(Bölüm Müziği: Yusuf Güney-İki Romantik Deli)👈🏻
^NİSAN^
-Çok güzel oldun kızım, çok güzel oldun.
Dedi annem ellerimden tutup beni etrafımda döndürürken. Aynaya baktım. Gelinliğimi görünce onu almak için gittiğimiz mağazaları ve küçük maratonumuzu (!) hatırladım. Gerçekten de çok güzel olmuştum. Gülümsedim.
Sima:
-Evet tatlım, çok güzel oldun. Sinan heyecandan bayılır artık herhalde.
-Yok artık.
Dedim Sima'ya doğru dönerek. Sima güldü ve anneme bakarak:
-Hadi ben artık gideyim. Sizi yalnız bırakayım.
Dedi ve dışarı çıktı. Aynadan, arkamda duran annemin ağladığını gördüm.
-Anneciğim, ne oldu?
-Ben..Sadece..Çok duygulandım.
-Gel buraya.
Dedim ve anneme sarıldım.
-Şişşt ağlama ama, beni de ağlatacaksın bak. Makyajımın bozulmasını ister miyiz?
-İstemeyiz.
Dedi annem ciddi bir şekilde ve güldük. Sonra gözyaşlarını sildi.
-Tamam, bu kadar duygusallık yeter. Seni damadın yanına götürelim.
Annemin kolunu tuttum.
-Anne, çok heyecanlandım ya.
Annem güldü.
-Normal Nisancığım. Ama artık gitme vakti geldi.
Derin bir iç çektim ve:
-Haklısın.
Sonra annemin koluna girdim ve kapıyı açtık. Koridora çıktmıştık. İleride beni bekleyen Sinan, Sima, Abidin, Ayla ve Berzan Abi'yi gördüm. Sinan'ın ağzı açık kalmıştı. Ayla:
-Nisancığım, çok güzel olmuşsun.
Sinan'ın yanına gittim. Gözlerimizin içine bakıyorduk. Diğerleri yerlerine gittiler. Sinan:
-Çok güzel olmuşsun Nisan..Peri kızı gibi.
Dedi kısık bir sesle.
Gülümsedim.
-Teşekkür ederim damat bey, siz de çok yakışıklı olmuşsunuz.
Dedim Sinan'ın papyonunu düzelterek. Sinan kolunu bana uzatarak:
-Hadi artık gidelim.
Kafamı salladım ve Sinan'ın koluna girdim. Dışarı çıktığımızda tam hayal ettiğim gibi çocuklar ortalıkta koşuşturuyor, baloncuklar havada uçuşuyordu. Alkışlar arasında yerimize gittik. Nikah memuru:
-Sevgili misafirler, bugün burada Sinan Akyürekli ve Nisan Deniz çiftinin nikah merasimleri için toplandık. Nisan Deniz, Sinan Akyürekli'yi eş olarak kabul ediyor musunuz?
-Evet!
Diye bağırdım ve bir alkış koptu.
-Siz, Sinan Akyürekli, Nisan Deniz'i eş olarak kabul ediyor musunuz?
Sinan gülümseyerek bana baktı ve mikrofona yaklaştı:
-Evet!
Bir alkış daha.
-Şahitler?
Sima ve Ali:
-Evet.
-O zaman belediyenin bana verdiği yetkiyle, ben de sizi karı koca ilan ediyorum. Gelini öpebilirsiniz.
Dedi nikah memuru ve evlilik defterini bana uzattı. Sinan'ın ayağına basıp -yapmasan olmazdı- ayağa kalktım. Sonra Sinan beni kendine çekip öptü. Alkışlar iyice kuvvetlenmişti.
Annemle babama baktım. Çok mutlulardı. Sonra Sinan'la dans pistine çıktık. İlk dansımızı yaparken kendimi uçuyormuş gibi hissediyordum. Hayatımın en mutlu günlerinden biriydi.
Sinan:
-Çok şanslıyım.
Dedi gözlerime bakarak.
-Ben de çok şanslıyım.
Dedim gülümseyerek.
-Seni çok seviyorum.
-Ben de seni çok seviyorum.
Dedim ve başımı Sinan'ım göğsüne koydum. Sonra da anın tadını çıkardım.
***
Düğün çok güzel geçmişti. Akşam uçağımız vardı. Sinan evine gitti, ben de kendi evime gittim. Kapıyı açtım. İçeride koliler vardı. Diğer eşyaları bazı tanıdıklarıma vermiştim. Annem ve babam koltukta valizlerle duruyorlardı.
-Anneciğim, babacığım?
Babam ayağa kalktı:
-Kızım, hoşgeldin. Biz de bu akşam annenle İzmir'e döneceğiz. O yüzden toparlandık.
-Anladım.
Dedim ve içeri gidip dünden topladığım valizimi aldım. Odama son kez şöyle bir baktım. Sinan'ın evinde oturmaya karar vermiştik ve ben de bu evden çıkacaktım. Elveda kira kontratı!
Valizi salona götürdüm ve annemle babamın yanına gidip oturdum. Babam:
-Tekrar çok tebrik ederim yavrum. Ben Sinan'la tanıştığımda onun iyi bir insan olduğunu gördüm. Ama hayatın ne getireceği belli olmaz. Bil ki, biz annenle her zaman arkandayız. Ve seni çok seviyoruz.
Babama sarıldım.
-Ben de sizi çok seviyorum, çok!
Annemle de birbirimize sarıldık. Sonra annemle ağlamaya başladık. Babam:
-Hadi bakalım sulu gözlü kızlarım benim, gitme vakti geldi.
Onları yolcu ettikten sonra oturup Sinan'ı beklemeye başladım.#Yazarın Ağzından#
Sinan gelip Nisan'ı aldı ve havalimanına gittiler. Orada onları Sima, Ali, Abidin, Ayla ve Berzan bekliyordu. Nisan:
-Ya çocuklar! Sürpriz mi yaptınız bize?
Ayla:
-Evet Nisancığım, sevindin mi?
-Çok sevindim.
Dedi Nisan ve teker teker hepsine sarıldıktan sonra tekrar Ayla'nın yanına gitti. Karnına yavaşça dokunarak:
-Bana bak seni tatlı şey, biz gelmeden doğmak yok tamam mı?
Dedim ve hepimiz güldük. Abidin:
-O zaman benden de size gelsin. Bana bakın bebek yapmadan gelmek yok tamam mı?
-Abidin!
Diye bağırdı Nisan'la Sinan.
-Tamam kankiler ya ne utangaç çıktınız.
Nisan'la Sinan hepsine tekrar veda ettikten sonra uçağa bindiler. Uçakta Nisan başını kocasının göğsüne yaslayıp gözlerini kapattı.^SİNAN^
Uçaktan inip, otele varmıştık. Nisan valizleri elime tutuşturmuş, kendisi oteli talan etmekle meşguldü. Gecenin 1'inde! Yolculuktan geldik şurada, gidelim odamıza da biraz dinlenelim değil mi? Yok, odaya girilmiyor!
-Ay Sinan burası ne kadar güzelmiş!
Dedi Nisan her yere gittiğinde dediği gibi.
-Hıhı. Evet çok güzel, ama artık odaya gitsek.
-Hayır! Yani şey, gezelim biraz daha.
-Kocanı ellerinde valizlerle bıraktın ama. İçin rahat ediyor mu öyle?
Nisan yanıma gelip yanağımı okşadı.
-Yaaa, çok hoşuma gitti.
-Ne o?
-Kocan dedin ya.
Sonra durakladı.
-Haklısın kocacığım, o zaman..
Oh be, sonunda odaya gidelim diyecek.
-Sen onları odamıza bırak da gel. Ben burada oturacağım.
Allah'ım yarabbim!
-Tamam, ama sonra geleceksin.
-Hıı, bakarız.
***
Odaya valizleri koyup geri geldim. Nisan oturuyordu.
-Nisan, niye burada oturuyoruz?
-Oturalım işte, dışarıyı seyredelim.
-Ha illa burada.
-Hıhı.
Sordum:
-Nisancığım, sen niye odaya gitmek istemiyorsun?
-Ne, yoo, yok öyle bir şey. Niye öyle bir şey olsun ki? Ben sadece burada oturup dışarıyı seyretmek istiyorum. Sen onu da nereden çıkardın ki--
-Nisan, yalan söylediğini biliyorum.
-Nereden biliyorsun?
-Yalan söylerken çok hızlı konuşuyorsun çünkü. Ve saçmalıyorsun.
Nisan başını öne eğdi. Sonra tekrar bana baktı:
-Saçmaladım mı ben yani şimdi?
-Nisan, hala direniyorsun ama.
-Yoo.
-Nisan yemeyeceğim seni, hadi gel.
Dedim ve Nisan'a elimi uzattım. Nisan sadece bana bakıyordu. Bunu sen istedin Nisan Hanım. Nisan'ı kucaklayıp havaya kaldırdım.
-Ne oluyor ya?
Dedi Nisan şaşkın şaşkın bana bakarken.
-Gelin ve damat temalı etkinliğimiz.
Dedim Nisan'a ve odaya çıktım. Odaya geldiğimizde Nisan'ı yere indirdim.
-Hoş oldu mu şimdi böyle ama? Sana hiç yakıştıramadım. Kız kaçırma suçuna girer bu.
-Nikahlı karını kaçırma suçu mu?
Dedim gülümseyerek. Nisan:
-Yaa, of!
-Nisan, hadi gel.
-Ne, nereye geleyim?
Dedi şaşkın şaşkın. Güldüm ve Nisan'ın burnuna parmağımla dokundum.
-Utancını yerim ama ben balkonu kastetmiştim.
-Ha, tamam. Geliyorum. Sinan..
-Efendim?
-Bize şarap açsana, bugüne özel. Yoksa içkici bir insan değilimdir.
Güldüm.
-Valla zaten senin sarhoş halini düşünemiyorum.
-Aaa, düşünmene gerek yok. Yakında görürsün zaten. Yakında dediğim bu akşam değil. Çok dokunmaz yani bana.
-Hadi bakalım.
Nisan balkona gittikten sonra bir şarap açtım ve ikimizin bardağına da koydum. Sonra ben de balkona gittim.^NİSAN^
-Buyrun prenses.
-Teşekkür ederim.
Sinan yanıma oturdu ve o da benim gibi yıldızlara bakmaya başladı.
-Çok güzeller değil mi?
-Evet, çok güzeller.
-Düğün tam hayal ettiğim gibi oldu, teşekkür ederim.
-Prensesim daha iyilerine layık ama ben de beğendim.
Gülümsedim.
-Hastaneden uzak, deniz, kum ve güneşle dolu birkaç gün. Kulağa harika geliyor.
-Aynen öyle.
Dedi Sinan ve sonra tekrar bana döndü:
-Ha, bir de Asuman'ın bölmelerinden uzak.
İkimiz de gülmeye başladık. Gülerken birden şarabımı Sinan'ın üstüne döktüm. Ah! Balayında da mı sakarlık ya?
-Hiiii! Ay Sinan özür dilerim ya. Gitti t-shirt. Valla gitti.
-Sakin ol Nisan altı üstü bir t-shirt çıkarırım biter.
Çıkarırım mı dedi o? Ağzımı bile açamadan Sinan t-shirt'i çıkardı. Allah'ım aklıma mukayet ol. Ama bu da yani, insana yapılır mı canım?
-Nisan..
Dedi Sinan elini gözümün önünde sallayarak.
-Nisan!
-Hı?
-Sonunda. Ne oldu?
-Hiçbir şey olmadı. Gözüm dalmış sadece.
Allah'ım ne oldu diye soruyor. Bilerek yapıyorsan gösteririm bak valla sana.
-Gidip şunu bir yıkayım.
-Yok artık.
Dedim Sinan'ın elindeki t-shirt'e uzanırken.
-Bu evin kadını kim? Benim. O zaman ben yıkayacağım.
-Al bakalım evimin kadını.
Dedi Sinan gülerek. T-shirt'i tuttuğum anda Sinan elimi tutup kendine çekti ve beni öptü. Nefessiz kalınca ayrıldık. Ve başlarımızı birbirimize dayadık. Kısık sesle konuştum:
-Kandırdın beni.
-Kandırmasam hiç oralı değilsin.
Güldüm. Sonra Sinan beni kucakladı ve ben de kendimi Sinan'ın kollarına bıraktım..
~Bölüm Sonu~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Sevince Güzel
RomanceTüm Hakları Saklıdır © Herkesin bir hayat hikayesi vardır. İşte bu da Nisan ve Sinan'ın hikayesi... Duygu Yetiş (Nisan) Serhat Teoman (Sinan) Açelya Topaloğlu (Sima) Rojda Demirer (Ayla) Tamer Tıraşoğlu (Berzan) Sertan Erkaçan (Abidin) Elvin Levi...