İsyan adlı hikayemi temsil eden bir çalışma. Teşekkürler kardeşim.
Yaşamak için bir neden gerekli değil midir? Annelerin çocukları için yaşamaşı lazımdır , bir çocuğunda annesi için yaşaması lazımdır. Ben ne bir anneye sahip olmuştum ne de çocuk.
Ben daha çok hor görülen ve nefret edilen insan olmuştum. Anneme hiç sormamıştım. Neden sevmiyorsun? Diye. Ayle'nin annesi 'Her anne kızını sever. Sen sorma ayıp 'der ağzıma unlu kurabiye sokardı.
Herzaman Ayşe'ye kıymatini bil derdim. Ayşe bilmezdi sevgisizlik nedir? Özgüvensizlik nedir ve saygı görülmemek. Ayşe güzel kızdı. Güneşin rengindeki sarılığa sahip olan saçları , açık yeşil göz rengine sahipti.
Güzellik gelip geçici birşeydi ancak yaşanılan ve yaşananlar unutulmazdı.
Gözlerime işkence edilmiş gibi hissediyordum. Uyanmak istemiyordum. Gerçek hayata dönmek istemiyordum. Ben hayallerim ile burda rüyalarımda mutluydum.
Rüyalarımda küçük beni masum olan Sıla'yı görüyordum. Üzgün olmayan , kırgın olmayan , hayatından kendinden nefret etmeyen ve gerçekten gözlerinden bile okunan, mutluluğa sahip kızı görüyordum.
Hayalimdeki beni.
Gözlerimi ağır ağır açmaya çalıştığımda vücuduma serilen ince şeyi suratımı kapatacak kadar örttüm. Güneş sanki 'Yat yerine' dercesine parlıyor ve ısıtıyordu. Oldum olası yazı sevmezdim.
Arkadaşlarımı daha az görür daha az dışarı çıkardım. Hayatım sıradan değildi aslında. Ne yaşayacağım belli olmazdı. Bazen dövülür , bazen sövülür , bazen ise...
Üzerimdeki örtü suratımı açacak şekilde açıldığında güneşin bana fırlatmış olduğu ışından gözlerim kısık etrafa baktım. Ayak baş ucumda oturmuş beni izleyen iki kişi fark ettim. Etrafı bulanık gördüğümden yerimden dikleştim. Sırtımı yastığa verecek şekilde ayarladım kendimi. Gözlerimi ellerimle ovuşturduktan sonra tekrar ayak ucumdaki kişilere baktım. Batu solda , Can ise sağda oturmuş bana bakıyorlardı.
"Ne oldu bana?"dedim etrafıma bakarken. Kokudan anlamıştım Can'ın odasında olduğumu ancak düne dair pek birşey hatırlamıyordum. Dün Can'ın kucağında uyuya kaldıktan sonra bağırışma sesleri duymuştum ama net değildi.
Dün beni kaçıran adamı ve 'Gelin' dediğini hatırladığımda kasıldım. Onlar benim nerede olduğumu biliyordu. Benim nerede kaldığımı , ne halde olduğumuda. Beni haldeyken kurtarmamışlardı. Ben ve insanlara güvenme duygum!
Daha kaç defa canım yanacaktı merak ediyordum. Yorulmuştum artık. Yanılmaktan , birilerinin bana tekma atmasundan , kazıklanmaktan. Herşeyden.
"Siz benim nerede olduğumu biliyordunuz."dedim etrafı inceledikten sonra gözlerimi kahverengi ve mavi gözlere odakladım.
"Ne bekliyord-"Can cümlesine devam edemeden Batu elüni Can'ın omzuna koyarak sıktı. Can Batu'nun elini iterek devam etti. "Ne bekliyordun ki? Sana hemen güvenmemizi mi? Sana anlat diyoruz anlatmıyorsun. Buna bizi sen yapturdın."dedi Can.
"Sen Can'ı takma. O saçm-" Batu sözüne devam edemeden Can Batu'ya yumruğunu geçirdi. Ben ise anın şokuyla ellerimle ağzımı kapattım. Yataktan hızlı hareketlerle çıktım ve Batu'nun yapıştığı yere gittim. Ellerimle Batu'nun kalkmasına yardım edecekken kolumdaki el buna engel oldu. Eğildiğim yerden kalkmak zorunda kaldığımdan Batu'ya dikkatle bakıyordum.
"Çık Batu."dedi Can sinirle. Batu yerinden ağır ağır kalktığımda sendeledi. Hemen yanına gitmek için hamle yapmıştım ama kolumdaki el beni engelledi. Batu kendisini toparladığımda bana son kes bakarak odadan ayrıldı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İsyan
Ficção AdolescenteKimsesiz olmak sadece anne ve babanın ölmesiyle gerçekleşmezdi. Ben hayatım boyunca bunu anladım. Sevgi yok , şefkat yok , huzur yok , anlayış yok. Tam tersine kötülük var , işkence var , zulüm vardı. Peki ya şimdi? Hayatım iyi olabilir miydi? Kend...