Öğlene doğru alışverişi bitirmiştim ve eve dönüyordum ki Joon Myeon'a öğretmenle buluşacağımız yerin adresini sormak için mesaj attım. Cevap dakikasında gelmemişti. Hatta yaklaşık bir saat sonra gelmişti. Peki tamam itiraf ediyorum cevap tam bir saat on bir dakika sonra gelmişti. Mesajımı görmesine rağmen bu neydi şimdi? Bir dakika? Ben dakika mı saymıştım? Neden bu kadar çok düşünüyordum?
Cevap geldikten sonra hemen hazırlanıp evden çıkmıştım. Ama bu sefer aynı manzarayla karşılaşmamıştım. Kapının önünde ne Joon Myeon'un arabası ne de Joon Myeon vardı. Öğretmenin yanına otobüsle gittim. Joon Myeon'la buluşacağımız yerde karşılaşmıştık ve göz göze gelmemek için her şeyi yapabilirdim. İçeriye önce onun girmesini bekledim ve öyle de oldu.
Öğretmen ikimizin de yazılarını aldı ve üçümüz öylece birbirimize bakınırken öğretmene bir mesaj geldi ve aniden toparlanmaya başladı. Ne olduğunu sorunca da ben hemen geliyorum deyip çıkıp gitmişti. Kamera şakası mıydı bu? Aradan on-on beş dakika geçmişti ve biz hala tek kelime etmeden oturuyorduk. Sonunda ortamdaki sessizliği bozabilecek tek kişi bendim.
''Joon Myeon -bunu söyledikten sonra iç çekmiştim- Bu isimi öğrendiğim gün... ne kadar da sevinmiştim.''
Kafasını kaldırdı ve bana öylece bakmaya başladı.
''Ben... neden bu kadar sevindiğimi çok düşündüm. Ama sebebi... burada bir yerlerde saklıydı. -kalbimi gösterdim- Burada değil -kafamı göstermiştim-
Bir kaç dakika geçmişti ve devam ettim.
''Biliyor musun? Yalan söyleyince ... terlemeye başlıyorum. Ve gerçekten... durduk yerde sırılsıklam terlediğim oluyor. Sen... Terlediğimi görmüyor muydun?
Cevap beklercesine ona gözlerimi dikmiş bakıyordum. Ama o söylediklerimin hiçbirini anlamamışa benziyordu. Anlamadığı söylediklerinden belliydi.
''Ne?''
''Yalan söyledim''
Şimdi ayağa kalkmıştım ve ona öylece bakıyordum... ve yineledim.
''Sana yalan söylediğimi anlamadın mı?''
Bunu söyler söylemez eğildim ve yaptıklarımı beynimde değil de kalbimde ölçüp tartıyordum sanki. Sanki zekamı kullanmıyordum.
''İşte bu yüzden... Üzgünüm.''
Yaptıklarımdan gerçekten haberim yoktu.
Eğildim ve şimdi dudaklarını hissedebiliyordum.