Sabah uyandığımda mutfağın yanındaki oturma odasında koltukta yayıldığımı fark ettim ve hemen kendimi toparladım. Joon Myeon'u aramak için kalktığımda aslında yan koltukta uyuyor olduğunu bilmiyordum. Bilmem de iyi olmadı. Anlık olarak attığım küçük çığlıkla Joon Myeon az kalsın uyanıyordu. Neyse ki sadece sağına döndü ve elini yanağına koyup tekrar uyumaya başladı. Uyansa kesin rezil olmuştum.
Saat beşti. Daha fazladan bir saatim vardı ve ben bu bir saati ders çalışarak geçirmeyi kafama koymuştum. Sınava neredeyse hiç çalışamamıştım. Bir saat tabi ki de yeterli değildi ama çalışmak zorundaydım.
Mutfak masasına oturmuştum ve çantamın fermuarını yeni açıyordum ki çarpan kapı sesiyle yerimde hopladım. Arkamı döndüm ve hayır. Ses arkamdan gelmiyordu. Hemen kalkıp Joon Myeon'un uyuduğu odaya döndüm. Ama artık Joon Myeon'un uyuduğu oda değildi. Çünkü Joon Myeon yoktu. Anlık bir şekilde ürktüm diyebiliriz. Ne ara uyanmıştı da kalmıştı ki? Hemen merdivenleri çıktım ve ilk kapının çıktığı odaya girdim. Ama tabi ki de burada değildi. Doğal olarak. İnsan sabah kalkınca banyoya gidip bir elini yüzünü yıkar değil mi yani. Hemen banyoya gittim ve burada da yoktu. Nereye gitti ki bu şimdi? Hemen banyodan çıktım ve tuvalete bakma planlarındaydım ki... Arkamı dönmemle Joon Myeon'la çarpışmam bir oldu.
Uykuluydu ve gözlerini ovuşturarak ve başı sanki ağrıyormuş gibi başını tutarak bana bakıyordu. Gözleri tam açık değildi ve beni hala tanıyamamış gibi tuhaf tuhaf bakıyordu. Ben de ağzımı açmış ona bakıyordum.
Ne yapacağımı şaşırıp başımı kaşıyarak ve gözlerimi kaçırarak:
''Üzgünüm... şey, ben de tam... çıkıyordum ama... kapı sesi gelince... (El kol hareketleri yapıp tuvaleti göstererek) Buraya girdin sandım da... aaaa şey.... Nasılsın?
Telaşlanmış mıydım ben? Neden bu kadar kekeliyordum ben acaba? Şimdi de boynumu kaşımaya başlamıştım ve gözlerimi kaçırmaya devam ediyordum. Kapının önünde kısılmıştım. Geçmem için çekilmeliydi ve benim yapabildiğim tek şey salak salak telaşlanmaktı.
Dikilmiş ve sadece gözlerini uykulu bir şekilde kısmış bana bakıyordu. Ne yapacağımı şaşırmamam elde değildi.
''Iıııı... -yanını gösterdim- Geçebilir miyim acaba?''
Bakmaya devam etti ve cidden neydi bu şimdi? Hala uykuluydu ve... offfff.... o anı unutabilmeyi cidden isterdim. Niye aklımdan çıkmıyor ki? İlaçların etkisi miydi peki? Ya beni bayağı bayağı..... Ya o beni cidden... Ya o şimdi beni.... Öptü mü?
Offf neydi şimdi bu? Gerçekten beni delirtmeye mi çalışıyordu? Ya ne oluyordu şimdi durduk yerde? Olanlara anlam veremiyorum. CİDDEN AMA! Çok sinirliydim. Evet şu an her şeyi yapabilirdim sinirimden!
Ne güzel yaptım ama ya! Her şeyi yapabilirdim evet ama benim tek yaptığım kapıyı çarpıp çıkıp gitmek oldu. Ha bir de aptal gibi kapıyı çarpıp çıkarken çantamı masada unutmasaydım yarı yoldan dönüp ikinci kez bir sınava daha geç kalmazdım herhalde değil mi !? (Çanta unutmaya da ne yatkın bir ev ama) Sınavda salak salak o anı düşünmeseydim bu kadar düşük almazdım ama öyle değil mi!
OFFFFF! Cidden ne gündü ama ya! Uzatmak istemiyorum yoksa cidden...
-Görüldüğü üzere cümlenin sonunu getirmeye halim bile yok-
Bana ciddi şeyler oluyor. Söyleyin olmasınlar...