Karşılıklı oturan Emre ve Batu kırk yıllık dost gibi muhabbet ediyorken yanımda oturan Melis poz vermiyorum diye beni 'tekrar' dürttü,fotoğraf çekmeye çalışıyor dakikalardır.Saat ilerlediği için çok kişi kalmamıştı kafede,Emir abim ve Bade başka bir yere gideceklerini söyleyip kalkmıştı,Çağla ve Arzu kısık sesle aralarında konuşurken Beril ve Kaan arada Emre'lerin muhabbetine katılıyordu.Diğer yanımda,koltuğun ucunda oturan Giray ise bizden soyutlanmış telefonuyla ilgileniyordu.Sonunda Melis'e döndüm ve telefonunu elinden kaptım.
"Ver şunu,ben çekeceğim." Şirince otuz iki diş sırıtıp ellerini çenesinin altında birleştirdi,dişleri benimkinden daha düzenli diziliydi ve müthiş bir gülüşe sahipti.Dirseğimi masaya dayadım,bir kaç tane çektikten sonra kolumu masada ilerletip öne doğru eğildim,yüzümün yarısı gözüküyordu karede.Sırıtıp,dişlerimin arasından dilimi çıkardım.Beraberken çocuklaşmayı seviyoruz.Sonra başka pozlar verdik ve yeterli olduğunu düşünüp geri çekildim.Sırtımı yumuşak yere yasladığım zaman kameraya baktım ve video ya girdiğimi gördüğümde kıkırdadım.Telefonu yukarı kaldırdım,"videoya girmişim," dedikten sonra Melis omzuma kafasını koydu,ardından arkada Giray gözüktü,siyah beyaz efektli videoda telefonuna bakarken elini kaldırmış saçına dokunuyordu,gözlerini ilk önce karşısna kaldırdı,bir saniye sonra da kamerayı fark etti ve yüzüme bakıp,gözlerine bıkkın bir ifade yerleştirdikten sonra tekrar kameraya döndü.Kafasını hafifçe yavaşça sağa sola sallayıp telefonunun ekranına dönerken Melis ile kıkırdadık.Onun da dudakları yana doğru kaydı.Bu videoyu olur da başka biri görür ihtimali aklıma geldiğinde kamerayı hemen Melis'e çevirdim ardından durdurup galeriye girdim.
"Aralarından seçelim." Melis şarkı mırıldanarak kafama yaklaştı,neredeyse hepsini silip sonlara geldiğimizde bir tane bile güzel çıkmadığı için kendimize kızdım.Bir sürü fotoğraftan bir tane bile güzel nasıl çıkmaz?
Bir sonra ki fotoğrafta Melis sıkıntıyla nefesini dışarı verip kafasını öne eğdi."Yardım etsene Giray," Giray ona baktığında,ben şaşkın ifademi saklamak için resme bakmaya devam ettim,ne gerek vardı böyle bir yardıma Melis? "Fotoğraf seçemiyoruz da," Omzunu silktiğinde omzuma sürtmüştü.Telefonuna geri dönerken güler gibi bir sesle konuştu,"Ne anlarım kızım ben,bana ne."
"Sanki kalk fotoğrafımızı çek dedik,alt tarafı güzel,çirkin diyeceksin." Başını telefonunda kaldırmadı,hala saçıyla oynuyordu."Bu,üstü kapalı,fotoğrafımızı çek demek mi?" Derin bir nefes alarak araya girdim,"Melis bırak,yalvartmak istiyor herhalde." Kafamı Melis'ten çevirip telefona tekrar döndüm.Bu sırada Giray derin bir nefes aldı ve telefonunun kilit tuşuna basıp masaya bıraktıktan sonra aldığı nefesi bıraktı.Nefesiyle ön saçlarım hafifçe havalanırken kendimi ona bakmamak için zorladım.
"Bugün de bir zorbalık,paşalık havaları var birilerinde." Onu masadan kalktığı zaman tutmamdan ve şimdi ki tavrımdan dolayı laf çarptığını anladım tabi ki ama ses çıkarmadan,bakışlarıma alaycı bir tavır yerleştirip yüzüne döndüm.Tek kaşını kaldırıp bakışlarıma karşılık verdiğinde kafamı yavaşça sağa sola sallayıp telefona geri döndüm.
"Bu nasıl mesela?" Melis'in şakıyan sesine karşılık Giray resmen homurdandı."Gözlerin şaşı Melis,çocuk musunuz?" Bende beğenmemiştim bunu,ondan da düzgün yorumlar beklemiyorduk tabi,gözlerimi devirip fotoğrafı sildim.Diğerini de beğenmedi,diğerini de,bir sonrakini de,diğerini de beğenmediğini söyleyeceği zaman hışımla ona döndüm.Telefonun ekranına bakmak için yakınlaştığından,aramızda çok az mesafe vardı.Gözlerinin irileştiğini gördüm.
"İnadına mı yapıyorsun?" Melis de arkamdan homurdandı,"Yardım isteyen de kabahat." Giray kaşlarını çattı ve anında telefonu elimden aldı.bütün fotoğrafların gözüktüğü bölüme geçip,aşağı doğru kaydırarak çekindiklerimizi resmen gözümüze sokmak ister gibi telefonu kaldırdı."Hepsinde frikiğin Allah'ını vermişsiniz ulan,paylaşıp da milleti mi sevindireceksiniz?" Gözlerim irileşip,kaşlarım çatılırken telefonu masaya koyup,attı desek de olurdu,daha alçak sesle konuştu."Çok meraklıysanız alın paylaşın." O fotoğrafları ben çektiğim için ön planında ben vardım ve neredeyse Melis'in yakası boğazına değiyordu.Benim ki de açık değildi fakat düşündüm de,masaya temas ettikleri zaman frikik verebileceğim ihtimali aklımda ışık yaktı.Ama yine de böyle konuşamaz!"Hayvanın tekisin!" Etrafa bakınmaya devam etti,duymamazlıktan geliyor beni,evet öyle yapıyor! Ayağa kalkarken Melis'e söylendim."Kalk Melis." Giray dahil herkes kafasını bana çevirdi,"Emre hadi gidiyoruz." Giray'ın kaşlarını çatmış,sert bakışlarını yüzümde hissediyordum.Kaan;"Melis oturuyoruz ne güzel." Eteğimi düzelttim."Ben Melis'lerde kalıyorum bir hafta," Beril'in yüzü düştüğünü gördüm.Batu tek kaşını kaldırdı,"izin aldın mı evdekilerden?" Birinden izin alma fikri tüylerimi sinirden havaya dikerken,geçmek için Giray'ın dizini dizimle sertçe dürttüm."Alırım,hadi görüşürüz." Bir kaçı arkamdan bir şeyler mırıldanmıştı ama,duymazdan gelerek Emre'nin arabasına ilerledim.Arka kapıyı açıp bindiğimde gözlerim kafenin içine kaydı.Siyah camların içini görebiliyormuş gibi bakan Giray,bakışlarıyla birini öldürebilirdi.Telefonumu çıkardım ve Emir abinin numarasını hızla bulup üstüne dokunduktan sonra kulağıma dayadım,şuan kararıma zıt koşacak bir şey söylemesi,aramızı bozmaya yetecek bir şey olduğu için kolay izin vermesi için içimden dua etmeye başladım.