13. BÖLÜM

107 39 8
                                    

 Eve geldiğimizde hepimiz eski okul ve iş havasına bürünmüştük. Bu tatilin bitmesinden yana kesinlikle değildim. Kim olabilirdi ki?

''Neden buraya döndük ki?'' 

Tuanna somurtarak isyan ederken Ege kendi halindeydi. Herkes çok yorgundu ve kimse birbiriyle iletişime geçmeye tenezzül etmiyordu. Herkes kendi bölmesinde yaşıyordu. Sadece bugün.

Bavulumdakileri dolabıma yerleştirdikten sonra bir duş aldım. Suyun saçlarımın arasından öylece geçmesine izin verdim. Bu daima beni gevşetir ve kendime getirirdi. Yorgunluğumu alırdı. Yaşadığım güzel anıların gözlerimde canlanmasına sebep olurdu.

Duştan çıktıktan sonra saçlarımı ıslak bıraktım. Kendimi öylece yatağıma bıraktıktan sonra nefesimi sesli bir şekilde dışarı verdim. Bu tatilin bana iyi gelmesi gerekmiyor muydu? Neden daha çok yorulmuş gibi hissediyordum? Bir daha nefesimi dışarı vererek laptopumu yatağımın altından çıkardım. Sevgili aile bireylerimin beni çoktan hatırlamış olmaları gerekirdi.

Doğrularak yatağımın üstünde bağdaş kurduktan sonra laptopu bacaklarımın üstüne aldım. E-postalarıma girdiğimde sadece bankalardan gelen mailler dışında başka bir mail olmadığını gördüm. 

Açıkçası şaşırmıştım.

Ama ne de olsa sadece benim için yaşamıyorlardı. Onların da kendi hayatları vardı.

Laptopu kapatıp tekrar yatağımın altına koyduğumda kapım çalındı. ''Gel.'' dediğimde nazik olmaya özen göstermemiştim. Önemli değildi.

Ege kapıdan içeri kafasını uzattığında gülümsedi. Ben de gülümsedim ve yanıma geldi. Rahatlamış görünüyordu.

''Nasılsın, tatil nasıl geldi?'' Gözlerimi devirerek, ''Benim bu tatilden sonra kendime gelmem gerekmiyor muydu? Neden daha yorgun hissediyorum?'' dediğimde kafasını önüne eğerek düşündü.

''Oktay seni yormuş olabilir mi?'' dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım. Birden kahkaha atmaya başladı. Bu çocuk beni öldürecekti!

''Manyak mısın oğlum sen?''

''Evet.'' dedikten sonra ikimiz birden gülmeye başladık. Beni her seferinde kendime getirip gülmemi sağlayabiliyordu. Bu çocuğu seviyordum.

''Peki sana nasıl geldi?'' 

Duraksadı. Sanırım beklemiyordu. Çünkü onunla beraberken genelde benim ruh sağlığımdan konuşurduk. Geenelde bozuk olan benimki olurdu.

''Onu unutmaya çalışıyorum.'' dedikten sonra önüne baktı. ''Ama sadece çalışıyorum. Pek bir işe yaramıyor.''

''Ege, kim bu kız?'' dediğimde bakışlarını değiştirmedi. Ardından gözlerimi içine bakarak,

''Sen tanımazsın. Liseden.'' dedi. Ege'nin aşk acısı çekmesine dayanamıyordum. Ben Ege'nin kötü ruhlu herhangi bir haline dayanamıyordum. Onu gerçekten çok seviyordum.

''Bence unutacaksın. Sadece çaba göster.''

''Ya unutmak istemiyorsam?'' dediğinde gözleri doldu. Hayır, Ege! Ağlarsan ben de ağlarım! Ben ağlarsam susmam! Bu olayı Oktayla yaşamadım, seninle de yaşamamam gerekiyor!

''Hey, yapma! '' dedikten sonra ona sarıldım. Küçüklüğümden beri hep hayalini kurduğum şey Ege ve benim ailelerimizin aile dostu olduğuydu. Onları ilk yemeğe alacağım günü dahi hesaplamıştım. Tek eksik olan Ege'nin kızıydı.

***

Telefonumun sesiyle uyandığımda gün içinde uyuyabildiğime şaşırmıştım. Normalde bunu başaramazdım.

SIR #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin