Bölüm 14

78 18 2
                                        

İnsanlar ne kadar da acımasız değil mi? Nasıl bu hale gelebiliyorklar anlayamıyorum. Belki de onları biz bu hale getiriyoruzdur. Nasıl?

Ahmet Kartal'ı yaklaşık 6 senedir tanıyordum. Yapabileceklerini, olabilecek olayları her şeyi. Tahmin etmek zor değildi. Nasıl kurtulacaktım peki? Kim kurtaracaktı? Hayatları tehlikede olan, beni korumak isteyen ekip mi? Nasıl?

Ben kuyudaydım. Kuyunun en dibinde ve duvarlarım ise Ahmet Kartal'dı. Beni kurtarmaya gelen herkesi o duvarlarında öldürüyordu. Kuyuya yaklaşan herkes ölüyordu. Tıpkı Batuhan gibi.

"Nabzı durmuştu! Ne yapabilirdim?!"diye bağırıyordu Berk arabayı sürerken.

"Seni boşuna mı yanımıza aldık lan biz!"diye bağırmaya devam etti Can.

"Almasaydınız o zaman! Size yalvaran yoktu!"diye bağırdı yanında oturan Can'a.

"Yeter!"diye bağırdı yanımda oturan Okan. Camdan dışarı bakıyordu ve ağlıyordu hala.

"Nereye gideceğiz?"diye sordu sakin olmaya çalışan Berk.

"Mert'i takip et yeter."dedi Can ve kafasını koltuğa dayadı.

Elalıklarımı yanımda cama kafasını koymuş Okan'a çevirdim. Yorgundum , bitkindim. Yaşıtlarım erkek peşinde ya da sınav dertleri ile uğraşırken ben bana işkenceler yaşatan adamdan kaçıyordum. Kaçmayı bile beceremiyordum. Hayat acımasızdı. Kitaplardaki hayatlara özenirdim kimi zaman.

Onlar gibi bana terlik atan anneye, eve geç geldiğim için bana bağıran babaya ve evlendiğim zaman yanımda olacak aileye muhtaçtım ama hiçbirine sahip olamamıştı. Ne yapmıştım ki onlara? Çok mu yaramazlık yapmıştım? Canlarını yakacak kötü sözler mi söylemiştim?

Kafamı Okan'ın omzuna dayadım ve kollarımı kafama koyduğum koluna doladım. Saçımdaki ıslaklık ile kafamı kaldırdım. Okan kestane gözlerini elaklıklarıma diktiğinde yanaklarına akan yaşları gördüm. Gözlerinde ki özlemi görebiliyordum ya da ben gördüğümü sanıyordum.

"Özledim."dedi ve burnunu çekti Okan. "En yakın dostumu özledim."diye devam etti. Dudaklarını bükmüştü ve alt dudağı titriyordu. Ağlamamak için kendini zorladığı belli oluyordu.

"Şşş..."diye sakinleştirmeye çalıştım. Birden beni kendine çekti. Kollarını belime koydu ve boynuma kafasını yerleştirdi. Sıkıca sarılıyordu. Çok sıkı. Boynumdaki ıslaklık ile irkilsemde Okan'ın ağlama sesi arabayı sardığında tek çare olarak elimle sırtını sıvazladım. Elimden başka birşey gelmiyordu, gelemiyordu.

"Çok ağır."dedi sitemle Can.

"Doğal değil mi kardeşim?"diye soru yöneltti Can'a arkasına dönerken Batu.

"Doğal değil. Bunu Berk'ten değil de Sıla'dan beklesem daha doğal olabilirdi."diye söylendi bavulu kaldırıma kaldırırken.

"Ben senin adını söylemekten bıktım sen bana sataşmaktan bıkmadın."dedim bıkkınlıkla.

"Bıkmayacağım çünkü. Anlayamadın gitti. Yardım et lan!"son anda arkasında ki Berk'e çemkirdi.

"Gel beni döv diyosun Can ama dövmeyeceğim."diye sinirle Can'ın yanına gitti Berk.

Araban ineli çok olmamıştı aslında ancak Can'ın söylendiği kadar ağırdı bavul. Okan ise uyuyordu hala. En son bana sarılmıştı ve uyuyakalmıştı. Benim de belli bir süre sonra da içim geçmişti.

"Dövemem demiyorsun da."dedi Can elinde ki eskimiş kahverengi bavulu bırakırken.

"Susun bir."diye sitem etti Batu. "Annanem şimdi bağıracak bize."diye devam etti Batu.

İsyanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin