Keşfi bekleyen ne kadar
şehir varsa
seninle keşfetmeli evvelAllah.Gidip bozkırı ziyaret etmeli şöyle,
Mevlâna'yı mistik mistik tadarak.
Ohh be ahiret varmış demeli insan.
Açılmalı göğsümüz gökyüzü kadar.
Ve
Sema dönmeliyim yalnız sana,
döndüğü sürece şu kalabalık dünya.Urfa'ya varmalı
ince bir akşamüstü beyazında.
demlenmeli senle,
güneşin kısık ışıklarıyla...!
Benim bakışlarım sende,
Senin bakışların
narin ellerinle beslediğin balıklarda.Huzuru yüreğine
serpmeyi bana nasip etmeli Allah.
Kalbine dökülmeli,
Sultanahmet'in en ön saflarında.
Seninle asmak istiyorum
bize musallat olmuş gamı, kederi.
Seninle dolaşmalı Amed'in surlarında.Ve bursada,
bir çarşıda,
serileyim ayaklarının altına bedesten çarşısında.
Sen ipekten yapılmış şallara,
ben ipekten yaratılmış tenine dalmalıyım doyasıya.Bezdim şu dünyadan,
Ve senin içinde olmadığın her şeyden.
Çatlamamak adına
dünyana akmalı acil tarafından.Aşkın en duru halini
yaşamalı senin endamında,
Ruhuna ızdırap
veren ne varsa hepsini tarih yaparak.
Ve
Sana iyi gelmeyen her karayı
tarih yapraklarında bir bir asarak... !Tozu toprağa,
Seni Bana katarak
dolaşmalı gün yüzü görmemiş topraklarda.İstanbul'u feth eden komutan edasıyla feth etmeli seni sokak sokak.
Ve ölmeliyim yürek yurdunda
bir gecenin dördünde asılarak...!