Merdivenlerden aşağı inen Giray'ı takip ettim.Her bir adımdan sonra bir kaç dakika bekliyorken,evin içinde fener ışığı geziyordu.İleride tekrar beliren gölgeyle beraber fısıltılarda başladığında önümde duran Giray'a çarptım.Fısıltılar kesilirken Giray kafasını yan çevirip işaret parmağını dudağına bastırdı ve eliyle yukarı çıkmamı işaret etti.Kaşlarımı çatıp kafamı iki yana salladım.Bu karanlıkta görebiliyorsa,helal olsun.Burası benim evim,ne olduğunu anlamadan asla gitmem.Giray bana dönüp,kollarımı tuttu ve geri çevirmeye çalıştı.İnatla kıpırdamazken metalin metale sürtüp,kurşuna hazıra getiren o silah sesi yankılandı evde.İkimizinde gözleri kocaman olurken,birbirimize baktık sadece...Duyduğum tek şey kalp atışımın sesiydi.Bu evde daha kaç can verilecekti?Aklıma Giray'ın ölme fikri gelirken hemen elimin birini omzuna dayayıp yan tarafa ittirmeye çalıştım.Kaşlarını çatıp,elimi tuttu ve sıktı,ne olur sanki geldiğimiz yerden geri çıkıp gitse?Çenesi belirginleşirken,dişlerini sıktığını anlamıştım.Tam bu sırada yüzüme tutulan beyaz ışıkla gözlerim felç geçirmiş gibi kısıldı ve elimi hemen devreye soktum.Giray alt merdivenim de ve arkası dönük olduğu için etkilenmezken-Giray arkasını döndü ve beni kolumdan sertçe tutarak olduğum yere sabitledi.Işık yine yüzüme vuruyordu,ama bu sefer Giray'a da geliyordu.Giray'ın küfür mırıldandığını duydum.
"Bakın burada kim var," Feneri inatla yüzümüze tutarken tanıdık,mide bulandıran ses devam etti,"Yaşayan bir Zümrüt,"
"Çek şu soktuğum ışığını." Işık anında başka yere çevrilirken,adamın sesi şaşkınlığa uğradığını belli ediyordu," Asker?" Bir kaç adım sesi duydum.Elimi gözümün önünden hala çekmemiştim."Askerin oğlusun sen." Sonra bir kaç kişiyle beraber kahkaha attılar."İki kuş düşürdük desenize." Ne demek oluyor bu?Neler oluyor Allah aşkına? Bu adam,beni yolda çevirip bütün Zümrüt'lerin öleceğini söyleyen,ailemi katledenlerden olduğunu söyleyen,yüzünde yara ii olan belalı herifti.Giray'ı nereden tanıyor ve neden asker diyor?Giray'ın evde babasının mesleğinden ve kendininde o mesleği yapmak istediğinden bahsettiğini hatırladım,ama aralarında bağlantı kuramıyorum.
Sırtımdan sertçe itildim.Giray olmasa çoktan kafamı gözümü yarmıştım,Giray beni diğer koluyla da kavrayıp akasından çıkarmadan merdivenleri indi ve durdu.Arkamızdan inen adama kısaca bakıp,tekrar karşısındakine döndü.Kaç kişiydi bunlar ve evimde ne işleri vardı?
"Ne o Ayçe Zümrüt? Geçen akşam hiç böyle ürkek ceylan gibi değildin?" Giray'ın beni tutan elleri sıkılaşırken tekrar kaşlarımı çattım.Giray'ın ellerini ittirdim ve yanına geçtim.Bunun gibi bir şerefsizden asla korkmam ben.
"Çıkın gidin evimden." Elinde ki silahı alnına dayayıp,ucuyla kaşındı."Annenle baban nerede öldürdüler kendilerini hatırlıyor musun?İstersen orayı gösterebilirsin bize," Söyledikleri kalbimi paramparça etse de gözlerimin dolmasına izin vermeden dişlerimi birbirine kenetledim.Onların adını ağzına bir daha alırsa sinirden ağlardım.
"Evimden.Git."
"Ee,asker.Baban ne zamandır yok ortalarda?"
"Yeni bir iz istiyorsan babama gerek yok,ben hallederim." Ne dediğini anlamaya çalışırken,adamın yüzüne baktım.Yüz ifadesi bariz bir şekilde bozuldu,alaycı tavrı gidip sinirden kuduran ifade geldi.Elinde ki silahı Giray'a doğrulttuğunda nefesimi hızla içime çekip,elimi Giray'ın karnına götürdüm.Amacım onu geri çekmekti ama o kıpırdamadı bile.
"Aynı babası,korktuğunu gizlemeyi biliyor,ama yakındır altına işemen."
"Beni onunla mı korkutacaksın?Tabi başka maharetin yok,elindekine güvenen şerefsizin teki-" Ağzından çıkan inlemeyle izlerinin üstüne çöktü,korkuyla yanına diz çöküp,ellerimle yüzünü bana çevirdim.Kaşları öyle çatıktı ki,Yakup'layken bile böyle bir ifade yoktu yüzünde.Bir an vuruldu sanmıştım ama arkada ki adam ona tekme atıp,düşmesini sağlamıştı.Yiyorsa birde önden gelsin şerefsizler.Giray hepsini mahveder.