(Bölüm Müziği: Gülay-Cesaretin Var mı Aşka)👈🏻
#Yazarın Ağzından#
Sima Ali'ye doğru koşmaya başladı.
-Ali! Sen, iyi misin?
-Sima, naber?
-Ben iyiyim de, sen.. Niye buradasın?
-Ben mi? Eski bir arkadaşımı ziyarete geldim.
-Gerçekten mi? Ben de eski bir arkadaşımı ziyarete geldim.
-Burada çalışıyor benim arkadaşım.
-Benim arkadaşım da burada çalışıyor. Kimmiş bakalım senin şu 'eski arkadaşın'?
-Sinan, Sinan Akyürekli.
-Sinan Hoca senin arkadaşın mı?!
-Sinan Hoca? Tanıyor musun onu?
-Tabi tanıyorum! Yani, Nisan -burada çalışan arkadaşım Nisan- bizi tanıştırdı. Az önce buradaydı.
-Öyle mi?
-Siz nereden tanışıyorsunuz?
-Liseden.
-Hmm anladım.
-Ben gideyim o zaman. Sinan'a merhaba diyeyim. Görüşürüz.
-Gö-görüşürüz.^SİMA^
Beni takmadı bile. Ne yapıyorsun, nereye gidiyorsun diye hiç sormak yok! İnsan bir sorar değil mi? Of Ali off..^ALİ^
Sinan'ı bulmam gerekiyordu. Direk doktor odasına daldım. Ve orada lise aşkımı gördüm. Hala çok güzeldi. Ayla..
-Ali?
-Ayla.
-Sen, burada ne işin var ya?
-Böyle mi karşılanıyorum Aylacığım.
-Hayır, sadece seni uzun zamandır görmemiştim. Burada görünce bir an--
-Şaşırdın. Anlıyorum. Bir sarılmak yok mu?
Ayla'yla sarıldık.
Ayla'nın yanında oturan adam bana elini uzattı:
-Merhaba. Berzan ben. Ayla'nın kocası.
Kocası? Ayla'nın kocası mı varmış? Sinan be, insan bir söyler değil mi? Şaşkın şaşkın kaldım bir süre. Sonra boğazımı temizleyip konuştum:
-Memnun oldum. Ali ben de. Sinan'la Ayla'nın liseden arkadaşıyım.
-Ben de memnun oldum.
Ayla:
-Eee senin hayat nasıl gidiyor Ali?
-İyi.
-Senin mesleğin neydi?
-Ben? Şirketim var. Ayakkabı şirketi.
-Hmm, nasıl işler?
-Güzel.
O sırada içeri Sinan girdi. Arkamı döndüm. Yüzündeki ifade görülmeye değerdi.
-Sinan, naber?
-Ali? Kardeşim? Ne işin var senin burada?
Tokalaştık. Tam konuşacaktım ki içeri bir kız girdi.
-Hocam, acilen gelmeniz gerek. Zincirleme trafik kazası olmuş. Herkes çok kötü durumda.
-Eee, geliyorum Nisan.
"Nisan" Çok güzel bir isim. Herhalde Sima'nın burada çalışan arkadaşı Nisan bu kız. Sinan:
-Abi benim acilen gitmem gerek sonra konuşuruz.
-Tamam. Kolay gelsin.
-Sağol. Berzan, abi sen de gel. Abla sen kal hamilesin zaten. Daha izin almadın mı?
Duyduktan sonra o kelimeler kulaklarımda çınladı. "Abla sen kal, hamilesin zaten.."
Ayla hamileydi. Dönüşü olmayan bir yol...Ayla'nın peşini bırakma vakti gelmişti sanırım.
-Ben de gideyim. Herkese kolay gelsin, dedim ve odadan çıktım. Hastaneden çıktığımda yağmur yağıyordu. Derin bir nefes aldım. Sonra Ayla'yla o konuşmayı yaptığımız ana gittim...**14 SENE ÖNCE**
Okul çıkış zili çalmış, Ayla çıkmıştı. O sırada Ali önüne atladı.
-Ne oluyor be?
-Benim Ali. Konuşabilir miyiz Ayla?
-Ay, Ali ödümü kopardın oğlum! Ayrıca biz ne zamandan beri Ayla diye sesleniliyoruz? Abla nereye gitti.
-'Abla' aşkın gazabına uğradı ve kaybolup gitti.
-Ne? Ne diyorsun anlamıyorum. Şair misin oğlum sen?
-Değilim. Ama aşk bu hale getiriyor.
-Aşk mı? Vayy, kimmiş bu şanslı kızımız? Sinan biliyor mu?
-Henüz bilmiyor.
"Bilse beni keser herhalde.." Dedi Ali fısıldarcasına.
-Eee ben tanıyor muyum?
Ali güldü.
-Ayla..
-Bak soruma hiç cevap veriyor mu!
-Ayla, ben...
-Ya bari adını söyle de araştırıp bulayım kızı. Bak meraktan çatlayaca--
Ali, Ayla'nın dudaklarına yapıştı. Onu yıllardır hasret kalmışçasına öptü. Ta ki Ayla onu itene kadar..
-Ne yapıyorsun be? Sen nasıl böyle bir şey yaparsın? Sen aşığım diye bana mı dedin? Bana nasıl aşık olursun ya? Ayrıca sen benden 2 yaş küçüksün. Kardeşimin en yakın arkadaşısın. Bunları hiç düşünmedin mi bana aşık olmadan önce?
-Ben..özür dilerim. Ama aşk planlı yaşanmıyor Ayla. Kalbini kaptırıveriyorsun. Ayrıca hiç kimse umrumda değil. Sinan bile!
-Sana inanmıyorum Ali! İnanamıyorum! Koskoca ülkede aşık olacak başka kız yok, sen git senden 2 yaş büyük olan en yakın arkadaşının ablasına aşık ol!
-Aynen öyle! Ne güzel özetledin durumumu!
-Ya ben de seni seviyor olsaydım ne olacaktı?
-Sevmiyorsun değil mi?
Ali gözyaşlarına boğuldu. 16 yaşında olmasına rağmen hala kalbi kırılmış küçük bir erkek çocuğuydu o..
-Ali.. Ben özür dilerim. Yani biraz sert çıkıştım sana. Bu kadar sert çıkışmak istememiştim.
Ali bağırıp çağırmak, Ayla'yı boğmak istiyordu. Ama bir yandan da ona bakıp ona böyle bir şeyi asla yapamayacağını anlıyordu. Onu seviyordu. Çok..
-Sen, dedi Ali. Sen, hayatımda tanıdığım en harika kadınsın Ayla. Seni seviyorum. Ve seveceğim. Bunu böyle bil.
Ayla gözünü kapattı. Bunun bir rüya olmasını umdu. Ama değildi. Ali ona aşık olduğunu söylüyordu.
-Aliciğim, bence sen bana aşık değilsin de, beni beğeniyorsun. Yani bu sadece bir beğeni. Bana aşık olduğunu sanıyorsun sadece. Senin yaşında olur böyle şeyler.
-Benim yaşımda mı?! Sen kaç yaşındasın? Hı? 30 mu?! 2 yaş var aramızda. Bu lanet olası 2 yaşı başıma kakıp durma!
-Öyle deme Ali. Bak benim yaşıma geldiğinde anlayacaksın ne demek istediğimi.
-Hala benim yaşımda diyorsun ya! İnanmıyorum!
-Ali, gitmem gerek.
-Git tabi, git hadi. O Berk denen herifin yanına gideceksin değil mi?
Ayla, Ali'nin yüzüne bir tane patlattı.Ve Ayla da ağlamaya başladı.
-Sus artık, sus..
Ayla arkasına bakmadan hızlı hızlı yürümeye başladı. Ali'yse arkasından bakakaldı. Sonra arkasından bağırdı:
-Seni hep seveceğim Ayla!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Sevince Güzel
RomanceTüm Hakları Saklıdır © Herkesin bir hayat hikayesi vardır. İşte bu da Nisan ve Sinan'ın hikayesi... Duygu Yetiş (Nisan) Serhat Teoman (Sinan) Açelya Topaloğlu (Sima) Rojda Demirer (Ayla) Tamer Tıraşoğlu (Berzan) Sertan Erkaçan (Abidin) Elvin Levi...