Hızlıca mutfaktan ayrılarak salondaki yemek masasına yürüdü ve Evin'e seslendi. "Evin, Awir'le Nizar'ı çağırsana. Bilmeleri gereken bir durum var. " derin bir nefes aldı ve ekledi. "Hepinizin bilmesi gereken şeyler var. "
Evin biraz kin, bayağı şüphe dolu gözlerle kalktı kahvaltı sofrasından. Kumasına boyun eğmenin rahatsızlığını yaşıyordu. Awir'in çalışma odasına çıkıp kapıyı tıklattı.
"Gel! " dedi Awir.
"Söyle Evin? "
"Peri biraz önce Karin ile konuştu da, hepimizin bilmesi gereken şeyler olduğunu söylüyor. Sizi çağırmak için geldim bende. "
"Ne o öyle bilmece gibi. " dedi Nizar.
"Valla bende bir şey anlamadım. "
"Gidelim öğrenelim bakalım. " dedi Awir.
Aşağı indiklerinde Peri herkesi sakin kalmaları için uyardı.
"Bakın anlatacağım ama sakin olmalısınız. Özellikle de sen Awir. "
"Sen bir anlat da duruma göre sinirlenip sinirlenmeyeceğime ben karar veririm. " ağzından bu sözler dökülürken adım adım yaklaşmıştı Peri'ye.
"Sen bir kapatsana o çeneni! Yoksa ben yaparım. "
Awir biraz daha yaklaştı ve "Maşallah avukat hanım durumu açıklığa kavuşturdunuz şimdi de ahkam kesiyorsunuz. Kızım sen bunu Hollywood'un yüksek bütçeli filmi mi sandın? "
Peri konuşarak cevap vermedi o an. Kimse de konuşamadı zaten. Koca konaktaki tek ses Peri'nin Awir'e attığı okkalı tokat ve ekosuydu.
"Sana sesini kesmeni söyledim. Senin karşında itip kakabileceğin biri yok Awir Ağa. Sen ne kadar Lerzan aşiretinin ağasıysan ben bu iki aşiretin veliahtının anasıyım. Şimdi terbiyeni takın! "
Konuya dönüp kendini sakinleştirdi Peri.
"Helin kaçmış. "
Gözlerini devirdi devam ederken. "Gerçi haksız da sayılmaz. ""Ne demek kaçmış Peri. Doğru düzgün anlat! " emir verircesine keskindi sesi Nizar'ın.
En son Haydar Ağa bu hengameye katlanamadı ve konuştu.
"Yeter! Siz iki adam kılıklı herif dinleyin şu kızı. Kızım sende işin aslı astarını bir anlat. "
"Helin ve Hevraz sevdalanmış Haydar Ağa. Sizin izniniz olmayacağını bildiklerinden kaçmak zorunda kalmışlar. "
"Sen bunları nerden biliyorsun? " dedi Nizar.
"Karin. Karin anlattı. "
Herkes şaşırmıştı. Peri kırdığı potu toparlamak istercesine devam edecekti ki Karin içeri dalıp sözünü kesti.
"Tam olarak anlattım sayılmaz daha çok ima ettim. "
Artık Gazin Hanım çıldırmak üzereydi. "Ya bir düzgün anlatın şu işi. Valla bir şey anlamadım. La havle..."
"Dün abim Hevraz benden iki otobüs bileti almamı söyledi. Acelesi mi varmış neymiş. Benden rica etti bende hazır Mardin'e inmişken otogardan aldım. Sonra da Helin'in kaybolma olayı derken kuşkulanmaya başladım. Tüm olanlar bu Gazin Hanım. "
"Nereye? " diye sordu Nizar.
"Ne nereye? "
"Biletleri nereye gitmeleri için aldın gerizekalı? "
Bu hakareti beklemeyen Karin olduğu yere çakıldı kaldı. Gözlerini kısarak Nizar'a meydan okudu.
"Assanda kızsanda bu gerizekalı onların yerini söylemeyecek! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARDİN
General FictionPeri yıllardır aşiret topraklarına adım atmamıştı. Nefesi olan Mardin'e. Bir geldi mi pir geldi ama en nihayetinde. Gözleri ölümden karaydı. Ölümcüldü. Ateşten yapılmış gibiydi. Dokunulmazdı. Çözümlemek imkansızdı onu. Ama bir sevdi mi...