18. Bölüm

131 27 14
                                    

Perihan'ın kendini bu davaya adamasının en büyük sebeplerinden biriside geçtiğimiz aylarda küçük bir çocuğun acımasızca sokak ortasında katledilmesiydi, o günden beri her zamankinden daha fazla kin duyuyor daha çok nefret ediyordu, dünkü olanlar ise yani Katy'e yapılanlar Perihan için bardağı taşıran son damla olmuştu. Perihan sinirle oturduğu yerden kalkıp dışarı hava almaya çıkar tam ana kapıdan çıkarken gelen bir mektup görür, mektubu almak için ilerler kutuyu açar mektubu eline alır, dışını inceler ve Ankara'dan geldiğini anlar, çok heyecanlanır , hemen yukarı çıkıp hiçbir şey söylemeden odasına geçer, dağınık yatağının yorganını yere atarak geniş ve rahat bir ortam sağlar, mektubu açarken elleri tir tir titriyordu, yavaş, yavaş açtı mektubu ve okumaya başladı. mektupta şöyle diyordu;

Canım kızım, yüreği kendinden güzel kızım, ben annen seni hepimiz çok özledik kaç sefer aradık fakat hat yoğunluğundan dolayı aylardır ulaşamıyoruz, son çareyi mektup yazmakta bulduk. Kızım benim canımdan bir parça, büyük düşünen asi kızım.... Seni çok özledim, baban fazla belli etmiyor fakat hepimizden çok o özledi seni, bazen yakalıyorum küçüklük fotoğraflarına bakıp bakıp saatlerce ağlıyor, ses etmiyorum, çekinmesin diye görmemezlikten geliyorum. İyisindir inşallah kızım bizler çok iyiyiz ağabeyinde İstanbul'a geldi, mesleğine artık burada devam edecek, canım kızım sana çok önemli bir havadis vereceğim, kardeşin Aysel Almanya'ya yola çıktı çok laf ettik yalvardık ama dinlemedi, ben ablamın yanına gideceğim diye tutturdu, canım kızım biliyorsun oralarda savaş var, yalvarıyorum dikkat edin kendinize beni dinleyeceğini bilsem Türkiye'ye dön diyeceğim ama dönmeyeceğini çok iyi biliyorum. Çok yakında haberlerini bekliyorum kızım, kulağımız hep telefonda babanla geceleri nöbet tutuyoruz her an arayabilirsin diye, sürekli aramayı dene kızım belki hat düşebilir. Sevgili kızım herkesin selamı var, yazdıklarıma burada son veriyorum kardeşin Aysel önce Allah'a sonra da sana emanet, kendinize iyi bakın bizleri merak etmeyin...

Seni Seviyoruz....                                                                                                                    İstanbul/TURKEY                                                                                                                                                                  14/04/1936

Perihan'ın gözlerinden yaşlar sular seller gibi akmaya başladı, mektubunu aldı ve her zaman ki gibi koklamaya başladı, üste annesinin alt tarafta ise babasının parfümü kokuyordu, her zaman ki gibi ihmal etmemişti annesi parfüm sıkmayı. Perihan her birini ayrı, ayrı kokluyor kokladıkça hıçkırıklara boğuluyordu, ailesini çok özlemişti yeni bir mektup yazmaya başladı, bütün olup bitenleri anlattı, mektubun geç gideceğini bildiği için kardeşi Aysel'in yanına geldiğini belirtmeyi ihmal etmedi, kadıncağız meraklanmasın diyede hep iyi şeylerden bahsedip mutlu olduğunu ve her şeyin yolunda gittiğini anlattı mektubunda... Yazılı kağıdı katladı, zarfın içerisine koyup yastığının altına sakladı, pazartesi ilk işi mektubu yollamak olacaktı. Saatler öğle vakti 12:18'i gösteriyor, herkes birlikte oturmuş konuşuyor ve dertleşiyordu fakat birden kapı sesi duyuldu, Perihan kapıya sessizce yaklaştı ve dışarıda ki sesleri dinlemeye başladı, ancak bir şey duyamadı, son çare olarak seslendi.

*Kim o?

-Ben leo ev sahibi leo

Perihan derin bir oh çektikten sonra kapıyı açtı...

*Hoş geldiniz mösyö leo, ne istemiştiniz?

-Evin kirasına 2 gün kaldı onu haber vermek için geldim...

*Biliyoruz kiramız hazır 2 gün sonra gelin alın.

-Tamam iyi günler

Perihan iki elini havaya kaldırarak

İHANET SARMAŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin