(Bölüm Müziği: Teoman-Mavi Kuş İle Küçük Kız)👈🏻
YB sizindir :) İyi okumalar.^NİSAN^
Allah'ım ne de güzel bakıyordu bana. Gitgide birbirimize yaklaşıyorduk. Birden kapı açıldı. Asuman bize bakarak gülümsedi. Sonra konuştu:
-Hocam, acil bir vaka geldi.
Birden irkildik. Sinan:
-Eee, ta-tamam Asuman ben g-geliyorum.
Sinan bana baktı, sonra dışarı çıktı. Ben de onun arkasından sırıttığımı fark edince ağzımı topladım. Sonra kendi kendime:
-Ben burada ne yapıyorum ya? Ben de gideyim bari.^SİMA^
Ay, çok tatlı bir akşamdı. Acaba bana aşık olabilir mi? Çok kibar davrandı bugün bana. Ama aklı bazen başka yerlerdeydi. Dalıp gidiyordu ara sıra. Bana aşık mı bir öğrenebilsem! Ben mi ona açılsam acaba? Yok yok ne saçmalıyorum ben. O beni sevmiyordur falan. Ayrıca o itiraf etsin canım. Ben niye ediyormuşum.
Nisan ne yaptı acaba? Bir arayıp ona olanları anlatayım.
-Nisancığım.
-Simacığım ben seni sonra arasam, bir hastam var da.
-Aaa pardon. Bugün nöbettesin herhalde.
-Aynen.
-Tamam o zaman iyi çalışmalar sana.
-Sağol canım, sana da iyi uykular.
-Senin yerine de uyurum.
Güldük.
-Hadi hoşçakal.
-Öptüm canım, görüşürüz.
Nisan'a hemen anlatmam gerekiyor. İçimde mi kalsın canım? Sevinç paylaştıkça çoğalır demişler. Doğru valla.. Neyse bekleyeceğiz artık sevgili 'Nisan Hoca'nın işini bitirmesini..^AYLA^
Bu hamilelik dönemi ne zormuş arkadaş! Birden karnıma ağrı giriyor, iki büklüm oluyorum. Kötü şeylerden uzak dur Ayla, ağır taşıma Ayla, şunu yapma Ayla, bunu yapma Ayla.. Hareketin kısıtlanıyor resmen. Ama bebişime bir şey olmasındansa 9 ay kanepenin başında otururum daha iyi. İznimi de aldım, mis!
Ali hamile olduğumu duyunca nasıl sarsıldı garibim. O zamandan beri bana aşık. Hiç mi kız çıkmadı karşısına anlamıyorum ki. Artık beni hırs yapmış herhalde. Ama üzgünüm. Geçti Bor'un Pazarı Sür Eşeğini Niğde'ye. Şimdi salona gidip biraz uzanacağım. Hayat ve zorluklarından uzak...^NİSAN^
Hastamın yanından çıktıktan sonra doktor odasına gittim. Belki Sinan oradadır diye. Yoktu. Birazdan gelir diye düşündüm ve koltuğa uzandım. Ben bir şey yapacaktım ama neydi hatırlamıyordum. Elbet hatırlarım.
Kendime sordum: "Uykusuz bir geceye hazır mısınız Nisan Hanım?"
"Değiliz." dedi beyin hücrelerim. Kalbim ise başka söylüyordu. "İçinde Sinan varsa biz hazırız." Sinan mı? Ne Sinan'ı? Unut Sinan'ı. Onu nasıl unutabilirdim ki?..
Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Saat daha kaçtı ki? Dört! Saat sabahın dördüydü. Neden gözlerimin kapandığını anlıyordum şimdi. Bir de benim bir bebek partisi işim vardı. Ne oldu ona? Yalan oldu. Ama Nisan bir şeyi kafasına koyduysa yapar efendim. Yok öyle şey. Bu düşüncelerim bana ninni gibi geliyor yavaş yavaş uykuya dalıyordum. Bir anda dalıp gittim...^SİNAN^
Son kalan bir hastamın ardından dinlenmek için doktor odasına gittiğimde Nisan'ın koltukta uyuyakaldığını gördüm. Kapı açılınca birden irkildi.
-Hocam, siz miydiniz?
-Benim Nisan, kim olabilir başka.
Nisan cevap vermedi. Uyku sarhoşluğundan herhalde.
-Sen uyuyorsun resmen Nisan.
-Bırakın da uyuyayım ama değil mi, diye başını koltuktan kaldırdı Nisan birden.
-Tamam, sustum.
-Şimdi sıcacık yatağımda olmak vardı, dedi Nisan.
-Doktorluk böyle bir şey Nisancığım. Hem, sen hiç mi nöbete kalmadın?
-Kaldım tabii de, her nöbete kaldığımda bunu söylerim ben.
-Senin gibi uyku düşkünü bir insan nasıl bu mesleği seçti aklım almıyor.
-Neyi aklınız almıyor pardon? Bu meslek benim küçüklükten beri hayalimdi. Çok küçükten doktor olmak istediğimi söylemiştim kendime. Hep bu yüzden çalıştım, çabaladım. Ve olan bu işte. Bir kıytırık nöbete kalma yüzünden güzelim mesleği çöpe atacak değildim herhalde. Bazen sorduğunuz sorular çok saçma olu--
-Nisan, nefes al!
-Ben nefesimi konuşurken de arada alıyorum, siz hiç merak etmeyin.
-Tamam, tamam. Sorduğuma pişman oldum. Bir kelimeme bin kelimelik roman yazdın Nisan! Bir sus ama değil mi bir sus! Beynim sulandı. Beynimin içi acıdı ya!
-Aaa ama yine bağırıyorsunuz. Ben de size bağıracağım da bir gün göreceksiniz.
-Bağır Nisan, bağır da kurtul!
-Bu konuda yorum yapmayacağım. Peki siz, siz nasıl karar verdiniz?
-Neye?
-Doktor olmaya.
Sesim yumuşamıştı.
-Ayla tıp bölümünü kazanınca ben de arkasından gittim diyebiliriz.
-Nasıl? Hiç ilginiz yokken mi seçtiniz mesleğinizi?
-Hayır, hayır. Öyle değil. Doktorluk kulağa çok hoş ama zor geliyordu. Hep istememe rağmen, çoğu tıp kazanan yakınım zorluğundan yakınıyordu. Ben de iki arada bir derede kalmıştım. Benim dedem doktordu. Ablam da tıpı kazanınca iplerimi kopardım. Yani kararsızlıktı aslında benimkisi. Ama herhalde sende hiç öyle bir şey olmadı he?
Nisan'dan cevap gelmeyince yana döndüm. Nisan başını omzuma koymuş uyumaya başlamıştı. Saçını geriye attım. Çok güzeldi. Kıvırcık saçları, çikolata rengi gözleri beni benden alıyordu-- Ne diyordum ben? Daha dün bu kıza gıcık olmuyor muydum? O da bana. Ama ona doğru yaklaşırken bana gülümsediğini görmüştüm. Aşk mıydı bu? Aşk işte.. "Önce küçük bir tohum düşer kalbin odasına, sonra aşkla yeşerir. Kulak verin, umudun sesini duyabiliyor musunuz?"
Başımı hafifçe Nisan'a yasladım ve ben de uyuyakaldım...
~Bölüm Sonu~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Sevince Güzel
RomantizmTüm Hakları Saklıdır © Herkesin bir hayat hikayesi vardır. İşte bu da Nisan ve Sinan'ın hikayesi... Duygu Yetiş (Nisan) Serhat Teoman (Sinan) Açelya Topaloğlu (Sima) Rojda Demirer (Ayla) Tamer Tıraşoğlu (Berzan) Sertan Erkaçan (Abidin) Elvin Levi...