Bavulumu dolabımdan çıkardıktan sonra yatağımın üstüne koyarak çıkardığım kıyafetleri yerleştirmeye başladım. Bavulumu hazırladıktan sonra odamdan çıkarak salona geldim.
''Her şey tamam mı?'' dediğimde Ege bana dönerek,
''Sorun yok. Her şey eksiksiz.'' dedi.
''Tek eksiğimiz Tuanna.'' dediğimde gözlerini devirerek bana baktı.
''Böyle yapmaya devam ederseniz o kadar çok hayalini kurduğum yarışmayı bırakıp sizinle geleceğim. Hayallerimin fırsatını kaçırmamı mı istiyorsunuz?''
''Hayır, tabii ki hayır. Sadece, çok teşekkürler.'' dediğimde tekrar gözlerini devirdi.
''Bu kadar fazla teşekkür duyduğumu hatırlamıyorum daha önce. Yeter artık.'' deyip gülmeye başladı.
''Yola kaçta çıkıyoruz?'' dediğimde Ege kafasını kaldırarak, ''İstersen gece çıkalım. Sabah orada oluruz.'' dedikten sonra tekrar önüne baktı ve ben kafamı salladım. Sonuçta arabayı o kullanacaktı, bu yüzden benim için kaçta gittiğimiz önemli değildi.
***
Bavullarımızı bagaja yerleştirdikten sonra Tuanna ile vedalaştık. Bir anne edasıyla elinde bir kova su tutarken, bir yandan da sürekli gülümsüyordu.
''Bunu arkamızdan dökeceğine emin misin?''
''Tabii ki de evet.'' dedikten sonra kahkahayı patlattı. Onu tekrar öptükten sonra, ''Kendine iyi bak arkadaşım. Kazanmadan dönme.'' diyerek tekrar sarıldım.
''Olur. Siz de iyi vakit geçirin. Benim yerime de eğlenin.'' dedikten sonra arabanın yanında bekleyen Ege'ye el salladı.
''Görüşürüz.'' diyerek şoför koltuğunun yanına oturdum. Ege arabanın üstünü açıp müziği son ses yaptığında Tuanna çığlık atarak ellerini yukarı kaldırdı.
Giderken arkamı dönmüş Tuanna'ya el sallıyordum.
***
''İnanmıyorum.'' Yazlığın önünde durduğumuzda büyülenmiş bir şekilde karşımdaki eve bakıyordum. Aynı İzmir'e gelip kalacağım evi ilk gördüğümde olduğu gibi.
''Hadi içeri girelim.'' dediğinde ilerleyerek kapıyı tıkladık. Yaklaşık iki üç saniye sonra, orta yaşlarda, kumral bir kadın gülümseyerek,
''Hoşgeldiniz çocuklar. Sizler Tuanna'nın arkadaşısınız değil mi? Kumsal ve Ege.''
''Evet. Fakat Tuanna gelemedi çün-''
''Tamam tatlım, biliyorum. Buyrun içeri girin.'' dediğinde Ege'ye dönerek gülümsedim. İçeri girdiğimizde ikimiz de kendimize bir oda seçerek eşyalarımızı bıraktık.
''Nasıl, beğendiniz mi?'' dediğinde ben hala oturduğum koltuğun kumaşını anlamaya çalışmakla meşguldüm.
''Evet efendim, çok beğendik. Değil mi Kumsal?''
''Evet evet, çok güzel. Çok teşekkür ederiz.''dedikten sonra gülümsedim. Bir süre daha sohbet ettikten sonra,
''O halde siz yazlığın keyfini çıkarın, ben de diğer yazlığa giderek biraz evle ilgileneyim. Bir sorun olursa bu kağıtta adım ve numaram yazıyor. Bana ulaşabilirsiniz.'' diyerek gülümsedi. Bana uzattığı kağıdı aldıktan sonra,
''Teşekkür ederiz, Sevil hanım.'' dedim ve ben de gülümsedim. Anahtarı bana uzattıktan sonra iyi tatiller dileyerek yazlıktan çıktı.
''Biraz uyusak mı artık?'' dediğinde Ege'nin gözlerinden uyku akıyordu. Benden kat kat daha fazla yorulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR #Wattys2015
Romance"Babamı tanıyamamışım,hem de hiç." Kumsal. Ege. Oktay. Tuanna. Şu zamana kadar hayatında erkeklere yer vermeyen Kumsal,ilk defa Oktay'a güvenmiştir.Babasıyla arasında geçen diyalogtan da pek hoşnut değildir.Onu tanımamıştır ve annesi ölmeden önce ai...