(Bölüm Müziği: Cem Belevi-Günaydın Sevgilim)👈🏻
İyi okumalar :)
Nisan gözlerini açtığında kendini bir havuzun içinde buldu. Nefes alamadığını hissetti. Yukarı çıkmak istedi. Çıkamıyordu da.. Nefes alması lazımdı. Ben neredeyim diye kendi kendine düşündü. Evinde de değildi. Hem Sima neredeydi? En son hatırladığı şey gece yatağında uyuduğu ve Sinan'ı düşündüğüydü. Sinan.. Ah Sinan.. Bunları düşünürken birisi onu yüzeye çıkardı. Ölmemişti. Nefes almayı başarmıştı. Ama bunu kendisini çıkaran kişiye borçluydu. Arkasına baktı. Ferdi oradaydı. Yoksa o muydu Nisan'ı kurtaran? Tam 'Ne işin var burada?' Diye soracakken bir kişi onu kucağına aldığı gibi koşmaya başladı. Nisan şoktaydı. Sıcacık yatağından nasıl bu hallere gelmişti? Sonra onu kucaklayan kişiye baktı. Onu tanıyordu. Sinan...
-Nisan bu adam kim?
-Niye soruyorsunuz hocam?
-Seni havuza o attı..
-Ne?! Ama bana beni sevdiğini söylemişti.
-Seni cezalandırdığını söyledi. O seni severken sen başkasını sevdiğin için..
-Ne?! Yok yok öyle bir şey. Ayrıca ona ne canım? Manyak psikopat.
-Nisan bu adam kim!
-Ay sakin olun ya! Benim eski sevgilim.
-Ne işi var burada?
-Hasta..
-Nasıl?
-Yani bana hasta. Hastalık derecesinde aşık bana. Psikopat yani. Nasıl anlatayım bilemedim ki..
-Anladım ben. Tamam.
-Eee ne yapacağız?
-Sen kimi seviyorsun da bu kadar kızmış sana?
-...
-Nisan?
-Ben..Şey..Sizi..
-Beni ne?
-Sizi..seviyorum.
-Ben de seni seviyorum Nisan.
Nisan'ın gözleri kocaman açıldı.
-Gerçekten mi?
Sinan güldü.
-Gerçekten...
Uzun bir süre birbirlerine baktılar. Sonra Sinan eğilip Nisan'ı öptü..-Nisan! Hadisene kızım. Şurada yarım saattir sana sesleniyorum. Kalksana!
-Anlamadım Sinan?
-Sinan? Vay, Sinan Bey rüyalarda görülmeye başlanmış! Sinan değilim canım ben, ben Sima.
-Hiiii! Sima? Sen, sen burada..
-Ben burada kaldım canım dün. Unuttun mu?
-Ha--Hayır unutmadım. Çok-çok değişik bir rüya gördüm de..
-Romantik bir rüya mıydı bari?
Nisan yastığı alıp Sima'ya fırlattı.
-Ya Sima!
Sima güldü.
-Ateşkes ilan ediyorum komutanım, sustum. Off kızım ya! Bari rüyanı anlat.
-Ya başları kötüydü, sonları ise.. Şey, ben sana başlarını anlatsam?
-Hmm Sinan sonlardaymış yani.
-Evet sonlardaydı-- Ya Sima! Çok fesatsın.
-Aaaa günahımı alıyorsun ama. Fesat falan değilim ben. Aşk doktoruyum aşk!
-İyi canım. Sen aşk doktorluğuna devam et. Ben de o sırada üzerimi giyinip hastaneye, gerçek doktorluğuma gideceğim.
-Bu bir odamdan çık uyarısı galiba.
-Aynen.
-Peki çıktım bile, dedi Sima odadan çıkıp kapıyı kaparken.
Nisan'sa rüyasında gördüklerinin etkisiyle ter içinde ve nefes nefese kalmış, havuz bölümüne ise anlam verememişti. Sonra kendi kendine: "Abartma Nisan ya, altı üstü bir rüya işte.." Dedi ve kalkıp üstüne mavi mini elbisesini geçirdi. Saçını da yaptıktan sonra Sima'nın hazırladığı o güzel sofranın yanına gitti.
-Vayy, sen neymişsin be kızım!
-Daha çok göreceksin canım. Kahvaltı benim işim.
-Hmm o zaman yeme de benim işim olsun, dedi Nisan ve sofraya oturup masadakilerden teker teker ağzına atmaya başladı.^SİNAN^
Hastaneye geldiğimde Nisan'ın yanında kıvırcık saçlı biri daha vardı. Kardeşi falan herhalde diye düşünüp yanlarına gittim.
-Günaydın.
-Günaydın hocam.
-Bizi tanıştırmayacak mısın? Dedi Nisan'ın yanındaki kız. Nisan:
-Simacığım bu Sinan Hoca, hocam bu arkadaşım Sima.
-Tanıştığıma memnun oldum, dedi Sima.
-Ben de.
O sırada Sima beni süzmeye başladı.
-Demek meşhur Sinan Hoca sizsiniz ha?
-Benim..Meşhur niye dediniz?
-Nisan sizden çok bahsetti.
Nisan Sima'ya bir dirsek attı ve güldü:
-Evet, evet. İşte ilk geldiğiniz gün nasıl çarpıştığımızı falan anlatmıştım komik olduğu için. Sima onu diyor.
-Hıhı evet canım tabi, dedi Sima.
-Peki hanımlar, benim gitmem gerek. Görüşürüz.
-Görüşürüz, dedi ikisi birden.
Sima, ne demişti? "Nisan sizden çok bahsetti." Acaba nasıl bahsetti benden? Neyse ya, banane...^SİMA^
Sinan Hoca ne yakışıklıymış be arkadaş! Nisan kedi olalı bir fare tuttu. Ayy, bir de ağzımdan kaçtı. 'Nisan sizden çok bahsetti.'dedim. Nisan beni şuracıkta neşteriyle kesecek..
-Sima sen ne dedin az önce?
-Ne dedim?
-Sen biliyorsun ne dediğini.
-Yoo, bilmiyorum.
-Sima!
-Ya kızma bana Kıvırcık. Ağzımdan kaçtı diyelim biz ona.
-Ağzından mı kaçtı? Ciddi misin?
-Ya ne olacak ayrıca! Sen madem ondan hoşlanmıyorsun, yanlış anlasa da anlamasa da bir şey fark etmez değil mi? Hah, takma şöyle şeyleri.
-Yani. Ama olsun yine de öyle sanmasın.
-Tamam Nisancığım, tamam. Bundan sonra daha dikkatli davranırım. Ben de gideyim artık. Sinan'ı da gördüğüme göre.
-Sen, sen buraya onu görmek için mi geldin?
-Yoo, arkadaşımı işinde ziyaret ettim sadece.
-Tabi canım benim. Ben de kandım buna.
Güldüm.
-Tamam neyse, gidiyor musun?
-Evet. Görüşürüz canım. İyi çalışmalar sana.
-Sana da canım.
Nisan'a el salladım sonra arkamı döndüm. Gördüğüm manzarayla olduğum yerde kalakaldım. Burada ne işi vardı? Yoksa kötü bir şey mi olmuştu? Ağzımdan dökülen kelimeleri kontrol edemedim:
-Ali...
~Bölüm Sonu~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Sevince Güzel
RomanceTüm Hakları Saklıdır © Herkesin bir hayat hikayesi vardır. İşte bu da Nisan ve Sinan'ın hikayesi... Duygu Yetiş (Nisan) Serhat Teoman (Sinan) Açelya Topaloğlu (Sima) Rojda Demirer (Ayla) Tamer Tıraşoğlu (Berzan) Sertan Erkaçan (Abidin) Elvin Levi...