Bölüm 6

235 87 5
                                        

Dünya ne tuhaf değil mi? Herşey bir anda değişebiliyor. Zaman , insanlar , duygular , olaylar ve fikirler. Hayatımda dair bir çok kararlar aldım ancak hiçbirini gerçekleştiremeden pes ettim. Bu güçsüzlüğün belitisi mi gerçekten? Yoksa ben mi güçsüz zannediyorum kendimi?

Bu evden ayrılma kararı aldım. Ancak hemen pes ettim. Olay buydu. Konu uzamasın ve kısa sürsün diye kabullenirdim herzaman. Bunu değiştiremezdim artık. Kişiliğime , ruhuma işlemiş bir parçamdı pes etmek.

Buna son veremiyordum. En sevdiğin yemeği yerken , doyduğun halde yemeğe devam etmek gibi birşeydi.

Okan , siyah tekli koltuğa oturmuş gözlerini önümdeki camlı masaya bakıyordu.

Batuhan da Okan'dan farksız değildi. O da camlı masaya bakıyordu. Masa incelemesi mi yapıyorlardı? Ben baktığım da gayet sade bir camlı masa görüyordum. Batu evde yemek kalmadığını söylerek evden ayrılmıştı. Ben ise bir Okan'a birde Batuhan'a bakıyordum. Başka ilgilenicek ilgi alanım yoktu.

Batuhan derin bir nefes aldığında gözlerim Batuhan'a kaydı. Gözleri gözlerimi bulduğunda gerildiğimi hissettim. Gözlerimi , gözlerinden çektim ve bacaklarımda duran ellerime baktım.

"Sen neden kaçıyorsun..."diye duraksadı. Korktuğu sesinden belli oluyordu."..Ahmet Kartal'dan?"diye sordu.

Hayatımı belirleyen her seçim bizi ilgilendirir değil mi? Seçimlerimiz , tercihlerimiz. Geçmişimizin bir parçası olarak kalırdı. Kötü bir parça bile olsa , saklamak istesen bile elbet birgün ortaya çıkardı. İnsanların sana bakış açısı , senim hakkında konuşmalar ve düşünceleri seni utandırır. Bu yüzden saklarsın. Sırf insanlar yanlış düşünmesin , kötü bilmesin diye. Ancak insanlar yine konuşacak birşey buluyordu.

Batuhan'ın sorduğu soru yerinde bir soruydu. Gerçekten neden kaçıyordum ben?

Babam burada olsaydı , yanımda olsaydı ne olurdu acaba? Belki yeni biriyle evlenmiş ve mutludur. Kızından uzakta mutludur. Ben babamı seviyordum. Ama şimdi sadece nefref ediyordum. Bana nasıl böyle olaylar yaşatıp gidebilmişti.

Küçükken babamla basketbol oynardık. 3 yaşında olmama rahmen her zaman ben kazanırdım. O zamanlar mutluyduk. Aileydik. Annem içkiye başlamamıştı. Ancak bana uzaktı biraz. Babamda uyuşturucuya başlamamıştı. Ve ben. Ben ise mutluydum. Ciddi anlamda.

Ama şimdiki halime bakamıyordum. Birilerine ihtiyacım vardı. Güvenilir kollara , sıcak sevgi dolu bir eve ihtiyacım vardı. Muhtaçtım. Ama burda oturmuş yalan arıyordum.

"Ben..."diye başladım cümleme. Gözlerimi ellerimden çekerek etrafıma baktım. Okan ve Batuhan beni dikkatle izliyorlardı."...sizi ilgilendirmez."dediğimde Okan başlarda şaşırsada birşey demedi. Batuhan da omuz silkerek yerinde biraz daha yayıldı.

Sonu güzel biten hayatların , sona varmaları çok zordur. Güçlü olmadıkları sürece kaybederler. Çoğu kişi buna mücadeder , çoğu kişi ise hayatla sınavder. Hayatı zorlaştıran biz insanlar herzaman pes ederiz. Çünkü zayıf yönümüzden vuruluruz.

Samsung zil sesini duyduğumda kafamı kaldırarak kimin telefonu çalıyor diye etrafıma baktım. Batuhan yerinden kalktığını gördüğümde onu izlemeye başladım. Siyah kaprisinden , samsung S3 siyah kaplı telefonunu çıkarttı. Ekrana baktıktan sonra telefonu kulağına götürdü.

"Efendim abi."dedi sakince Batuhan. Belli bir süre karşı tarafı dinledikten sonra gözleri bana kaydı." Şimdi mi?" Diye sordu karşı tarafa. "Abi ben onun için demedim de..."karşı tarafın sesinin yüksettiğini buradan anlamıştım. "Pekala. Götüreceğim. Yani götüreceğiz."dedi ve gözlerini Okan'a dikti. Okan da benim gibi Batuhan'ı izliyordu. Okan anlamayan gözlerle Batuhan'a bakarken , Batuhan telefonunu cebine koymakla uğraşıyordu.

İsyanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin