505 67 93
                                    

gözlerimi açar açmaz o sik gibi duyguyu iliklerime kadar hissettim. hani şu götü başı dağıttıktan sonra uyuyup sabah da o hissin daha kötüsüyle uyanırsın ya, tam olarak onu yaşıyordum. dün chris'in yanına gitme gibi bir planım vardı fakat bunun kaçmaktan başka bir şey olmadığını düşünerek vazgeçip eve dönmüştüm. şimdi de tavandaki o çıkıntı ile bakışıyorduk. taehyung itinin ben yokken ona bak dediği günden beridir sürekli o çıkıntıya bakıyordum. benim seri bir şekilde kendime gelmem gerekiyordu.

yataktan kalkıp bir süre öylece oturarak hayatı ufak bir sorgulama olaylarına girdim. sahiden bok gibi bir gündü. hiçbir şey yapasım, bir yerlere gidesim hatta uyanasım bile gelmiyordu şu an. tıkanıp kalmıştım. uzun bir süre sonra siktir edip ayaklandım. kısa bir duşun ardından da üzerimi giyinip televizyonun karşısına attım kendimi. daha kıçımı koymadan çalan kapıyla anlık olarak kalp atışlarım kulaklarıma kadar çıkmıştı.

eğer taehyung falan çıkarsa diye kapıya yürürken elimi yumruk yapmıştım. bu saatte fakültede olması gerekiyordu ama paşam sikine göre hareket ettiği için bu saatte bile beni uyut diye kapıma gelebilirdi. bir yandan da onun gelmesini deli gibi istiyordum.

ama o değildi. karşımda chanyoel hyung vardı.

"hyung?"

"jeongguk, müsait miydin?"

"evet, buyur gel."

en son onu hastaneye bıraktığımda konuşmuştuk. ilk ve son konuşmamız buydu. uzun zamandır apartmanda karşılaşmıyorduk.

"evde olduğunu varsayarak gelmiştim. neden okulda değilsin?"

kanepeye yerleşirken ben de koltuğa oturdum. ve sanırım içimi dökmeye ihtiyacım vardı. bunu da yapmak için ön hazırlık yapıyordum.

"benim için bok gibi bir gün ve böyle günlerde evden çıkmak eziyet gibi bir şeye dönüşüyor." dedim oflayarak.

"neyin var serseri?" dedi gülerek.

"hyung sana bir şey anlatacağım ama tepkinden korkuyorum."

bakışları anlık olarak duraksadı ama şaşırmış gibiydi daha çok.

"rahat olabilirsin, sert göründüğümü biliyorum ama anlayışlı biriyimdir."

"yan binada taehyung diye bir orospu çocuğu var tanıyor musun?"

gülmemek için dudaklarını birbirine bastırarak onaylarcasına kafasını salladı.

"aramızda çok tuhaf şeyler dönüyor."

"ne gibi tuhaf?"

"hyung ben eşcinselim."

"ciddi misin sen?" dedi şok içerisinde. o an kendimi rahatsız hissettim böyle tepki verince.

"karşı mısın?"

alaylı bir gülüşün ardından tekrar konuştu.

"şaşırdım çünkü mahallede benden başka gay yoktu."

söylediği şeye gülerek saçlarını geriye attığında ben de aynı şekilde tepki verdim. en azından içim rahatlamıştı.

"taehyung da gay."

"ne?"

"ne ne?"

"daha dün eve kız attı lan o?"

"ne?"

işte tam bu noktada oturup zırıl zırıl ağlayasım gelmişti sinirden. gelip kafamı siktiği gibi anında hayatını yaşamaya başlıyordu sanki hiçbir şey olmamış gibi. kendimi hiç bu kadar ezik hissetmemiştim, evet.

rascal |tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin