Aradan yarım saat kadar bir süre geçti,Giray hala masaya geri dönmedi.Başına bir şey gelmiş olma ihtimali tırnaklarımı kemirme hızımı arttırırken aynı zamanda kötü düşüncelerimi kafamdan atmaya çalışıyorum...Ama her ne hikmetse ben kötülükleri kovmaya çalıştıkça onlar beynimde çifte tur atıp çoğalıyorlar.Dizimin hızı derin bir nefesimle beraber artarken,düşünmemeye çalıştım.İçimden bir yan; 'ne yaparsa yapsın.' diyorken,diğer yanım Yakup'un neler yapabileceğinden korkup,endişeyle kavruluyordu.Bir çok kişiyi o gün,gözümün önünde dövmüş olabilirdi,ya bu sefer daha kalabalık salar? Silahları varsa? Veya kavga bile etmeyeceklerdir.Peşinden gitmeli miydim? Ona bir şey olursa,vicdan azabı çeker miydim? Babamın kendi başına silah dayayıp da,tetiği çekmeden önce benim için olduğunu söylediğinden beri vicdan azabıyla doluyordum zaten,şimdi anca taşardım,başka da bir şey olmazdı.Bir an silkelenip,içimden bu düşünceleri geçiren aklıma şaplak attım.Bana ihtiyacı olabilirdi şuan.Oturduğum sandalyeden ayağa fırlarken,telefonumu kavradım.Gittikleri yöne doğru ilerlemeye başladım.Her bir kaç adımda arkadan gelen müzik sesi alçalıyordu.Sokağa dönüp,karşımda ki dar sokağın yıpranmış taştan duvarlarıyla bakıştım.Emin miydim? Daha bir,iki haftadır tanıdığım elin oğlu için hayatımı riske atmam doğru olur muydu?Düşüncelerime inat gibi,sokağa adım attım.Hayatım zaten tehlike altındaydı,belki de ecelimle ölmeden önce bana not yazan insanlar tarafından öldürülücektim? Topuklu ayakkabılarım,düğünden gelen çok kısık ses beraberinde tok sesler çıkarırken,kalbimin hızlanmasına kulak kabarttım.Önüme çıkan,inşaat kapısı gibi duran ve içerisinin kapkaranlık olduğu yere endişeyle bir süre baktım.Buraya girebilecek cesaretimin olduğunu biliyordum ama...Aması yoktu,tereddüte de gerek yoktu.Adımımı kaldırıp küçük tümsekten içeri atacağım sırada arkadan duyduğum ses ile dudaklarımın arasından kaçan,ince sese karşı koyamadım.Ayağımı geri indirdim ve arkamı döndüm.
"Ayçe?" Elimi göğsüme bastırmış,kuşkuyla gözlerime bakan Kaan'a odaklandım."Ne işin var burada?" Bir sürü kelimeler aklımda tur atarken,vereceğim cevap için cümle oluşturmaya çalıştım.Ne diyecektim?Giray,Yakup ile karşılaştığımız günü unutmamı istediyse,bu olayı kimsenin bilmemesi gerekirdi.
"Hiç,öyle bir gezineyim,keşfedeyim dedim." Başta ki kelimelerde kekeleme yaptığım için dişlerimi birbirlerine sürterek ovaladım.Kaan tek kaşını havaya kaldırıp,kafasını hafif öne eğdi.
"Keşfediyorsun?" Kafamla onayladıktan sonra devam etti."Burasını bilmesen de olur güzelim,gel." Kolunun altına çektikten sonra,geldiğim yöne doğru yürümeye başladı.Ayaklarım geldiğim yöne ilerlerken,başım gitmek istediğim yöne dönüp dönüp bakıyordu.Eğer bana ihtiyacı varsa gerçekten çok üzülürdüm...Bir ses ver Giray,daha fazla endişelenmeyeyim.Arkadan yada her hangi bir yerden bir ses,işaret beklerken düğün müzikleri kulaklarımı doldurmuştu bile.Artık bir ses gelse de duyamazdım.Buradakiler Giray'ı sorduğunda ne diyecektim?En son benim yanımda görünmüştü çünkü.Masaların arasından geçerken sandalyelere kurulmuş teyzeler bizi rahatsız etme derecesinde süzüyordu.Beni ilk gördüklerinden herhalde,oturduğumuz masaya geldiğimizde,bizimkiler ayakta dikiyorlardı.Emir abim kulağına dayadığı telefonu indirirken bana bakarak konuştu.
"Neredesiniz siz? Niye açmıyorsun telefonunu?" Elimde ki telefona indirdim bakışlarımı,cevapsız çağrılar vardı titreşimini hissetmemişim bile."Bakkala gitmiş Ayçe,yalnız bırakmayayım dedim."
"Giray nerede?" Arzunun sesiyle bakışlarımı ona çevirdim.Masanın üstünden çantasını alırken,kaşlarını çatmış bize bakıyordu.Söyleyecek yalan bulamıyordum resmen.Ah Giray ah! Ağzıma gerçek kelimeler yerleşirken,onları yalansız dışarı çıkarmak için ağzımı araladım.Ama Kaan'ın dedikleriyle geri kapandı."Arkadaşlarıyla gitti."Şaşkınlığa uğrarken,hiç bir tepki vermedim.Emir abimin gözleri üzerimdeydi,tepki verirsem yalan söylediğimizi anlardı.Ama bu şaşkınlığı nasıl saklayabilirdim ki! Kardeşinin nerede olduğunu bilmeden nasıl yalan söyleyebilirdi,benim yalan söylediğimi aslında gezintiye değilde,Giray'ı bulmaya gittiğimi anlamış olabilirdi.Ama böyle olsaydı merak ederdi.Etmesi gerekirdi.