3. Bölüm

354 94 27
                                    

ARKADAŞLAR BÖLÜMLERİ OKUDUKTAN SONRA YORUM YAPARSANIZ ÇOK SEVİNİRİM..  


Fred de yemeğini bitirdikten sonra, birlikte kalktılar masadan. Küçük bey mutfağın yolunu tutmuştu babası ile birlikte, o küçücük boyuyla bile yüksek tabanlı terliklerinin üzerine basarak, kırık taş pullarının olduğu tezgaha uzanmaya çalışıyordu. Bir nebze olsun yardım etmek istiyordu babasına. 

*Ellerini yıka ve içeri git Steven (Diye seslendi babası...)

*Hayır baba yardım etmek istiyorum, hem boyum uzamış baksana!!!

(Fred alaycı bir gülümseme atarak)

 *Haydi oğlum kızdırma beni, yeni bir kitap almamı istiyorsan dediklerimi yap ve içeri git...

(Steven kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırmış kediler gibi arkasını dönüp odasına doğru yürüdü.)

Fred oğluna bir kitap alacağını söylemişti. Evet evet söylemişti, ne yapacaktı şimdi? Çok çaresiz kalmıştı, oğlunun bu yaşta daha fazla yük altına girmemesi ve çocukluğunu biraz olsun yaşaması için ona bir kitap alma vaadi ile odasına göndermişti. Hevesini kırmak istemiyordu küçük oğlunun, mutfağı temizledikten sonra Fred de yatak odasına geçti ve oğlunun yanına sırt üstü uzanıp ellerinin ensesine atarak derin derin tavanı izlemeye başladı. Bir yandan savaş olacak mı derdi, bir yandan açlık bir yandan da eğitime başlayacak olan oğlunun sorunları... Usulca gözlerini kapadı, gevşemiş ve yorgun vücudu biranda salıverdi kendini uykuya.

Ertesi sabah Fred uyandığında ilk denemede yatağından kalkamadı, sanki birisi onu arkasından çekiyor gibiydi, ikinci bir denemeye yer vermeden uzanmış bir vaziyette yanında rüyalardan rüyalara dalıp gitmiş olan oğlunu izlemeye başladı. Bir yandan da gözlerini ovalıyor, eline gelen göz çapağını sağ tarafında duran eski tahta komidi'nin üzerinde duran mendilini alıyor ve siliyordu ellerini. Oğlu Steven uyanmadan sokağa çıkıp akşam yemeği için ayırdığı son parasını kitap almak için kullanacaktı. Belki Steven yemek yiyemese de kitaplar onu oyalayabilirdi hemde sözünün arkasında dururdu. Diye düşündü Fred, acaba doğru mu yapıyordu? Evet doğru yapıyordu, çünkü küçük oğlu kitapları o kadar çok seviyordu ki, kitap okurken yemek yemeyi bırakıp çişi geldiğinde dahi tuvalete gitmiyor yerinde sıkım sıkım sıkıyordu kendini. Biran da yerinden fişek gibi fırladı, kalktı hemen yan tarafında duran özenle katlanmış kahverengi kumaş pantolonunu eline alarak baktı uzun uzun, daha sonra geceliklerini çıkararak yavaş ve sakin bir şekilde eline aldığı pantolonunu titizlik ile giyindi.

Pantolonunu aldığı yerin hemen yanında duran giymekten yıpranmış beyaz gömleğini alıp sırtına geçirdi. Oğlunu uyandırmamak için parmaklarının ucunda yürüyüp salonda bulunan çıkış kapısına yöneldi, kahverengi boyasız kunduralarını giyip merdivenleri ikişer üçer adımlar atarak bitirdi. Ana kapıdan bıraktı kendini sokağa, dükkanlarını yeni açan adamlar kepenk seslerinin yayılmasını sağlıyor, kar ayak bileklerini geçmiş bir şekilde yağmaya devam ediyordu, yürüdükçe ''gırç gırç'' sesler çıkartıyor, karda yürümeye bayılıyordu Fred.






İHANET SARMAŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin