Gözlerimi kırpmadan Emir Abiye bakarken,bakışlarımın soğukluğu odadaki Giray ve Badeyi üşütecek gibiydi.Sesli bir nefes alarak Emir Abiy'le Bade'nin karşısına oturdum.Giray yan tarafımdaydı.Bana illa bağıracaksa bunu yalnızken yapabilirdi,Girayın alay konusu olmak bu dünyada isteyeceğim son şeylerden biriydi.
"Biraz sakin olur musun?" Badenin sesiyle gözlerimi ona çevirdim,bana iyilik yapmaya çalışıyordu.Bu duruma düşürdüğü için Emir Abiden şu saniye nefret edebilirdim.Gözlerimi sıkıca yumup,benim için sevgilisini sakinleştirmeye çalışan Badeyi aklımdan çıkarmaya çalıştım.Bu ikisinden de soğumamı sağlardı çünkü.Emir abinin sesiyle gözlerimi açıp,donuk bakışlarla gözlerine baktım.Ben onun böyle bağırabilecek bir kardeşi değildim.Ama bu durumda,hele böyle bir gün yaşamışken bağırmasa belki de onun kardeşi olabilirdim,olacaktım da.Abim gibi görmeye başlamıştım onu,yapmamalıydı.
"Burası eskiden yaşadığın yerler gibi değil Ayçe." Kaşlarımı çatarak,dirseğimi koltuğun koluna dayadım ve vücudumu da dirseğime doğru yatırdım.Kafamda biraz yamulmuş,dikkatle dinliyorum.
"Küçük sokaklarda,bitişik evlerden başka bir şey yoktur burada ve 5,6 mahalle ileride ki adamlarla bile arkadaşsındır.Herkes birbirini tanır,seni bile kısacık süre içinde benimsediler."
Bu konuşma nereye gidecek çok merak ediyorum doğrusu...
"Senin bu hayata çabuk alışmanı beklemiyordum,ama bize karşı ne yapman ya da ne yapmaman gerektiğini şimdiye kadar çoktan öğrenmiş olman gerekiyor."
Sakinleşmeye çalışır gibi gözlerini kapatıp yutkundu ve kaldığı yerden devam etti.
"Paraya ihtiyacın olduğunu bana,amcana,yengene söyleyebilirdin Ayçe.Bize sormadan gidip iş bulmakta ne demek oluyor?"
Gözlerime hayal kırıklığıyla bakması içimi biraz etkilerken,Giray'ın bakışlarını yüzümde hissediyordum.
"B-ben söyleyecektim." Kekelemekten nefret ediyorum!
"Ne zaman Ayçe? İlk maaşınla hediye alıp geldiğinde falan mı?! Bana çalışmak istiyorum demen gerekiyordu,patronundan işe başladığını duyuyorum!"
Konuşmaya başlayacaktım ki izin vermeden,sesini daha da yükselterek devam etti.
"Tek sorun bu değil hem! Seni bugün bir arabaya binerken görmüşler!Bizimle beraber yaşıyorsan,bize uygun hareket etmek zorundasın Ayçe! Ailemize laf getiremezsin!"
Oturduğum yerde dikleşirken,kaşlarım daha da çatıldı.Ne demekti bu?Ne muamelesi görüyorum?Bade şaşkınlıkla Emir abime bakarken,Giraykoltukta öne doğru kaymıştı ,abime bakıyordu.Emir'in yüzünde ki kızgınlık ifadesinin yanında bir de şaşkınlık ve pişmanlık eklenmişti.Herkes susarken,ağzımı gelenleri yutmadım.Bana şu beş dakikada yaşattığı duyguları en sert haliyle yüzüne vurmak istiyordum,kimse benim canımı yakamaz.
"Ben o arabaya binmedim,bindirildim." Girayın yüzünü bana çevirdiğini hissetmiştim.Gözlerimi Emir Abiden ayırmadan devam ettim.Konuşma sırası bendeydi.
"Böyle dolmadan önce benimle düzgün konuşsaydın,söylerdim." Gözlerinde kızgınlıktan eser kalmayan,hala cevap bekleyen bakışlarını bana çevirdi."Kimseye laf getirmem ben,merak etme.Eğer getirdiysem de çıkıp gitmesini bilirim."
"Sana git diyen mi var? Ben seni kardeşim yerine koydum,sana zarar gelmesinden korktuğum için-" Lafını kesip,ben tamamladım.
"İnsan kardeşinin eve laf getireceğini düşünmez Emir abi." Gözlerimizin içine öyle bir bakıyorduk ki,onda ki hüznü gözlerinde görebiliyordum ama bende kızgınlık belirtisi bile yoktu.Umarım bende ki hissizliğin farkındadır.