hissetmiştim. Her kadar bir yanım korkuyor olsa da içimdeki o cesareti silmek istemiyordum. Biraz bekledim ama karanlıktaki tanıyamadığım o yüzden hiçbir ses gelmedi.
- Sana kimsin dedim! yükselttiğim sesim yankılanmıştı. Uçsuz bucaksız uçurumun kenarında söylediğim kelimelerin yankılarını duyuyordum. Hala cevap vermiyordu. Bu durum iyice sinirime gitmeye başladı. Karanlıktaki yüz bize bir kaç adım daha attı. Elimdeki şişeyi sıkıca kavradım ve ayağa kalktım. Hala yaklaşmakta olan o yüz hiçte tanıdık gelmiyordu. Ama sesi oldukça tanıdıktı. Kafamı soru yağmuruna tutarken başımdaki ağrıyı bir kez daha hissettim. O acıyla biraz da olsa yüzümü buruşdurmuştum. Benden günah gitti. İki kez sordum ama cevap gelmedi. Elimde tuttuğum şişeyi iyice kavrayıp , havaya kaldırdım ve karanlıktaki kişinin kafasına geçirdim. Tamam karanlıkta yüzünü göremiyordum ama vücut hatlarını görebiliyordum. Tek görebildiğim karanlıkta birinin olmasıydı. Kendime olan güvenimle şişeyi kafasına geçirdiğim kişi hiç etkilenmemiş gibi görünüyordu ama hafif bir sallantıdan sonra yere yığıldı. Elimde kalan kırık şişenin parçasına baktım. Açık ağızımı bir türlü kapatamıyordum. Ne yaptım lan ben! Bu yaptığıma ben bile inanamıyorum. Az önce tanımadığım birinin kafasına şişeyi geçirdim. Sesi tanıdık gelebilirdi ama kimseye bunu yapma hakkım yoktu. Arka cebimde duran telefonumu çıkarttım. Kafasına şişeyi indirdiğim kişiyi deli gibi merak ediyordum. Telefonumdan flaşı açtım. Yavaş yavaş karanlıktaki kişinin yüzüne götürdüm.
- Yok artık! bağırmamla gene uçurumda sesim yankılandı.
- Ne oldu? her yerden çıkmasa olmuyor sanki salak. Bak gene sinirim bozuldu ya. Ne işi var şimdi bunun burada?
- Kızım ne oldu söylesene?
- Bakın bakalım bizi rahatsız eden salak kimmiş. flaşı görebilecekleri şekilde Baran'ın suratına tuttum.
- Yok artık bunun ne işi var burada? iyi ki de indirmişim o şişeyi kafasına. Az da olsa intikamın bir kısmını almış oldum. İçimdeki tüm acıma duygusu yok olurken Baran'a bir kez daha baktım. Alnının sağ tarafı kanıyordu. İçimde bir burkulma olmadı değil ama bana yaptıklarını hatırlayınca hemen geçti ve eski nefretimle bakmaya başladım. Bir an acıyla olsa gerek yüzünü buruşturdu ve yavaş yavaş gözünü açmaya başladı. Kollarımı göğüsümün altında kavuşturdum. Ve Baran'a bakmaya devam ettim. Gözlerini aralarken göz göze geldik. Dişlerimi birbirine bastırarak baktım.
- Ne işin var burada? daha kendine gelmediğini biliyordum ama niye buraya geldi merak ediyordum. Kollarından destek alarak kalkmaya çalıştı. Bir an yardım etmek için bir adım öne gittim ama sonradan aklım başına geldiğinde eski yerime doğru adım attım. Zorda olsa sonunda yerinden kalkmayı başarmıştı. Bana doğru adımlar attı. O bana doğru adım attıkça ben ondan uzaklaştım.
- Benden daha fazla kaçamazsın Hazal.
- Senden nefret ediyorum! Beni rahat bırak! yanından öylece çekip gideceğimi sanmak da saçmaydı. Kolumdan tuttu ve daha fazla gitmemi engelledi.
- Bırak kolumu! sesimin yankılanmasına alışmıştım ve artık o kadar da garip gelmiyordu.
- Benimle konuşmadan seni bırakmayacağımı biliyorsun. Fazla zorlama istersen. Konuşalım sonra gideceğim. Söz veriyorum. Baran'ın ağızından bunları duymak garip gelse de , ilginç bir şekilde hoşuma gitmişti. Gözlerinin içine baktığımda ifadesizliğin arasında pişmanlığı da görüyordum. Ama çabuk yumuşamak istemiyordum. Yaptığı şeyin kabul edilemez olduğunu anlaması da bir şeydi ama genede yapmıştı işte. Bunu telafisi gerçekten ağır olur.
YOU ARE READING
Problemli
Teen FictionHazal'ın hayatı gayet normaldi. Babası ölene kadar... Babası öldükten sonra onu ele geçiren hastalık kendisine ve çevresine zarar verir. Güvendiği erkek arkadaşının aslında güvenmemesi gerektiğini öğrenince ondan ayrılır. Yaşadığı tüm bu hüzünlü v...