Rapunzel.

1.9K 108 12
                                    

Eski hayatımda yaz okuluna gidiyordum,on beş gün falan gitmiştim ki,iki ay boyunca psikolojik tedavi gördüğümden bırakmıştım şimdide kolejlere veya yaz okullarına para yatıracak bir ailem yoktu.Amcamdan böyle bir şey isteyemezdim çünkü koca mirasımın bile borçlarına anca yettiğini tahmin edebiliyordum.Ama burada da,okulların açılmasına iki hafta kala lise son sınıflara kurs veriliyormuş.Emir ve arkadaşlarıyla beraber bende gidecektim.Bu gece haberim olsada sorun yapmadım,iyi gelebilirdi sonuçta.Erkenden yatağıma girmiştim,yarın ki kurs için değil,sadece yorgundum.Bir de kurs öğlen başlıyordu,akşam bitiyordu.Ara saatleri vardı tabi.Varmış yani.Bunları hep Emir abimden öğrenmiştim.Arzunun hareketlerinde gelmemi istemiyormuş gibi şeyler seziyordum.Gerçi bu evde kalmamdan bile rahatsız olan kız neden birde kursta beraber olmak isterdi ki? Belki de farklı sınıflara düşerdik? Umarım öyle olurdu..

Sabah,kuşların cıvıltılarıyla uyanmıştım.Yatağım cam kenarındaydı.Arkamı dönüp karşımdaki Arzu'nun yatağına baktığımda çoktan kalkmış olduğunu gördüm.Yatağımı düzeltip,üzerime ince kapşonlu hırkamı giydikten sonra odamdan çıkıp,mutfaktan gelen seslerle aşağı kata indim.Mutfağa girdiğimde gözüme il olarak sandalyede oturup,yükseklikten oyun yaparak ayaklarını sallandıran ve elindeki kasede yumurta çırpan küçük tatlı Nazlıyı çarptı.Ardından hızlıca salata doğrayan yengem.Gülümsemeye çalışarak konuştum."Günaydın." 

Nazlı kocaman gülerek cevaplamıştı; "Günaydın Ayçe Abla ! " Nazlı'nın annesi ise konuşurken kısa sürelik kafasını kaldırıp bana bakıyordu,sonra doğramaya devam ettiği salatalıklara geri dönüyordu."Arzu yürüyüşe çıktı arkadaşıyla,senide alacaktı ama.." Soru sorar gibi baktığında cevap vermiştim.

"Ben uyandığımda yoktu,uykum ağırdır uyandıramadı herhalde." 

"Her neyse,Nazlım koş abini uyandır kuzum."

"Tamam anne." Diyerek koşar adım mutfaktan çıkarken,arkasından gülerek bakmayı kesip önüme döndüğümde yengemin bakışlarıyla karşılaşmıştım.Tekrar salataya döndüğünde ne olduğunu düşünmüştüm.Gözlerim masadaki Nazlı'nın bıraktığı kaseye takıldığında imalı bakışları anlamıştım.Masanın yanına gidip hırkamın kollarını yukarı doğru sıvazladıktan sonra elime kaseyi aldım ve çırpmaya Nazlı'nın kaldığı yerden devam ettim.Kıvamına geldiğinde ocağın önüne,yengemin yanına giderek konuştum.

"Bu oldu sanırım." Yumurtaya göz attıktan sonra mırıldandı,

"Hıı,olmuş.Tava yukarı ki dolapta."

Ayak ucumda yükselip tavayı aldıktan sonra ocağa yerleştirdim ve elimi beyaz küp şeklinde ki çıkıntıların üstünde gezdirdim.Daha önce hiç kullanmamıştım,nereden bilebilirdim ki? İmdadıma yetişen yengem,küplerin en üstündekini çevirip basılı tuttuğunda ocak alev almıştı.

"Sen bilmezsin tabi böyle ocakları."

Lafı zengin olmama bağlarken sakince konuştum.Sinirlenecek bir şey yoktu zaten.

"Yok,ondan değil." Bakışlarını bana çevirdiğinde bende kaseyi tavaya boşaltmıştım.Yengem de domateslere geçmişti.O kırmızı sulu şeyleri doğramaktan nefret ediyordum!

"Ben mutfak işlerinden hiç anlamıyorum,hele domates doğramaktan nefret ederim."

"Yemekleri siz yapıyordunuz da sanki."Alayla söylediği şeye de cevap vermiştim.

"Annemle bazen biz yapardık yemekleri.Yani doğrusunu söylemek gerekirse,annem zorla yanında tutardı beni,evlenince yemek yapmayı bilmem gerekiyormuş da."

Tavada ki yumurtanın ucunu çatalla kaldırırken yüzümde ki,annemle anımızın izi olan gülümsemeyi kaldıramıyordum.Yengemin sesiyle ona döndüm.Gözleri dolmuştu.Aslında çok katı bir kadın gibi gözüküyordu.

DışlanmışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin