Bakışma.

791 56 9
                                    


Sabah yataktan kalktığım gibi Beril'e mesaj attım.Bugün okula yürüyerek gelmek istemediğimi,otobüs kartını Emir Abi'den isteyeceğimi içeren bir mesaj.Berilden geri gelecek bir cevap beklemedim,o yürüyerek gitmek isterse bile otobüsle gitmeye karar vermiştim bir kere.Birbirimizi yalnız bırakmamak için birimizin istediği şeyi yapmak zorunda değildik.Ben bunu Melis'e bile neredeyse hiç yapmamışken Beril ile aramızda sorun yaratmazdı.Arzu odada olmadığı için odadan çıkmadan üstüme okul formalarımı giydim.Giysi dolabının tek kapağını açtım ve kapak boyunca iç tarafa yerleştirilmiş ayna da kendime odaklandım.Saçlarım yolunmuş gibi duruyordu,tarakla hafif bir şekilde yatıştırıp,eski düzenine döndürdüm.Yüzüme çok severek Melis ile beraber aldığımız  rimeli uyguladıktan sonra çantama boş bir defter koyup koşar adım aşağı indim.Ders programı düzeni hocaların umurunda bile değildi,neden fazladan defter taşıyayım ki?Gözüm mutfak masasında ki kalabalığa takılırken bir tek Arzu'nun masada olmadığını fark ettiğim sırada mutfağa girmiştim bile.

"Günaydın herkese." Amcam dudaklarına dayadığı çay bardağını masaya götürürken gözlerini gözlerime sabitledi."Otursana kızım." Duyduğum kelimeyle ayak parmaklarıma kadar her zerrem titrerken,saçımı kulağımın arkasına ittim.Beni gerçekten kızları gibi benimsemişler miydi yoksa kendimi burada sığıntı gibi hissetmemen için mi böyle söylüyorlardı? 

"Yok amca,sabahları pek yiyemiyorum ben." Bu sefer kısa ve zayıf,çelimsiz bacaklarıyla evin en küçüğü sandalyesinden atlayarak önüme geldi.Kollarını göğsünde bağladı ve çenesini tavır alır gibi sarkıttı.

"Sen  benimle hiç ilgilenmiyorsun." Yüzünde ki çocuksu masumluğu es geçmek mümkün değildi,bunu çocuklardan nefret eden duygusuz biri bile şuan yapamazdı.

Onun boyuna eğildim ve elimle yumuşak çenesini yavaşça kavradım."Zamanım yok ki benim,olsa seninle oynamaz mıyım?" Koca gözlerini gözlerime dikti. "Oyun oyna demiyorum ki,vakit geçirelim diyorum." Mutfakta ki herkes den neşeli kahkahalar duyduğumda bende sırıtarak onlara çevirdim bakışlarımı,geldiğini anlamadığım Arzu,kendine çay dolduruyordu.Sarı ve kıvırcık saçlarını iyice havalandırmıştı.Bakışlarımı tekrar Zeynep'e çevirdim.Kızgın olmaya çalışırken komik oluyordu.Aynı benim gibi-aynı benim gibi mi?

"Ama sen bütün gün oyun oynuyorsun." iki parmağımın arasına burnunu alıp sıkıştırdım.Çok sıkmadım çünkü ben burnuma dokunulmasından nefret ederdim."Ama söz,istediğin zaman istediğin şeyi yapacağım." Elimi selam verir gibi uzattım,"Anlaştık?" İçi gülen gözleriyle gözlerime bakarak elimi sıktı ve annesinin seslenmesiyle masada ki yerine geri gitti.Doğrulup biraz daha masaya yaklaştım.Emir Abinin yanında duruyordum.

"Bugün otobüsle gideceğim.Kartını alabilir miyim?" Elindeki,ucuna salata batırılmış çatalı tabağına hızlıca geri koyarken,benim için acele etmesini anlamamak kolay değildi.Ayağa kalktığında sandalyesi dizlerinin etkissiyle geriye doğru gitti.Boyunun boyumdan epey uzun olduğunu bu açıdan daha çok fark ettiğimde,Bade ablanın boyumdan uzun olup olmadığını düşündüm,neresine geliyordu acaba Emir abimin? Gelen gülümsememi bastırmaya iyice zorlanırken cüzdanın içinden çıkardığı mavili,ağaçlar karışımı desenli kartı elime tutuşturdu.

"İçi dolu,otobüs kalaba olur dikkat et güzelim." Gözlerimle ve kafamla onayladıktan sonra mutfaktaki herkese görüşürüz diyerek evden çıktım.Durak çok uzak değildi,kapıda baktığım saati 7 dakika geçmişti ve ben durakta dikiliyordum.Ama otobüsü neredeyse 15 dakika beklemiştim...ÇAntamın önünde küçük olan bölmeden kulaklığımı çıkarttım,telefonuma ayarladıktan sonra her zaman dinlediğim radyo kanalına bastığım an etrafımda ki bir kaç insanin önüme ilerlediğini gördüm.Sonunda otobüs gelmişti,ön camında okulumun ismini görünce emin olup kısa merdivene adımladım.Hayatım boyunca hiç otobüse binmemiş olmanın verdiği acemilikle önümde ki amcanın hareketlerini izleyip tekrarladım.Kartı küçük makinenin önüne tuttuğumda kalan bakiyenin beni kaç gün idare edeceğini hesaplamaya çalıştım,bu haftayı bitirirdi herhalde? Amcanın arkasından dar otobüs koridorunda arkaya ilerlerken hiç boş yer yoktu,Emir Abinin dediği gibi doluydu.Kulağımda ki kulaklıklardan bir anda ses gelmesiyle olduğum yerde sıçradım.Yan tarafımda ki başı örtülü teyze bana çatık kaşlarıyla bakarken ne yaptığımı sorguladım,geçerken kolum falan mı çarptı acaba?Bu kadar yaparlarsa bu otobüsü kolum da çarpardı bacağım da çantam da!Önümde ki amca ilerlemeyi bırakmış,arkamda ki benden bir kaç yaş büyük gösteren kız durmadan ilerlemeye çalışıyordu.En sonunda bir yere varamayacağını anladığında durdu ve cam tarafına dönerek sarı renkte ki demir çubuğa tutundu.Gözlerimi kızdan alıp cama çeviricekken istemsizce yanımda oturan teyzeye kaydı gözlerim.Gözlerimiz buluşurken hala bana çatık kaşlarıyla bakıyordu.Bir şey demeden,burnumdan soluyarak gözlerimi cama çıkardım.Dinlediğim fakat sözlerini duymadığım şarkı nakarata girdiğinde bu şarkının,dün gece Giray'ın arabasında dinlediğimiz şarkı olduğunu hatırladım.

DışlanmışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin