20.Bölüm

35 0 0
                                    

*multi Pelin ve Doğa

Enes
Sinirlerim tepeme çıktı.Ozan kapıdan hemen gitti.

"Nerdesin kızım sen!" diye Doğayı sarstım.

"Noluyo bee niye ağlıyosunuz?"

"Çünkü küçük hanım bütün gün seni ve Ozanı denizde aradılar.Yatınız batmış.İçindesiniz sandık.Öldünüz sandık!" diye Eda çıldırdı.Doğanın yüzündeki gülümsemesi yok oldu.

"İyide biz iyiydik?!"

"Onu farkettik Doğa.Ya sen bizi çıldırtacak mısın kızım!İyiyiz diye haber versene madem!"

"Ya nerden biliyim bu kadar büyütüceğinizi?"

"Büyütmek mi?Biz mi büyütüyoruz Doğa?Sabahtan beri neler çektik biz.annenler,Eda,ben...Herkes senin iyi olman için yalvardı Allaha.Sen naptın?O herifle orda burda burnunu sürttün!"

"Doğru konuş!Yatın batacağını anladığımızda yatın arkasında ki küçük bota binip karşı tarafa geçtik.Sonra başka bi tekneyle adaya gittik.Nerden biliyim ben bu kadar telaş yapıcağınızı!"

"Ya nasıl düşünemezsin Doğa!Ha bi de adaya gitmişler!Sen beni çıldırtıcak mısın!"

"Sana ne be!!!Sana ne!!!ölseydim kına yakardın o zaman!"

"Doğa kendine gel!O çocuk neler çekti gün boyu!" diye Eda beni savunmaya geçti.

"Çekmeseymiş!Başıma kakıp durucaksanın endişelenmesin bi daha!Hem ona ne benden!"

"Merak etme Doğa.Bundan sonra başına ne gelirse gelsin umrumda değilsin.Ölsen de umrumda olmıycaksın!" dedim ve beresini suratına atıp kapıyı çarparak gittim.

Doğa
"Ya çocuk perişan oldu bütün gün!Sen hâlâ nesini anlamak istemiyosun?Niye aramadın bizi?"
Diye Eda yine avukatlık yaptı.

"Eda pardon da sen ne zamandan beri avukatlık yapr oldun canım?Kimseye hesap vermek zorunda değilim ben!" diye çıkıştım.

"Kimseye hesap vermek zorunda değilsin öyle mi Doğa hanım!O zaman bundan sonra hesap vereceğin bi arkadaşın yok!Bu bereyide at bence!Nasıl olsa Enes bütün gün boyunca elinden düşürmedi!" dedi ve o da Furkanda gittiler.
Sonra yukardan annemler indi ve bi ton fırça onlardan yedim.Ya ne var bunda adada gezdik eğlendik.Sonunda yatağıma kavuştum.Sonra yine mis gibi bir uyku...

***
Dün o kadar çok yorulmuştum ki sabah alarmı duymadım.Annemin kaldırmasıyla uyandım.Hazırlanıp işe gittim.Edalar nasılsa çıkışta gelir diye umdum ama ne gelen ne giden vardı.Ne aradı ne mesaj attı.Bi kaç gün daha bekleyip gelmezlerse öğle tatilinde okula gitmeye karar verdim.Dediğim gibi oldu ve gittim.Okulu baya özlemişim.Oh bee mis gibi ders kaynatmak varken iş yapmak where is the adalet?Sınıfa girdim benim yerimde yani Enesin yanında Damla oturuyordu ve Edayla derin bir muhabbet içerisinde olduklarını gördüm.Ulan Eda senin bu yaptığına İtalyanın ittifaktan itilafa geçiş yapması denir. Sanki yokluğum hiç bir anlam ifadede etmiyormuş gibiydi.Hemen içeri girdim.Damlaya bırakamazdım yerimi.

"Selam gençler" dedi suçumu örtmek için.Hiç birinden tepki gelmeyince Damla "Selam Doğa başına gelenleri duydum ve üzüldüm" dedi.Samimiyetine inanmıyorum.

"Üzülecek ne var ki alt tarafı eğlendik?" dedim şaşkınca.Neler oluyordu?

"Heh bizde onu diyoruz.Senin bu kadar gamsız olmana anlam veremiyoruz" diye parladı Enes.

"Ya hadi diyelim ki ben suçluyum bu kızın ne işi var yanınızda"

"Damla değişecek artık!" Edaya bak sen

Aşka İnanmak LazımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin