İnsanlar tuhaftır. Bazen sinirler anında sinirleri gidebilir. Bazıları ise mutluyken anında mutsuz olabilirdi. Ama ben şuan mutsuzken sinirli olmuştum. Herşeyden önce bana sorulan sorular karşısı da ikilemde kalmaktan sıkılmıştım.
"Sen kimsin?! Bana bu soruyu soramazsın! Bende cevaplamayacağım!"diye bağırdım. Suratındaki sırıtış giderken yerine öfkeli Can geldi.
"Seni koruyan ekibin lideriyim lan! Ulan burdaki herkes benim için geldi! Senin için değil! Bana cevaplamak zorundasın!"diye bağırdığında "Sen mi?! Volkan beni koru-" sözüme keserek lafıma atladı. "Hani şu Ahmet tarafından yakılan Volkan'dan mı bahsediyorsun?!"diye bağırdı.
Yakılarak mı? Herkes ayağa kalkmış benim yanıma gelmişti. Yüsra soluma koluma girecekken kolumu çekerek sabah kalktığım odaya yani Can'ın odasına doğru odasına doğru ilerledim.
Kapıyı hızla açarak bütün gücünle kapıyı kapattım. Namusumdan sanane! Bekaretimden sanane! Kime vermişsem vermişimdir. Bu kimseyi ilgilendirmez. Bu benim hayatım. Sadece beni ilgilendirir.
Can'a cevap vermemiştim. Delirecektim. Öfkeliydim , kızgındım , kırgındım. Ama kendime. Hepsini ben kendime yapmıştım. Engel olamamıştım. Hiçbir şeye. Daha öncede kaçabilirdim ama yapmamıştım. Fahişe gibi o lanet evde kalmaya devam etmiştim. Şimdi ise onun acısını yaşıyordum.
Hatayı en başından o eve giderek yapmıştım. Sırf babama ve anneme inat. Ama yapmamalıydım!.
Masanın üzerinde duran eşyaları sinirle yere fırlattım. Hırsım , sinirim , kırgınlığım bitmiyordu. Çığlık attım. Ellerimi sinirle saçlarıma geirdim ve var gücümle çektim. Sanki kafamdaki şeyleri , düşüncelerimi , geleceğimi ve bu anı çılarta bilecekçişim gibi çektim saçlarımı.
Faydası yoktu. Duvara yumruk atmamaya başlasım. Ağlayışım şiddetlenmişti. Hem içimdekileri göz yaşımla hemde bağırarak duvarları , yatağı yumrukluyordum. Herşey güzelken neden böyle oluyordu?! Neden herşey başa sarıyordu?! Neden?!
Kendimden , Ahmet Kartal'dan , içerideki şerefsizden herkesten nefret ediyordum. Yaşamak benim neyime? Hak etmiyordum bile. Belkide hak etmediğim için bunları yaşıyorumdur. Nefret , ızdırap , öfke , çile , karşıma benim hayatım bunlar vardı. Camın önüne dikildim bağırmayı bıraktığımda.
Dışarıda bir çift el ele geziyorlardı. Kız çekingen erkek ise küstaha benziyordu. Tebessüm ettim. Hep böyle kişilere özenirdim. Aşk nedir? Dİye sormuştum Ayşe'ye. O da acı verendir. Demişti. Acının ağlasını yaşıyordum ben burada.
Erkek kızın elini tuttuğunda bir anda elini geri çekerek geldikleri yöbe doğru koşmaya başladı. Kız da benim gibi şaşırdı ve erkeğin baktı yöbe baktığında elini ağzıyla kapattı. Bende kızın ve erkeğin baktığı yöne baktığımda gülmemek için elimle ağzımı kapattım.
Orta yaşlı biri elindeki tüfeği kıza doğru uzatmıştı. Babasıydı büyük ihtimal. Adam tüfeğini indirerek kızın yanına gitti. Kızın kolunu tuttuğu gibi çekiştirmeye başladı. Gözlerimi camdan alıp yatağa ilerledim.
Ağlayışım tekrar başladığında durdurmadım. İçimdekileri birine anlatmışımda rahatlamışım gibi geliyordu.
İnce nevresimi kaldırdım. Daha uyanalı 1 saat olmuştu ama ruhen yorulmuştum. Kafamı yastığa koydum. Gözlerim beyaz tavana izlerken iç çektim.
"Sanada iyi geceler tavan."
✘✘✘✘
"Abi uyanmıyor bu kız ya."dedi biri bıkkınca. Gözlerimi zorlayarak açtım. Ellerimle gözlerimi ovalayacakken ellerimi oynatamadığım anda gözlerimi tamamen açtım. Nerdeydim ben?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İsyan
Teen FictionKimsesiz olmak sadece anne ve babanın ölmesiyle gerçekleşmezdi. Ben hayatım boyunca bunu anladım. Sevgi yok , şefkat yok , huzur yok , anlayış yok. Tam tersine kötülük var , işkence var , zulüm vardı. Peki ya şimdi? Hayatım iyi olabilir miydi? Kend...